Türkiye’nin önündeki riskler

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

Gizmen NALBANTLI - IŞIK FX

15 Temmuz sonrası ekonominin kötüye gideceği üzerine senaryolar yazılıyordu. Gerek hükümetin yaptığı hamlelerin gerekse Merkez Bankası’nın genişlemeci adımlarının büyümeyi desteklemesi bekleniyor. Ancak iç talebi artırarak büyümeyi hedefine ulaştırmaya yetmeyecek. Nitekim Başbakan Yardımcısı Şimşek’in açıklamalarında ve Merkez Bankası’nın karar metninde %4.5 hedefine ulaşılamayacağına ilişkin ifadeler gördü.

Ekonomideki riskler neler?

Türk şirketlerinin borçlarını çevirememe riski gündeme gelebilir. Kısa vadeli refinansman riski düşük. Böyle bir senaryoda, 2017’ye kadar vadesi dolan dış borçların yüzde 70’i kısa vadeli yabancı para cinsinden varlıklarla kapatılabilir.

2008 krizi öncesi gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 81.5’i seviyesinde bulunan toplam borç, 2015 yılı sonu itibariyle yüze 125.3 seviyesine yükselmiş durumda. Finans dışı şirketlerin döviz cinsinden olan borcunun yüksek olması, kurdaki yükselişle birlikte kısa vadeli döviz pozisyonlarının ciddi biçimde büyümesine yol açtı. 2015 yılından bu yana yeniden yapılandırılan krediler yüzde 65 artış gösterdi. Kobi kredileri son 5 yılda 2 kat arttı. Batık kredi oranı yüzde 3. Varlık kalitesinin bozulmaya devam etmesi bankaları sıkıntıya sokabilir.

6 ayda toplam 225 baz puan indirim yapan Merkez Bankası, enflasyon ve kur tarafının olumlu katkısıyla birlikte genişlemeci adımlarına devam ediyor. Yılın ikinci yarısında FED’in yapacağı faiz artışı ve içerideki gelişmeler sonrası faiz üzerinde siyasi baskının devam etmesi işleri tersine döndürebilir. Ekonomik verilerde bozulma görüyoruz. Sanayi üretimi biraz zayıfladı. İmalat PMI Ağustos ayında yedi yılın en düşük seviyesi olan 47’ye geriledi. Endekste 50’nin altında daralma devam ediyor.

Üretim, yeni siparişler ve satın alma aktivitesi geriliyor. 15 Temmuz sonrası sanayi üretiminde düşüş görebiliriz. 3. ve 4. çeyrek büyümelerinin zayıf gelme ihtimali oldukça yüksek.

Suriye meselesi uzun sürmemeli. An itibariyle sadece Özgür Suriye Ordusu’na lojistik destek veriyoruz. Türkiye burada bölgenin IŞİD’den temizlenerek PYD’nin Fırat’ın batısına geçmesini istiyor. Bu operasyonun başarılı şekilde bitmesi ne kadar olumluysa uzaması ekonomi için bir o kadar olumsuz bir durum olarak karşımıza çıkıyor.

Not indirim riski devam ediyor. Moody’s değerlendirme süreci devam ediyor. 90 günlük sürede son yaşana Suriye gelişmeleri risk oluşturuyor. 2 Aralık’ta ise son değerlendirmesi var. İçerideki siyasi ve jeopolitik risklerin yükselmesi not indirimini tetikleyebilir.

2016’nın ilk yarısında sermaye seviyelerini artıran bankalar, tahvillerde bir not indirimi yapılması sermaye için risk oluşturabilir. Ayrıca daha uzun vadede, Basel III kurallarının devreye girmesiyle bazı bankaların sermaye ihtiyacı olabilir.

Yılın ikinci yarısında siyasi ve Jeopolitik gelişmelerin yanında FED faiz artışı, ABD seçimleri ve Türkiye’de açıklanacak verilere önem vereceğiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017