TÜRKONFED toplantısı ve yeni gündem
Ekonomimizde yaşanan sıkıntılı dönemi aşmak için arayışlar hızlandı. Zaruretler maharet yaratır; her krizin çirkin yüzü kadar güzel yanı da vardır; krizin öğretici fırsatlarını iyi değerlendirmek güzel yüzünü öne çıkmakla mümkündür.
Kriz koşullarının güzel yanını öne çıkarmak için arayışların yoğunlaştığı bugünlerde anlamlı bulduğum bir toplantıya katıldım: TÜRKONFED, KOBİ’lerin Gümrük Birliği bağlamında karşılaşabileceği tehditleri ve fırsatları tartıştırdı. Yönetim Kurulu Başkan Yardıncısı Ali Avcı ile Moda ve Hazır Giyim Federasyonu Başkanı Hüseyin Öztürk’ün açış konuşmalarından sonra düzenlenen panelde, günlük siyasetin vasat anlatımlarını aşan değerlendirmelere tanıklık ettik.
Panele katılanların hepsi, orta ve uzun dönemde ülkemizdeki küçük ve orta ölçek işyerlerinin, Gümrük Birliği bağlamında karşılaşabilecekleri “fırsat ve tehditleri” açıklayan önemli değerlendirmeler yaptı.
Panelde yapılan değerlendirmelerin geniş özeti medyanın çeşitli mecralarına yansıdı. Bilgi edinmek isteyenler değerlendirmelerin ayrıntılarına değişik kanallardan erişebilir. Bu yazının amacı, paneldeki tartışmaları yansıtmaktan çok, panelde ele alınan konuların “anlamı” üzerine bir okuma yapmaktır. Okumalarımızı beş alt başlıkta paylaşacağız: Birincisi, işyerlerinin kamu kaynaklarına bağımsızlaşması olacak. İkinci başlıkta, rekabet edebilir ölçek, teknoloji ve yönetim anlayışı üzerinde durulacak. Üçüncü başlık, ülkemizin temel sorunu olan düşük verimlilik sorunun küçük ve orta ölçek işyerleri bağlamı ele alınacak. Dördüncü başlıkta, net bilgi, etkin koordinasyon ve odaklanmada küçük ve orta ölçek yapının çıkmazlarına değinecek. Beşinci alt başlıkta da sivil inisiyatiflerin sorumlulukları ve yeni gündem üzerinde durulacak.
Kamu kaynaklarından bağımsızlaşma
Ülkemizdeki bütün iş alanlarında olduğu gibi, küçük ve orta ölçek yapıda kolektif kaynaklara, daha net anlatımıyla kamu kaynaklarına aşırı bağımlılık var. Stratejisi net olmayan teşvik sistemleri zihinsel bağımlılıkları artırmış, yaygın bir inanca dönüşmüştür. Her şeyi devletten bekleyen, devleti elinde Musa’nın sihirli asası olan, her istediğini yapabilen bir soyut varlık gibi algılayan ve anlamlandıran zihniyet alabildiğine iş dünyasının derinliklerine sinmiştir. Kâr ettiği zaman sesi çıkmayan, zarar ettiği zaman kolektif kaynaklardan karşılanmasını talep etmekte hiçbir sakınca görmeyen bu anlayış; iş dünyasının önemli bir bölümünün siyasetle iç içe olma ihtiyacını beslemiş, bireysel ve kurumsal kârlılık için verimlilik arayışları arka planda kalmıştır.
İş dünyamız daha sağlıklı bir gelecek inşa etmek istiyorsa “kolektif kaynaklardan bağımsızlaşma” konusunu gündeminin ilk sıralarına taşımalıdır.
TÜRKONFED toplantısı iç dinamikleri tartışmaya odaklandığı için önemliydi. Gümrük Birliği ve ikili ticaret anlaşmalarının başta KOBİ’ler olmak üzere iş dünyası bütünü için hangi fırsatları yaratacağının, hangi tehlikelerle yüzleştirileceğinin tartışılmış olması değerli olduğu kadar anlamlıdır da. Yakın çevremizdeki siyasal gelişmeler, ülkemizin iç politika tartışmaları elbet ki önemlidir; ama onlardan önemlisi, sürdürebilir ekonomik gelişme yaşatmak için “verimliliklerin” artırılmasıdır. KOBİ’lerin verimliliklerini ele alan toplantıların yapılması doğalken, bu konuları ele almanın bir “meziyet” haline gelmesi üzerinde özenle düşünmeliyiz.
Ölçek ve teknoloji sorunu
Panelde teknik olarak Gümrük Birliği gibi çok taraflı ve ikili ticaret anlaşmalarının fayda ve maliyetleri değerlendirildi. Ayrıca ticaret savaşlarının öne çıktığı, korumacılık eğilimlerin güç kazandığı bir aşamada, öngörme ve önlem almanın önemi üzerinde duruldu. Bizim gözlemlerimize göre, ülkemizdeki küçük ve orta ölçek yapı, çok küçük ölçekli olması nedeniyle verimlilik artışlarına gerekli uyumu gösteremiyor. Rekabet edebilir ölçek yaratmayı sağlayan organik büyümeyi üretilen ekonomik fazla besleyemiyor. Satın almalar içinde öz kaynaklar yeterli olamadığı gibi, kredi maliyetleri de özendirici etki yapmıyor. Ayrıca, bütün dünyada verimlilik artışı yaratan işbirlikleri yaygınlaşırken, iş kültürümüzdeki yaygın ön yargılar ve yerleşik doğrular ortak iş yapmanın yaygınlaşmasını ve derinleşmesini engelliyor.
Çok taraflı ya da ikili ticaret anlaşmalarında kazanan taraf olmak için rekabet edebilir ölçek, rekabet edebilir teknoloji donanımı ve rekabet edebilir yönetişim anlayışı gerekiyor. Toplumun tartışma gündemine bu konuları getiren toplantılar önemli. TÜRKONFED toplantısı bu açıdan da uyarıcıydı. Böylesi toplantıların yaygınlaşması kadar, yazılı ve görsel medyada daha etkili şekilde yer almasını sağlamak, alınması gereken önlemlerin toplumsallaştırılması açısından çok önemli.
Düşük verimlilik tuzakları
TÜRKONFED toplantısında daha önce hazırlanan raporlarda küçük ve orta ölçek yapının “verimlilik sorunlarını” nasıl ele aldığı da değerlendirildi. Toplantıda gönderme yapılan raporlar ölçek küçüldükçe verimlilik oranlarının düştüğünü kanıtlıyor. Bu açıdan bakıldığında, ölçek sorunu, ticaret anlaşmaları bağlamında mutlaka enine boyuna tartışılması gereken bir yapı sorunu. Ayrıca, iç piyasaya yönelik çalışan küçük ve orta ölçek yapıda verimliliklerin düşük, dışa ve dünyaya açık olanların verimliliklerinin göreceli olarak yüksek olduğu değerlendirildi. Verimliliği düşük alanlardan, yüksek alanlara geçişin de önemi değişik kaynaklarda da vurgulanıyor.
Ülkemiz ekonomisinin genelinde olduğu gibi, küçük ve orta ölçek yapının “verimlilik oranlarını yükseltme” sorunu gündemin önemli konularından biri. Bütün ayrıntıları burada paylaşmak mümkün değil, ama panelde “verimlilik” konusunun geleceği inşa etmedeki önemi üzerinde de duruldu; bu açıdan da gerçek gündemi ele alması bakımından ilgi çekiciydi.
Net bilgi ihtiyacı
Doğrudan üzerinde durulmamış olsa da panelde “net bilgi, etkin koordinasyon ve odaklanma” ihtiyacı öne çıkan konulardan biriydi. Ar-Ge, tasarım ve inovasyon açısından küçük ve orta ölçek yapının üstünlüklerinden yararlanmak istiyorsak, sadece imalat kesiminde değil, hizmet alanında da verimlilik artırıcı yeniden yapılandırmaları ivedilikle hayata taşımalıyız.
Sivil inisiyatifler ve yeni gündem konusu yandaki kutu içinde ele alınmaktadır. Burada söylemek isteğimiz son söz şudur: Piyasayı oluşturan faiz, kur ve borsadaki üst göstergeleri tartışmaya zamanımızın yüzde 95’ini ayırırken, ekonominin en küçük teknik birimleri olan küçük ve orta ölçek yapının verimlilik sorunu gerektiği gibi ele alınmıyor. Bu tutum ülke için çıkmaz yaratır. Tartışma gündemini gözden geçirmeli ve yeni inisiyatifler oluşturmalıyız. TÜRKONFED’in etkinliğini de bu açıdan önemli buluyorum.
Sivil inisiyatiflerin gündemi
Ülkemizde TÜRKONFED gibi sivil inisiyatiflerin yeni gündemi oluşturmada ciddi sorumlulukları var. Bizim gözlemlerimize göre sivil inisiyatiflerimiz aşağıda paylaşılan konuları gündemin ön sıralarına taşımalı, yaygın tartışmalarla ilgili olanların konuları içselleştirmelerine katkı yapmalı. Ancak o zaman kaynakların verimliliklerini artırabiliriz; küresel rekabette “kazan-kazan” ilişkilerini sürdürebiliriz:
1. Alışkanlıktan analize geçme sorunumuz
2. Standart veride ‘hüner’ sahibi olma ihtiyacı
3. Standart dışı veriye “erişim” sağlamanın önemi
4. Analitik ve ileri analitik yetkinliği kazanma gereği
5. Yeni nesneler üretme ve iş metotları geliştirme sorumluluğu
6. Verimlilik artışları ve rekabet gücü yaratma aşaması
7. Birikim yeteneklerini koruma ve kendini yeniden üreterek geleceği güven altına alma.