Tuzakçıların organize işleri!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Avrupa Merkez Bankası’nın hafta içinde aldığı kararlar, finansal piyasalar tarafından fazlası ile abartıldı. Euro diğer tüm paralara karşı sert bir şekilde değer kaybetti, böyle olmaya devam edeceğine yönelik beklentilerin, belirleyici olabilmesi için yoğun çaba harcandı. Euro cinsinden borçlanmanın çok kolaylaşacağı ve buna bağlı olarak risk alma isteğinin yeniden artacağı yönünde bir hava yaratılmaya çalışıldı. Belli ki kısa vadeli düşünen birileri kendini kurtarabilmek adına, her kesimi ilkesizce kendi çıkarlarına alet etmeye çalışıyor! 

Durum böyle olunca sorgulamak gerekiyor: alınan kararlar Avrupa’yı durgunluktan çıkarabilir ve euronun ömrünü uzatabilir mi? Bölge bankaları ve tasarrufçuları, birilerinin öngördüğü gibi hesapsızca risk almaya başlar mı? Daha önemlisi yaşananlar, tahvil alımları ve hesapsız parasal genişleme konusunda Almanya’nın direncinin kırıldığı anlamına gelir mi? Gerçekçi olmaya çalışanlar açısından, bu ve benzeri sorulara olumlu yanıt verilebilmesi pek mümkün görünmüyor. 

Yapılan açıklamalara bakılır ise mart ayı sonrasında her ay 60 milyar euro büyüklüğünde tahvil alınacakmış ve bu 2016 yılı eylül ayına kadar devam edecekmiş! Bu kararın detaylarına kendi çıkarları gereği bakmayanlar, bir trilyon euroyu aşan büyüklüğünde bir tahvil alımı olacağını iddia ederek piyasalara coşku vermeye çabalıyor! 

Tahvil alımlarının sadece yüzde 20’si risk paylaşımlı olacakmış; başka bir deyişle sadece bu kısım Avrupa Merkez Bankası, geri kalanı da üye ülke merkez bankaları tarafından satın alınacakmış! Yatırım kalitesinde olmayan Euro Bölgesi üyeleri bu olanaktan yararlanamayacakmış! Tahvil alımları, üyelerin Avrupa Merkez Bankası’ndaki hisse oranına göre dağılacakmış! Bu detayları dikkate alarak gereken sadeleştirme yapıldığında sonuç çok farklılaşıyor; piyasaların umduğu türden tahvil alımlarının hacmi, beklentilerin yanına bile yaklaşamıyor! 

Genelde ayrıntılarda gezen şeytanlar, bu kez detaydan kaçarak abartılı beklentilerde kendine umut arıyor! Muhtemelen piyasaya verilecek likiditenin çok büyük kısmı, yine dönüp Merkez Bankası’na park edecek ve risk almaktan kaçınacak. Üç yıl vadeli ve trilyon euro büyüklüğündeki repo ihalelerindekinden daha farklı bir sonuç ortaya çıkmayacak. Negatif faizlere rağmen durgunluğun derinleşmesine kayıtsız kalanların tavrı değişmeyecek. Fakat bu gerçek açığa çıkana kadar birileri bu fırsattan yararlanmaya çalışarak, enayi avından medet umacak! Bir buçuk veya iki ay sonrasının kaotik ortamından çok korkanlar için başka şans olmayabilecek! 

Tek başına bu kararlar euro bölgesinin durgunluktan çıkmaya başlaması için kesinlikle yeterli değil. Küresel koşullar da amaca uygun sonuç alınabilmesine fırsat tanımıyor. Avrupa yaşlı, tasarruf sahipleri ise aşırı muhafazakarlığı nedeniyle ABD’dekilerden çok farklı; müşterilerinin almadığı riskleri, yorgun AB Bankalarını alabilmesi de pek olası durmuyor! Avrupa yeni bir uzmanlık alanı yaratamıyor, kağıt üzerindeki rekabet düzelmesi ise pek bir işe yaramayacak gibi görünüyor. Bu durum Euro’daki değer kaybının, abartılı ve zorlama olduğunu düşündürüyor! 

Gerçekler, risklerini sinsice azaltmayı hedefl eyen finansal sermayenin ve onları yönlendirenlerin işine yaramıyor. Umut yaratmak adına, potansiyel risk alıcıları hayali beklentiler ile yemleyerek kafese çekmek dışında bir seçenek üretemiyorlar; birikimi veya kredi itibarı olan aç tavukları, tuzaklarına çekmeye çalışıyorlar! 

Bu süreçte eurodaki kontrolsüz düşüşün kur savaşlarını hangi boyutlara tırmandıracağı ve küresel ekonomiyi nasıl etkileyeceği kendi derdine düşenleri ilgilendirmiyor! Tahvil alımlarını neden hemen değil de Mart ayında başlayacağı hiç sorgulanmıyor! Tuzakçıların bir kısmı, tahvil alımı keşke Nisanda başlasaydı ve biraz daha fazla zamanımız olsaydı diye içinden geçiriyor! Hayali beklentiyi aldırmaya çalışanlar, satmak ve risklerini azaltmak için sazanları beklemeye şimdiden başladılar! Evdeki hesap çarşıya uymaz ise ne yapacaklarını bilmiyorlar. Tuzakçılar ile işbirliği yapanların önemli bir kısmı da kurban durumuna düşebilir, ava gidenler de av olabilir!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar