TUSAŞ-Saha İstanbul Buluşması (1)
Bir düşünceyi irdelerken varsayımımızı net olarak ortaya koyarak tartıştırsak, düşünce üretiminin verimi artar. Varsayımınızın doğrulayan kanıtlar kadar yanlışlayan kanıtlar üzerinde yoğunlaşırsak hayatın öz gerçeğine daha yakın genellemeler yapabiliriz. Varsayımların sorgulanması bilgilerimizi netleştirir;ana fikrimizi berraklaştırır ve ortak irademizi olgunlaştırır.
TUSAŞ-Saha İstanbul Buluşması çağrısını alınca önce ana fikrinin ne olduğuna baktım: “İleri teknoloji üretmek için güçlerimizi birleştiriyoruz" deniyordu. Edirne'den Sakarya' ya Kuzey Marmara Havzası'nda bu yazı içeriğinde kısa dökümü açıklanan çok yaygın işyerlerinde potansiyeli olanlarla piyasa yapıcısı kuruluşların ilişki kurmasının kanalları açılmak isteniyordu. Savunma, havacılık ve uzay çalışmalarına katkı yapabilme potansiyeli olan firmalarla tanışma ve karşılıklı ilişkiler geliştirmeyi hedefleyen bir toplantı düzenlenmişti.
Toplumsal yaşamda yapılar önemlidir ama o yapıların için hayat dolduranların insanlar olduğu unutulmamalıdır. Bu açıdan,bir toplantıyı düzenleyen insanların kimliklerini ve kişiliklerini, daha da önemlisi ne yapmaya çalıştıklarını bilmek de önemlidir. İstanbul Buluşması’nı örgütleyen insanlarımız güven vericiydi: Prof. Dr. İbrahim Özkol (İTÜ), Prof. Dr. Gökhan İnalhan (İTÜ), Yr. Doç. Dr. Hülya Cebeci (İTÜ), Yr. Doç. Dr. Emre Koyuncu (İTÜ), İlhami Keleş (Saha-İstanbul) Bekir Ata Yılmaz (TUAŞ), İbrahim Tanyolu (TUSAŞ) düzenleme komitesini oluşturuyordu.
Açılış konuşmalarını; Mehmet Karaca (İTÜ Rektörü) Hasan Büyükdede (Saha İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı / İSO Meclis Başkanvekili), Bekir Ata Yılmaz (TUSAŞ Genel Müdür Yardımcısı), Halil Tokel (THY Genel Müdür Danışmanı), Prof. Dr. İbrahim Özkol (İTÜ Rektör Yardımcısı), Süleyman Yangınlar (TUSAŞ ) yaptı.
Saha İstanbul potansiyelleri
Saha İstanbul/Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği tanıtım broşüründe özet bilgiler potansiyeli gösteriyordu: Dernek, Kuzey Marmara Havzası'ndaki firmaları örgütlüyordu. Kuzey Marmara Havzası'nda İTO'ya kayıtlı 65 bin, İSO'ya kayıtlı 18 bin, DTO'ya kayıtlı 8 bin firma faaliyetlerini sürdürüyor. Edirne'den Sakarya'ya 100 binin üzerinde üretim tesisi var. Bu üretim tesislerinde 2 milyona varan nitelikli işgücü çalışıyor. Fiziki yapılara baktığımızda, 150 milyon metre kare sanayi alanına, 51 sanayi bölgesine, 55 adet tersaneye ve Türkiye ekonomisinin yüzde 50'sini üretme gücüne sahip.
Kuzey Marmara Havzası 70 milyon uçak yolcusu kapasitesine sahip.Yakın gelecekte yeni altyapılarla 220 milyon yolcu kapasitesine ulaşması bekleniyor. Yeni fiziki altyapıların ürettiği hizmetten 300' ün üzerinde yerli ve yabancı havayolu firması yararlanıyor. Teknopark İstanbul'la 2.5 milyon metrekare arazide 980 bin metrekarelik kapalı alan oluşacak. Havzada, 50'in üzerinde üniversitenin gerekli insan kaynağı arzı yaratma, Ar-Ge desteği sağlama, tasarım birikimini paylaşma potansiyeli de var.
Sektörün özellikleri
Bugünün dünyasında sadece araç-gereç üreten teknolojilere sahip olmak yetmiyor;sistem üretmek gerekiyor.Özellikle savunma,havacılık ve uzay sektöründe "sistem tasarımı" çok önemli. Sistemlerin tasarlanması, yapılandırIlması ve işleyişini örgütleyecek düzeye erişilmesi de önemli. Dünya genelinde standartları belirleyen toplumlar arasında yerimizi alabilmemiz, araç-gereç üretimi kadar sistem üretimi yeteneklerimizi geliştirmeye bağlı.
Sektörde "hata olasılığını" sınırlarının alabildiğine dar olması,kalite ve teknik standartların hünerin ötesinde yaratıcılık gerektirmesi göz önüne alınmalı. Piyasa yapıcısı kuruluşların özellikle vurguladıkları söz konusu yapısal özellik, kendileriyle ilişki kurmak isteyen firma yönetimlerinin dikkat etmesi gereken bir yapı özelliği. Piyasa yapıcısı kuruluşlarla işbirliği yapacak küçük ve orta ölçek işyeri yönetimleri,"kalite ve standartlar" bakımından pozisyonlarını iyi tanımlarsa kendilerine sunulan işbirliği olanaklarına erişebilme olanakları artar.
Sektörde bir başka özellik daha yüksek bilinç gerekiyor: "Ekipman güvenirliliği analiz ve testlerinin önemi".Savunma, havacılık ve uzay alanında ana firmalarla çalışmak isteyen işyerlerinin "ekipman ile çevresel bağların etkileşimi" konusunda sıfır hata arayışının da farkında olmalı. Birçok analizin ve testlerin uluslararası kurumlar tarafından yapıldığı, güçlü firmaların ve onları destekleyen güçlü hükümetlerin rekabetinin de ayırdında olursak yaratmak istediğimiz sonuçlara doğru daha bilinçli olarak yürüyebiliriz.
Sektörde altı çizilmesi gereken bir başka alan, "standart yüksekliği ve sertifikasyon" konusudur. Bu yapıyı anımsatmamızın nedeni çok açık. Sektör ileri-teknolojik alanın da en uç noktalarını ilgilendirmektedir. Firmaların iç örgütlenmelerinde ve işbirliği yapacakları firmalarla ilişkilerinde ileri düzeyde bilgi, etkin iş yapma metodu,ödünsüz gözetim ve denetim ile sistematik geri bildirimlerle sürekli kendini yeniden üreten bir anlayışta olmalarını gerektiriyor.
Sektörün özelliklerini, ihtiyaçlarını, firmaların potansiyellerini anlamak, karşılıklı ilişki kurma ortamı yaratmak için düzenlenen "Saha İstanbul Buluşması" anlamlı bir gerişimdi.Bir sonraki yazıda, bu anlamlı girişimi ileriye taşımak için potansiyeli olan firma yönetimlerinin, piyasa yapıcısı kuruluşlarla ve birbirleriyle eşleşerek sinerji yaratmalarında özen gösterilmesi gereken hususlar üzerinde duracağız.