TUSAŞ - Saha İstanbul Buluşması (2)

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

TUSAŞ -Saha İstanbul Buluşması kendi alanında bir ilk adım olarak anlamlıydı.Toplantıda alt sistemlere ilişkin bütün tartışmaları izleme fırsatımız olmadı. İzlediğimiz toplantılarda tanıtımlar, sunumlar ve sorulardan çıkardığımız sonuçları paylaşalım. Birincisi, herhangi bir alanda gelişme yaratmanın üç kuralını unutmamamalıyız: Alan keşfetmeliyiz, işi ve süreçleri tanımlamalıyız ve iletişim kurarak somut bir ürün ya da hizmeti ortaya koylalıyız. Firmaların anlatımlarından, alan keşfettiklerini, süreçlerini tanımladıklarını ve bu iki beleşende oldukça ileri aşamalara eriştikleri kanısına ulaştım. Piyasa yapıcısı kuruluşlarla ilişki kurmada ise ciddi eksikliklerin olduğu düşüncesi zihnimde yer etti.TUSAŞ-Saha İstanbul Buluşması ilişki kurma açısından atılan önemli bir adımdı ama meşrulaştırılmış bir strateji etrafında ilişki örgütlenmesine dönüştürmesi gerekiyordu. Merkezi bir akılla koordinasyon sağlanamazsa sonuç almamız zordu. Bu ilk girişimdin sonra, ne yapacağımızı, nasıl yapacağımızı, kimlerin sorumlu olacağını, iletişim sisteminin sürekli kendini yeniden üretmesini nasıl sağlayacağımızı bir proje olarak ele almazsak,el yordamıyla ilerlemenin tuzaklarına düşülebiliriz.

İkincisi, potansiyeli olan firmaların iş-odaklı olmaları, günlük işlerin ağır baskısı nedeniyle piyasa yapıcısı kuruluşlarla ilişki kurma ve işbirliği yapmalarına gerekli zamanı ayıramadıkları düşüncesine ulaştım. Ayrıca, toplantıya katılma gerekçeleri açıklandıkça, bilinçli ve seçilmiş bir katılım vurgusu yapanların çoğunluğu oluşturmadığı kanısına ulaştım. 

Firma eşleşmeleri önemli 

Üçüncüsü, dünyanın her yerinde,- küçük ve orta ölçek iş yerleri yönetimlerinin piyasa yapıcısı kuruluşlarla ve kendi aralarında eşleşme konusunda gerekli bilgiyle donanmış olmaları önemlidir. Bu konuda bilgi boşluğu varsa, o boşluğu dolduracak profesyonel örgütlenmeler belirleyici rol oynuyor. Piyasa yapıcı kuruluşlarla ve potansiyeli olan firmaların kendi aralarında eşleşme konusunda alınması gereken önemli bir mesafe olduğu sonucuna da vardım. 

Dördüncüsü, ülkemizde diğer üretim alanlarında olduğu gibi, savunma, havacılık ve uzay alanında çalışma yapan firmalarla ilgili “dinamik envanter” olmadığını gözledim; hiç de şaşırmadım. Hangi alanda yeterli envanterimiz var ki, savunma, havacılık ve uzay alanında olsun.Yapılması gereken ilk iş sağlıklı ve dinamik bir envanter hazırlamak olmalıdır. Dinamik bir envanter olmaksızın kaynakları etkin ve verimli kullanmak mümkün değildir. 

Beşincisi, “yurt dışı fırsatları değerlendirmek için eşleştirmenin yaygınlaştırılması,derinleştirilmesi” konusunda da izleğim firma yöneticileri tarafından bir öneri, gözlem ya da deneyim aktarılmadı. Sektörde ülke dışı firmalarla sağlıklı bağlantı kurmadan bir yere varmanın zor olacağını bilmeli. Gelişmiş ülke deneyimlerine baktığımızda, sadece yurtiçinde piyasa yapıcısı kuruluşlarla sağlıklı ilişkilerin yeterli olmadığını görürüz. Yurtdışı firmalarla da eşleştirme konusunu bir proje olarak ele almalıyız. Bu aşamadan sonra, firmalar arasında eşleşme konusu mutlaka ele alınmalı, yapılabileceklerin bir dökümünü içeren yol haritası hazırlanmalı. 

