Türkiye’nin tohum haritasını çıkarıyor
Konyalı yağ üreticisi Helvacızadeler’in üçüncü kuşak temsilcisi Taha Büyükhelvacıgil, Zade Vital şirketiyle aile işini tencerelerden eczanelere taşıyan girişimci olarak dikkat çekiyor. Anadolu topraklarının 3 bin 649 endemik türünün tamamını kapsüle koyma hayali olan Büyükhelvacıgil, yaklaşık 10 yıldır “Türkiye’nin Tohum Haritası”nı çıkarmak için çalışıyor. Listede şimdilik 45 tohum yer alıyor.
Büyükhelvacıgil ailesi ya da daha tanınan unvanlarıyla Helvacızadeler, uzun yıllardır tohum ve yağ işinin içinde. Taha Büyükhelvacıgil de ailenin üçüncü kuşak temsilcilerinden; yurtdışında eğitim görmüş, aile şirketini farklı noktalara taşımak için uzun yıllardır çalışıyor. 2013’te bu amaçla kurduğu Zade Vital bugün, direkt 150, dolaylı olarak da 400 kişiye istihdam sağlayan yeni bir şirket. İki Ar-Ge laboratuvarı kurduklarını söyleyen Zade Vital Genel Müdürü Taha Büyükhelvacıgil, “Bitkisel yağlar ailemizin ana işi, ayçiçeği ekiminde Konya’nın yüzde 40’ına yayılmış durumdayız. Bu alana sahip çıkan, yağı ve tohumu bilen bir aileyiz ama ben farklı bir şey yapmak istedim” diyor.
Büyükhelvacıgil’in farklılık adına çıktığı rota aslında ailesiyle çok da ters bir yol değil. Anadolu coğrafyasında yetişen 3 bin 649’u endemik, 11 bin tür bitkiyi direkt tüketiciyle buluşturacak yeni bir iş modeli üzerinde çalışıyor.
Aile şirketlerinde kemik yapı ve ana iş kolu, öyle kolay değişen bir şey değil. Büyükleri bu işe nasıl ikna ettiğini sorduk bu yüzden. İşte yanıtı: “Dedem Kadir Büyükhelvacıgil’i ikna ettim. Dedem 89 yaşında, hala şirkete geliyor ve bugün Zade Vital’in en iyi müşterisi. ” Ailenin de desteğini alan Taha Büyükhelvacıgil, tohumların nasıl sağlık amaçlı kullanılabileceğini araştırarak başlıyor çalışmaya.
40 milyon euroluk yatırım
Ege Üniversitesi ile yapılan işbirliği tarımda üniversite-sanayi ortaklığının iyi bir örneği oluyor. Büyükhelvacıgil, “Ziraat Fakültesi’ne ait Menemen’deki araziyi kiraladık. Hocalarımıza siz ekin, biz alalım dedik. Prof. Dr. Ulvi Zeybek hocamız çalışmaya liderlik etti. Toprak analizleri yaptık. Çörekotundan başladık. Hangi türü eczacılığa, kozmetiğe uyar diye baktık. Soğuk presle işledik. Uluslararası standartlarda bir tesis kurduk. Tohum depoya geldikten sonra 36 saat içinde kapsüle giriyor. Bir yılda da piyasaya sürülüyor. Bu tesis için 2013’te 40 milyon euroluk yatırım yaptık” diye anlatıyor süreci.
Büyükhevacıgil’e göre Zade Vital’i farklı kılan aldığı belgeler. Bunlardan biri de GMP regülasyonu. İlaç dışındaki diğer vitamin markalarında bu belgenin olmadığını söyleyen Büyükhelvacıgil, şu bilgileri veriyor: “Biri doktor olmak üzere 16 kişilik medikal ekibimiz var. Avrupa’nın en büyük kapasitesi bizde. Yılda 1 milyar soft jel, 324 milyonluk da sert kapsül kapasitemiz var. Şu anda yüzde 35 kapasite ile çalışıyoruz. Bu yıl ikinci vardiya eklenecek.”
Tohum haritası Türkiye için önemli
Zade Vital’in hedefinde Türkiye’deki bitkilerin katma değere dönüşmesi var. Bunun için de bir envanter çıkarmakla uğraşıyorlar. Bir “Türkiye Tohum Haritası” oluşturmak için 2008’de çalışma başlattıklarını ve şu anda 45 tohumluk kısmını bitirdiklerini söyleyen Taha Büyükhelvacıgil, bu coğrafyadaki 3 bin 649 endemik bitkiyi kapsül ya da tüpe koyana kadar çalışmayı sürdüreceklerini belirtiyor. Amaçlarını da “Bu harita ile Anadolu’da hangi tohumu nerede bulabileceğimizi gelecek nesillere aktarmak istiyoruz. Bununla da kalmayıp o tohumu sağlıkta nasıl kullanırız, nelere iyi gelir gibi bilgileri de arşivliyoruz. Eskiden orman tahliye ürünü olan aspiri değere dönüştürdük, çörekotu yağını ilaç ruhsatına aldık. Dünyada nardan yağ çıkaran ilk şirketiz” diyor.
Köylü çörek otundan para kazanmaya başladı
Zade Vital’in 2018 cirosu 358 milyon TL. Bu yıl hedef ise 600 milyon TL'ye taşımak. Şirketin özellikle çörek otu tohumu ve yağı ile ilgili çalışmaları bugün önemli bir pazar yaratmış durumda. “Çörek otuna anlam yükledik” diyen Taha Büyükhelvacıgil, 2012’ye göre kilogram fiyatlarında 4 kat fartış olduğunu anlatıyor. Bugün Zade Vital’in ekosisteminden bin 500 çiftçi ailenin etkilendiğini vurgulayarak, kırsal kalkınmaya yaptıkları katkıya da dikkat çeken Büyükhelvacıgil, “Bütün bitkisel yağlarda yükseliş var. Pazardaki yağların yüzde 80’i yerli. Tarladan ruhsata konseptiyle çalışıyoruz. Köylerde değişim var. Gençler babalarıyla kalmaya, bu işe emek vermeye başladı” diyor.
‘Yerli pirinçten ilaç etken maddesi yapacağız’
Hayalini “Türkiye’den çıkan ilk global sağlık markası olmak” diye açıklayan Taha Büyükhelvacıgil’in ajandası kalabalık. Bunlar içinde onu en çok heyecanlandıran proje ise pirinç kepeği. Pirincin dışındaki kabuktan çok pahalı bir etken madde elde edildiğini söyleyen Büyükhelvacıgil, projeyi şöyle anlatıyor: “Yerli pirinci alıyor, kepeğini etken madde tahliline sokuyoruz. 1 kilo pirincin yüzde 10’u kepek, bunun da binde birinde bu madde bulunuyor. Öyle bir madde ki dünyada kilogram satış fiyatı 20 bin euro civarında. İlaç endüstrisinde kullanılıyor. Bunun için 100 bin dolarlık yatırım yaptık. Japonlar bu işte iyi ama know how vermiyor. Biz de Ar-Ge tesislerimizde bunu başardık. Yakın zamanda pirinç kepeği yağı piyasaya çıkacak."