Türkiye’nin yeni gündemi

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

Uzman kuruluşların bile “tahmin” yapmakta zorlandığı seçim sürecini geride bıraktık.“Seçimi kazanan” belli oldu; sıra gelecek beş yılda ülkenin “yönetişimine” damgasını vuracak olanları bekleyen “sorunlar ve çözümler” üzerinde düşünmede.

Bu sütunlarda 31 Mayıs 2018 günü yer alan yazı “ Türkiye’yi uçurmanın formülü” başlığını taşıyordu. Diyorduk ki: “Türkiye’yi uçurmanın formülü çok yalın ve çok açık. Kurallar ve kurumlarla yönetilen bir toplumsal örgütlenme bilincine ulaşmak… Kendine fren koymasını bilmek; Bireyi, toplulukları ve toplumu ilke, kural ve kurumlarla yönetmek…Ciddi fikirlerin yerine sloganları koymamak… Kaliteli fikirleri projelere dönüştürmek…Ve de reform fikri besleyen bilgi ve uygulamaların metotlarını da kitlelerle paylaşmak. Daha da önemlisi Mevlana’nın dediğini yapmak:’İki yol var her insanın önünde/ Kolayını arar gelenekte dininde/ İçine yolculuk yaparsa eğer/ Farklı yollar bulacaktır derinde…’ diye yola koyulmak.

Net bilgi ve güvenilir bilgi

Önümüzdeki beş yılda, bildik ve alışık olduğumuzdan farklı yeni bir dünyanın kurulduğuna tanıklık edeceğiz.

Ülkesini geleceğe taşımak isteyen herkesin özenle üzerinde durması gerektiğini düşündüğümüz gündem bize göre aşağıda özetle sıralanan konuları içermeli:

1- Bilgi toplumu aşamasının belirgin eğilimi, veri, malumat ve bilgiyi anlamlandırarak “değer üretme” yoluyla refahı koruma ve geliştirmedir.Bu açıdan bakıldığında, dünya genelindeki gelişmer yanında kendi olanak ve kısıtlarına ilişkin “net bilgisi” olan yönetimler etkili sonuçlar alacak. Net bilgi, etkin koordinasyon ve odaklanma yönetimlerin başarı düzeylerini belirleyecek. Net bilgi ihtiyacının büyümesi dikkate alınarak ülkemizdeki “veri üretimi ve güvenirliliği” açıkları, bir seferberlik anlayışıyla ele alınıp kapatılmazsa geçmişin yanlışları tekrarlanacaktır. “Envanter ve güvenilir veri üretimi” konusundaki tutumu yeni yönetimin sorunlara uzun dönemli çözümler üretmesindeki içtenliğin de göstergesi olacaktır.

2- Üretim ve bölüşüm ilişkilerini yeniden yapılandıran “sayısal teknoloji etkilerini” doğru kavramak, sorunları çözecek donanımlara sahip olmak, gerekli örgütlenmeleri gerçekleştirmek için tutarlı bir stratejiye ihtiyaç vardır.Ülkemizde ivedi gündemlerden biri de, “yarı iletken teknolojisi” konusundaki kendimize biçtiğimiz değerin net olarak tanımlanmasıdır. ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşını Broadcom satışıyla ilgili gelişmeler ateşlemiştir. Çin ile ABD arasında mobil iletişim teknolojisi ve bağlantı potansiyelleri alanlarında çıkan kavganın bizden ırak olduğunu düşünmek büyük yanılgı olacaktır. Yarı iletken teknolojisi konusundaki pozisyonumuz, yeni dönem yönetiminin ülkeyi ne kadar geleceğe hazırladığının somut göstergesi olacaktır.

3- Maddi ve kültürel zenginlik üretimi radikal değişikliklere uğruyor. Dönüştürme ve işlem maliyetleri bağlamlarını analiz etmeyen bir üretimi sürdürmek mümkün değil. Karbon-odaklı üretimin, bilgi-odaklı üretime dönüşmesini görmezden gelerek gelecek inşa edilemez. Sıfır marjinal maliyet toplumu oluşmasını günlük kur ve faiz kadar tartışmayan bir toplum geleceğini yaratamaz.Bir yandan mevcut geleneksel teknolojileri ileri teknolojiye taşıyan yatırımları özendirmeyen, öte yandan sayısal teknolojinin yarattığı yeni yapılara uyum yatırımlarını gündeminde sıcak tutmayan yönetimlerin gelecek yaratma iddiası anlamlı olamaz. Bu açıdan bakıldığında yeni dönemin gündeminde sayısal teknolojinin yarattığı olası bütün gelişmeleri sistemli değerlendiren kurumsal işleyişin yaratılması yer alacaktır.

Dünyada olup bitenleri okumak

4- Uluslararası düzlemde yaklaşık yirmi yıldır gözlenen makro değişkenleren tersine döndüğü bir konjonktürle yüzleşeceğimiz çok net bir gelişme. Uluslararası koşulların yaratacağı yeni fırsat ve tehlikeleri sistemli analiz ederek gerekli alternatif tepkileri gösterecek ve hızlı karar verecek mekanizmalar gerekecektir.Bu ciddi bir planlama sorunudur. Yeni dönemin, plan konusundaki bakış açısı belirleyici olacaktır. Aşırı pragmatizmle, planlı yatırım fikrini reddeden bir tutumun nelere mal olduğunun onlarca örneğini yakın geçmişte hep birlikte gördük.

5- Yeni dönemin önemli sorunlarından biri de “Teşvik Sistemleri” olacaktır. Proje-odaklı teşvikler konusunda önemli adım atılmıştır. Atılan adım fikir olarak doğrudur; metot açısından ciddi eksiklikleri vardır. O eksikliklerden biri de, teşvik edilen projelerin “ kritik sorunlarında ilkeli gizlilik” gerektiren hususları dışında verilerinin kamuya açık olmamasıdır.

Proje-odaklı teşvikler sağlanırken kullanılan ölçülerinin açık olması, değerlendirme yapanların planlanan ile uygulamada yaratılan sonuçları analiz edecek verilere sahip olması gerekir.

Bugünün dünyasında gelişmenin önündeki önemli engellerden biri “ ilkesiz gizlilik” arkasına saklanmadır.

Yeni nesil OSB’ler

6- Yeni dönemde hukuk düzenlemeleri, özellikle vergi reformları kadar sahada önemli olan konulardan biri de yeni nesil OSB politikaları olacaktır. Mekan-odaklı kalkınma yaratmaya yönelik teşviklerin çıkmazını hep birlikte gördük. Mekan ile üretimin rekabet yapısını birlikte ele alan bir yeni nesil OSB uygulaması ivedi gündeme alınmazsa, ülkemiz çok şey yitirecektir.

7- İnsan doğası, insan eliyle yaratılan her şeyde “ödünsüz gözetim ve denetim” yoksa, kayıp ve israf yaratır. Sayıştay Denetimlerinin etkinleştirilmesinden, çağımızın temel denetim şekli olarak gelişen “sistemin otokontrolü” konularında yeni dönemde ciddi adımların atılması, köklü çözümler için gereklidir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar