Türkiye’nin güneş gözlüğü ithalatına eleştirel bir bakış?

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Türkiye’ye 2017 yılında ithal edilen 7 milyon 8 bin 765 güneş gözlüğü için, 135 milyon 323 bin 748 dolar ödendi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yapılan derlemeye göre, geçen yıl en fazla güneş gözlüğü ithalatı Çin’den gerçekleşti.

“Optik tarzda işlenmiş camları olan güneş gözlükleri”, “plastik camlı güneş gözlükleri” ve “diğer güneş gözlükleri” başlıklarında gerçekleştirilen ithalatta, adet ve tutar bazında ilk sırayı plastik camlı güneş gözlükleri aldı. Bu kalemde geçen yıl toplam 6 milyon 78 bin 213 güneş gözlüğü ithal edilirken, ödenen tutar 108 milyon 742 bin 413 dolar oldu.

Bazılarımız için seksen milyon nüfusu olan bir ülkenin bir yıl içinde yedi milyon güneş gözlüğü ithal etmesi garip gelmeyebilir. Ama bu gözlüklerin hangi yönetmeliklere ve hangi kriterlere göre ithal edildiğini öğrendiğinizde şaşıracağınıza eminim. Çocukların ve gelişme çağındaki gençlerin de yaygın olarak kullandığı güneş gözlükleri, çoğunlukla işçilerin gözlerine çapak kaçmasını engelleyen sert plastikten bir ürünmüş gibi, Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği’ne (KKD) mevzuatına göre ithal ediliyor.

Evet güneş gözlükleri ülkemize, KKD’a tabi bir ürün olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı adına (yönetmelik bu kurum tarafından hazırlanıyor) Ekonomi Bakanlığı tarafından ithalat denetimleri yapılan bir üründür.

İşin daha ilginç yanı, güneş gözlüklerinin mevzuata göre tehlike sınıfı en düşük olan, az tehlikeli ortamlarda kullanılabilecek KKD sınıfına girmesidir (Kategori 1). Bu bahisle ithalatçının güneş gözlüğü ithal edebilmek için üreticiden veya tedarikçiden almış olduğu ‘’beyanı ‘’Ekonomi Bakanlığı’na ibraz etmesi yeterli olmaktadır.

Bu beyan; üreticinin ilgili ürünü AB müktesebatına uygun olarak ürettiğini ve buna istinaden ürüne CE işaretinin iliştirildiğini ibraz eder. Beyandan şüphelenildiği durumlarda Ekonomi Bakanlığı tarafından test raporu istenebilir. Bu durumda test raporları akredite bir laboratuardan temin edilmelidir. Peki ülkemizde bu konuda akredite kaç tane laboratuar var? ve tek bir gözlüğün testi için talep edilen ücret nedir biliyor muyuz?

Ayrıca ithalatçı firmaları test raporu ibraz etmeye zorlarsak, ürünlerin çoğunun ithal edildiği ülke olan Çin’den gelecek belgelere ne kadar güvenebiliriz?

Tabi olduğu standart itibariyle ise güneş gözlülüğü kullanıcıyı olası “konsantrasyon kaybı, katarakt ve cilt kanseri” gibi hastalıklara karşı maruziyeti minimize etmeyi hedefl emektedir. Demek ki güneş gözlüğü ilgili standartlara uygun olarak üretilememiş ise, kullanıcı da yukarıda anılan sağlık sorunları gelişebilir.

Güneş gözlüklerinin kullanıma uygunluğunu belirlemek için kullanılan standart EN ISO 12312:2013’tür ve bu standartta ilgili test yöntemleri üzerine kuruludur. Standardın kendisi güneş kaynaklı radyasyondan, yanmaya dirence, kapsama alanından, prizma dengesizliğine, kırılımsal güçte yerel değişkene ve ışık iletiminin düzgünlüğüne dek yaklaşık on sekiz şarta (clause) bakar. Bu şartların her biri uygunsa teste olur verir. Anlaşılacağı üzere testin amacı; test edilen gözlüğün güneş ışınlarının zararlı etkisinden insan gözünün sağlığını koruyacak yeterli donanımı sağlayıp sağlayamayacağıdır.

Konuya 6331 sayılı Kanun ve KKD Yönetmeliği açısından baktığımızda çalışan ve maruziyet (6331 madde 3 L bendi) ilişkisi açısından bir çelişki hasıl olmaktadır. Anılan kanunun 3. maddesinin (e) bendinde “genç çalışan on beş yaşını bitirmiş ancak on sekiz yaşını doldurmamış” olarak tanımlamaktadır.

Kanun doğrudan her hangi bir işyerinde çalışan ve işverenin İş Sağlığı ve Güvenliği açısından hak ve yükümlülüklerini tanımlamak ve bu mizanda mevcut risk değerlendirmesini (6331 madde 5) tarif etmektedir. KKD Yönetmeliği de (madde 5 g bendi) bu çerçevenin içindedir. Hatta maruziyet sonucu ortaya çıkabilecek bir meslek hastalığının teşhisi de meslek hastalıkları hastanesinde yapılmaktadır.

Güneş gözlüğü güneşten faydalanma oranının hayli yüksek olduğu ülkemizde (güneşten verimli olarak faydalanılan gün sayısı 110 gündür) hemen her yaştan insan tarafından kullanılmaktadır. Bu insan grubunun kahir ekseriyeti “çalışan “ sıfatında değildir ve ilgili kanun on beş yaşından küçükleri ve çalışma hayatından emekli olmuş veya çalışmayan vatandaşlarımızı kapsamamaktadır.

Bu durumda haklı olarak şu üç soru gündeme gelebilir;

1- Beyandan şüphelenildiği durumlarda test raporları akredite bir laboratuardan temin edilebilir mi? Bunun pratikteki uygulamaları ne durumdadır?

2- Ülkemizde milyonlarca insanın sağlığını tehdit edebilecek bir ürün Sağlık Bakanlığı değil de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın mevzuatına göre ithal edilmeye devam mı etmelidir?

3- İthalat rakamlarına bakıldığı zaman tane başına ortalama 15 TL olan gözlükler, vatandaşa kaç liraya satılmakta ve bunun karşılığında ne kadar vergi geliri elde edilmektedir?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar