Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirleri

Hasan AKDOĞAN
Hasan AKDOĞAN GÜMRÜK VE DIŞ TİCARET [email protected]

 

 
 
 
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 60'ıncı maddesine göre; Bir kamu kurumunun verdiği izne dayalı olarak faaliyette bulunan özel hukuk tüzel kişisinin organ veya temsilcilerinin iştirakiyle ve bu iznin verdiği yetkinin kötüye kullanılması suretiyle tüzel kişi yararına işlenen kasıtlı suçlardan mahkûmiyet hâlinde, iznin iptaline karar verilebiliyor. 
 
Keza; müsadere hükümleri, yararına işlenen suçlarda özel hukuk tüzel kişileri hakkında da uygulanabiliyor. Ancak; işlenen fiile nazaran daha ağır sonuçlar ortaya çıkarabileceği durumlarda, hâkim bu tedbirlere hükmetmeyebiliyor.
 
Bu maddenin uygulanmasındaki gerekçe şöyle belirtiliyor; "Anayasamızda da güvence altına alınan ceza sorumluluğunun şahsiliği kuralının gereği olarak sadece gerçek kişiler hakkında ceza yaptırımına hükmedilebilir. Ancak bu ilke, işlenen suç dolayısıyla özel hukuk tüzel kişileri hakkında güvenlik tedbiri niteliğinde yaptırımlara hükmedilmesine engel değildir. Bu nedenle maddede, özel hukuk tüzel kişileri hakkında hükmedilebilecek güvenlik tedbirlerinin tür ve koşulları düzenlenmiştir. Maddede öngörülen ilk güvenlik tedbiri, faaliyet izninin iptalidir. Bunun için ilk koşul özel hukuk tüzel kişisine, belirli bir faaliyette bulunabilmesine ilişkin bir kamu kurumunca verilen bir iznin varlığıdır. İkinci koşul ise, bu iznin sağladığı yetkinin kötüye kullanılması suretiyle tüzel kişi yararına kasıtlı bir suç işlenilmesidir. Dikkat edilmelidir ki, burada söz konusu olan suç, tüzel kişi yararına işlenmiş herhangi bir suç değildir. İşlenen suçla, verilen iznin kullanılması arasında nedensellik bağı olmalıdır. Ayrıca, özel hukuk tüzel kişisinin organ veya temsilcilerinin bu suçun işlenmesine iştirak etmeleri gerekir. 
 
Örneğin uyuşturucu veya uyarıcı madde ticaretinden elde edilen gelirlere meşruiyet görüntüsü kazandırmak için bir döviz bürosunun kullanılması hâlinde, bu döviz bürosunu işleten özel hukuk tüzel kişisinin, döviz bürosu işletmek için aldığı izin iptal edilecektir. Yine, ilaç üretmek için izin alınmış olan bir laboratuvarda uyuşturucu veya uyarıcı madde üretimi yapılması durumunda da, aynı sonuç doğacaktır.
 
Özel hukuk tüzel kişileri bakımından öngörülen ikinci güvenlik tedbiri ise müsaderedir. Buna göre, tüzel kişi yararına işlendiği belirlenen suç bakımından, müsadere hükümlerindeki koşullar da gerçekleşmiş ise, o suçla bağlantılı olan eşya ve maddî çıkarların müsaderesine hükmedilecektir. Bu hâlde iyi niyetli üçüncü kişilerin hakları korunacaktır. 
 
Özel hukuk tüzel kişileri ile ilgili güvenlik tedbirlerinin uygulanmasında, işlenen suç dikkate alındığında, çok ağır sonuçlar doğabilir. Örneğin çok sayıda kişi işsiz kalabilir veya iyi niyetli üçüncü kişiler bakımından telafisi güç kayıplar meydana gelebilir. İşte bu gibi hâllerde mahkeme maddedeki orantılılık ilkesine dayanarak bu güvenlik tedbirlerine hükmetmeyebilecektir. Özel hukuk tüzel kişileri hakkında uygulanacak güvenlik tedbirlerine, her suç bakımından değil, kanunda özel olarak belirtilen hâllerde hükmedilebilecektir."
 
Gümrük mevzuatı açısından durum şöyledir;
 
5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun 4/3'üncü maddesinde; "Bu kanunda ta-nımlanan suçların, tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde veya yararına olarak işlenmesi ha-linde, ayrıca bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur" deniliyor.
 
Bu maddede ki düzenlemeye göre, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun (KMK) 3'üncü maddesinde tanımlanan kaçakçılık suçlarının tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde veya yararına olarak işlenmesi halinde, suçu bizzat işleyen şirket ortak ve yetkililerine kanunun öngördüğü cezaların verilmesi yanında, ayrıca tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirlerine de hükmedilebilmesine imkan tanınıyor.
Tüzel kişiler hakkında uygulanacak güvenlik tedbirleri TCK'nın 60'ıncı maddesinde; iznin iptali ve müsadere olarak belirtilmiş olup, bunların hangi hallerde verileceği madde gerekçesinde açıklanmış bulunuyor. 
 
Bir özel hukuk tüzel kişisinin ortak, yönetici veya temsilcilerinin işlediği bütün kaçakçılık suçlarından dolayı, tüzel kişi hakkında güvenlik tedbiri uygulanabilir mi? Tabi ki hayır.
 
Öncelikle, işlenen kaçakçılık suçundan dolayı özel hukuk tüzel kişisine güvenlik tedbiri uygulanabilmesinin ilk şartı; TCK'nın 60'ıncı maddesinde de vurgulandığı üzere; "Bir ka-mu kurumunun verdiği izne dayalı olarak faaliyette bulunan özel hukuk tüzel kişisinin organ veya temsilcilerinin iştirakiyle ve bu iznin verdiği yetkinin kötüye kullanılması suretiyle tüzel kişi yararına" kaçakçılık suçunun işlenmesi ve mahkumiyet hükmünün verilmiş olması gerekiyor. 
Kaçakçılık suçu işleyen her tüzel kişinin bir kamu kurumundan aldığı izinle; ithalat, ihracat, transit, antrepo vb. işlemler yaptığı söylenemeyeceğine göre bu konuda seçici bir değerlendirme yapılması gerekiyor. 
 
Örneğin; (A) San.ve Tic. AŞ Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'na müracaat etmiş ve gerekli koşullara uyduğu anlaşıldıktan sonra kendisine (C) tipi antrepo işletme izni verilmiştir. Ancak, şirket bu antrepoyu yasal mevzuata uygun kullanmak yerine KMK'nın 3'üncü maddesinde tanımlanan kaçakçılık suç/suçlarını işlemede kullanmıştır. Böylesi bir durumda mahkemece şirket ortak, yetkili veya temsilcileri hakkında kaçakçılık suçundan mahkumiyet kararı verildiğinde, aynı zamanda antrepo izninin iptaline de hükmedilebile-cektir. 
 
Başka bir örnek; Dahilde İşleme İzin Belgesi alan bir firmanın aynı şekilde bu izin bel-gesini kötüye kullanarak kaçakçılık suçu işlemesi halini de verebiliriz. Buna rağmen Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulan ve faaliyet gösteren (X) limitet şirketinin (Z) gümrük müdürlüğüne tescil ettirdiği gümrük beyannameleriyle -sahte belge kullanarak eksik gümrük vergileri ödemesi (KMK.m.3/2) ve şirket yetkililerinin bu suçtan mahkum olması halinde, şirket hakkında -güvenlik tedbiri- uygulanması gerektiğini söyleyemeyiz. 
 
Çünkü, (X) limited şirketine kanunun aradığı anlamda -herhangi bir kamu kurumunca verilmiş bir izin ve bu iznin kötüye kullanılması suretiyle suç işleme- durumu söz konusu değildir. Aksini kabul bütün kaçakçılık suçlarında özel hukuk tüzel kişilerine güvenlik tedbiri uygulanması anlamına gelir ki, kanun koyucunun böyle bir amacı hedeflediğini söylemek mümkün bulunmuyor.  Bu gibi örnekleri çoğaltmak mümkündür. Konuya ilişkin detaylı bilgilere ulaşmak için Gümrük Başmüfettişi ve Bölge Müdürü Kaptan Kılıç'ın"Açıklamalı KMK" kitabına başvurulabilir. 
 
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar