Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalamaz
Siyasetçilerden, bürokratlardan, sivil toplum kuruluşu liderlerinden ve hatta özel sektör temsilcilerinden duyuyoruz; “Türkiye’nin verisi, Türkiye’de kalmalıdır”.
Ne kadar şık bir laf. Ben, size sadece tek bir örnek ile günümüz şartlarında bunun nasıl mümkün olmadığını anlatayım. Dijital çağda, dijital vatandaşların var olabilmesi için altyapı dışında iki temel ihtiyacı var. 1- Mobil telefon hattı (numarası)
2- E-posta adresi Eğer bu ikisinden birisine sahip değilseniz, dijital dünyada var olabilmeniz mümkün değil. E-ticaret sitesinden alışveriş mi yapacaksınız? Bunlardan birisine ihtiyacınız var. Sosyal ağlara mı abone olacaksınız?
Bunlardan birisine ihtiyacınız var. Sürdürülebilir bir dünya istiyorsunuz. Banka ekstrelerinizi, faturalarınızı dijital olarak almak istiyorsunuz. Birkaç ağacın hayatını kurtarabilirsiniz. Yine ya telefon numarasına veya e-posta adresine ihtiyacınız var. Video konferansa mı katılacaksınız? Online oyun mu oynayacaksınız? Bilin bakalım!.. Neye ihtiyacınız var?
Sanırım, e-posta adresiniz olmadan dijital dünyada varoluşunuzun sınırlı olduğuna ikna olmuşsunuzdur. Zaten, internet kullanıcılarının çoğu en az bir e-posta adresi kullanıyor. İşiniz için gerekli olan e-posta adresi dışında yine e-posta kullanıcıları bir kişisel e-posta adresine sahip. Kendi kullandığınız e-posta adreslerini bir düşünün.
Eşinizin dostunuzun kullandığı e-posta adreslerini bir düşünün. Çoğunluğu Google’ın Gmail hizmeti. Gmail kullanmayanlar, Microsoft’un outlook’unu, Yahoo’nun yahoo mailini, Yandex’i kullanıyor. Etrafınızda kaç kişi Mynet e-posta veya Turkcell yaani e-posta kullanıyor? Kaç kişiye bu adreslerden e-posta yolluyorsunuz? Kısaca, ülke olarak verilerini yurtdışında tutan, yabancı e-posta adreslerini kullanıyoruz, kullanmayı tercih ediyoruz.
Banka, size ekstre yolluyor. Yurtdışındaki bir sunucuda barındırılan e-posta adresinize. İçerdiği kişisel veriler ne oldu? Türkiye’nin verisi değil mi bu? Hoop gitti yurtdışına. Yemek siparişi, market siparişi verdiniz. E-ticaret sitesinden alışveriş yaptınız. Sipariş teyidiniz, irsaliyeniz, faturanız nereye gitti? Hooop. Yurtdışındaki sunucuya. Sadece bununla da sınırlı değil. Yukarıda saydığım şirketler, kurumsal e-posta servisleri de sunuyor.
Paralı olarak. Şirket içi yazışma yapıyorsunuz, şirketinize, müşterinize, tedarikçinize ait verileri paylaşıyorsunuz. Mecbur. İşiniz gereği. Vergi bildirimleri, yargı bildirimleri için kayıtlı elektronik posta hizmeti “KEP” var. Bu sisteme kayıtlı elektonik postaların kaçı yurtdışında barındırılan e-posta servislerinin, kaçı yurtiçindeki servislerin acaba? Bunu merak eden olmuş mu?
E-devlet hizmetleri sunuyoruz. Turkiye.gov.tr adresine kayıtlı 65 milyona yakın kullanıcı var. Bu kullanıcıların kaçı e-posta adresini kaydettirmiş, kaçının e-posta adresi yerli ve milli? Yani Türkiye’de barındırılan sunucularda? Devletin size yaptığı hastane randevu bildirimi gibi hizmetlerdeki kişisel veriler yurtdışına devlet eliyle gönderilmiyor mu? Bunlar Türkiye’nin verisi değil mi?
Ne oldu Türkiye’nin verisine? Yine gitti yurtdışındaki bir sunucuya. Eğer, Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalsın istiyorsak… Öncelikle bu saçmalığa bir çözüm üretmemiz gerekir. Buna bir çözüm bulmadan, Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmaz, kalamaz. Nasıl çözüm üretilecek? Ne yapılacak? Nasıl uygulanacak? Bu konuya da “Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalsın” diye beylik laflar edenler öneri getirsinler.