Altıncısı, “net bilgi, etkin koordinasyon ve odaklanma” olmaksızın sektörde etkin sonuçlar yaratılamaz. Bir sektörde birikimleri net olarak bilinmiyor; kaynaklar etkin koordine edilemiyor; odaklanma gerekli yoğunluğa ve derinlikte yapılamıyorsa başarı şansı azalır. Bu ilk girişimden sonra, net bilgi, etkin koordinasyon ve odaklanma sorunlarını aşmak için nelerin yapılması gerektiğini de tartışmalıyız. Yapılacak işlerin aşamalarını, kimlerin sorumlu olduğunu ve yapılacak işlerin zamanlamasını belirleyen, yetkilileri ve sorumluları tanımlanmış bir yapı oluşturmalıyız. 

Ortak çözüm alanları 

Yedincisi, “piyasa yapıcısı kuruluşların yapısal ve ekonomik özellikleri ve ilişki kurma stratejileri firma yönetimleriyle paylaşılmazsa, “ileri teknoloji üretmek için güçleri birleştiriyoruz” ana fikrini hayata taşırken istenen verimlilik sağlanamayabilir ve sloganlar ciddi fikirlerin yerini alabilir. 
Sekizincisi, “firmalar arasında ‘ortak çözüm alanları keşfetme, tanımlama ve iletişim’ kurulması da sektör eko-sistemin oluşturulmasını hızlandırır. Firma yönetimlerinin belli platformlarda bir araya getirilmesi, işbirlikleri yapılabilecek analların keşfini kolaylaştırır; o nedenle sistematik biçimde bir araya gelmek gerekir. 

Dokuzuncusu, ülkemizde birçok alanda olduğu gibi, savunma, havacılık ve uzay sektöründe hizmet sunabilecek firmaların faktör koşulları, talep koşulları, rakip stratejileri ve karşılıklı-bağlımlılık ilişkilerinde kendini yeniden üretecek “geri- bildirim mekanizmalarını” işleten “dinamik iletişim platformları” oluşturmaya özen gösterilmelidir. Şimdi sorulması gereken şudur: Bu aşamadan sonra nasıl örgütlenmeli ve ne yapmalıyız? Önce sektörle ilgili popüler literatür kadar akademik çalışmaları da yakından izleyen, uygulamaların farkında onlan bir çalışmaya ihtiyaç var. Ulaşılan bilgilerin firmaların anlayabileceği dile dönüştürerek dağıtacak bir yapı oluşturulmalıdır. Sektöre hizmet sunacak firmalarla ilgili “dinamik envanter” konusunda hızla harekete geçmeliyiz. TUSAŞ- Saha İstanbul’a katılan firmaların bir listesini yapmalı,bir ekip oluşturarak saha çalışmalarıyla firmalar hakkında net bilgi sağlayan bir mekanizma oluşturmalıyız. 

Piyasa yapıcısı kuruluşlara “erişebilirliği artıran ara yüzü” oluşturan bir örgütlenmeye ihtiyaç var. Bir ortak sivil inisiyatif oluşturarak, piyasa yapıcı kuruluşlardaki doğru adreslerle, yeterli belge ve bilgiyle donanmış firmaların ilişki kurabilmeleri sağlanmalıyız. Potansiyeli olan küçük ve orta ölçek firmaların kendi aralarında ve piyasa yapıcısı kuruluşlarla ilişkilerinde net bilgi, etkin koordinasyon ve odaklanmayı izleyen geri-bildirimlerle kendini sürekli yeniden üreten bir merkez olmalı ki yaratmak istediğimiz sonuçlara erişmemiz mümkün olsun.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar