Tutanaklar ne diyor?

Orkun GÖDEK
Orkun GÖDEK Bakış Açısı

Hafta içerisinde Fed’in 29-30 Ocak toplantısına ait kamuoyu ile paylaştığı tutanakları takip ettik. Normal zamanlarda göz ucuyla geçiştirilen bir veridir. Ancak, detay cümlenin içerisinde saklı; ‘normal zamanlarda.’ Şimdi konuya açıklık getirelim; Fed’in Kasım, Aralık ve Ocak ayı yönlendirme değişikliklerinin ardından artık tutanaklar bir adım öne çıkacak. Nitekim öyle de oldu.

Elde olan başlıklar üzerinden ilerleyelim. Global piyasalar 3 Ocak başlangıç ile birlikte iyimserliğin şekillendirdiği ortamı fiyatlamaya çalışıyor. Fed öncesi bahse konu senaryo iyice belirginleşti. Toplantı sonrasında ise haber akışının zayıflaması ve beklentilerin önden fiyatlaması kaynaklı bir nevi ‘boşluk’ durumu söz konusu. Toplantı sonrasında ilk olarak paylaşılan metin kamuoyuna duyurulan ve içerisinde sonuçların yer aldığı belgeydi. Devamında da Başkan Powell’ın sunumu ‘güvercin’ olarak nitelendirilen duruşu yatırımcıların önüne getirdi. Peki, tutanaklar ile genel yaklaşım aynı noktada duruyor mu? Kısmen.

Detaylar ile devam edelim. Net olan kısım, bilanço normalizasyonu sürecinin yıl içerisinde tamamlanacağına yönelik konsensüs. Burada neredeyse tüm katılımcıların oy birliği söz konusu. Seviye ise net değil. Piyasa işlemcileri arasında tartışılan rakam 3-3.5 trilyon dolar aralığında bir noktada durulacağına işaret ediyor. Bu noktada tutanaklar devreye giriyor; rezervlerin bilanço açısından değerlendirilen başlıklardan birisi olduğunun altı çiziliyor. Klasik muhasebe kuralı gereği, bilançoda bir taraf azalacaksa diğer tarafın artması gerekiyor. Hatırlatalım; 2008-09 krizi sonrasında Fed’in para piyasası işlemlerini yeniden dizayn eden duruşu nedeniyle bankaların tutmaları gereken rezervin üzerinde bir parayı bankaya park ettikleri biliniyor. 2008 sonunda henüz 800 milyar dolar düzeyinde oluşan fazlalık, para politikası uygulamasının doğal bir sonucu olarak 2014’te 2.6 trilyon dolar düzeyine dek ulaştıktan sonra faiz artırım ve normalizasyon sürecine girilmesi ile birlikte 1.5 trilyon dolara dek geriledi. Aynı zamanda Fed nezdindeki bankalararası para piyasasının azalan işlem hacmi de yeniden toparlanma gösterdi ve bankaları birbiri ile borçlanmaya sevk etti. Bugün kendisine çok fazla yer bulamamış olsa da bilanço sürecinin sona ermesinde en kritik noktalardan birisi rezervlere yönelik Fed’in tutumu ve sistemin diğer oyuncularını yönlendirmesi olacak. Sirkülasyondaki para seviyesine karar verme aşamaları da denklemin sonunda bilançonun oluşacağı seviyeyi gösterecek. Biraz teknik bir konu fakat gidişat maalesef bu yönde şekillenecek.

Diğer önemli başlık ile devam edelim. Faiz. Burada bilanço ölçeğinde netlik söz konusu değil. Katılımcılar arasında enflasyonu kendisine indikatör olarak almayı tercih eden bir grup da var büyümeyi öne çıkaran da. Faiz patikası için ufuk net değil. Bu aşamada 2019’da faiz artırımı olmaz demek yanlış bir çıkarım. Global büyümenin toparlanması durumu söz konusu olursa -ki muhtemelen yılın ikinci yarısına denk gelebilir- Fed’in yönlendirmesi de değişecektir. Özetle, soru işareti var.

Toparlayalım. Gelişmekte olanlar kadar sorunlu gelişmişler için de zaman kazanımı durumu devam ediyor. Muhtemeldir ki talebin yaz aylarında artabileceği düşüncesiyle birlikte Haziran ayını pivot olarak belirleyebiliriz. Zaman kazanımı sırasında sonrası için hazırlık yapmakta da fayda var.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
ECB hamleleri ve riskler 14 Eylül 2019
GOÜ heyecanı her yerde 07 Eylül 2019
Beklemekle oluyor mu? 17 Ağustos 2019