Türkiye’nin doğal güzellik anlayışını Viyana’ya taşıyor

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

Emsal Doğan Güzellik ve Estetik Merkezi güzellik sektöründe yükselen markalardan birisi. Sahibi bir kadın. Bugün Türkiye’de 16 şubesi var. Yakında Viyana’da bir şube açıyor. Emsal Doğan, “Türklerin doğal güzellik anlayışı Avrupa’nın dört bir yanına yayıla

Geç yaşlanmak, güzel görünmek tüm kadınların isteği. Bugün dünya genelinde güzelliğe yılda 350 milyar dolar harcanıyor.

Kozmetik sektörü, yeni gelişen teknolojilerle çok farklı ihtiyaçlara cevap verebilen estetik sektörü, ameliyata gerek kalmadan uygulanan medikal estetik sektörü hızla büyüyen alanlar. Ameliyatsız yüz germe, yüz şekillendirme, cilt yenileyici uygulamalar, botoks, dolgu, kök hücre tedavisi, microblading ve ipek kirpik ekleme gibi çok farklı işlemleri sıkça duyar olduk son zamanlarda.

Emsal Doğan Güzellik ve Estetik Merkezi de güzellik sektöründe yükselen markalardan birisi. Markanın sahibi Emsal Doğan. Almanya’da doğup, büyümüş; estetisyen diploması almış. İlk başta Almanya’da üç salon açıp, işletmeye başlamış. Sekiz yıl önce ise İstanbul’a yerleşmiş. İlk salonunu Bağdat caddesinde açmış. Yakında İstanbul’da 10. şubesini açıyor. İstanbul’un yanı sıra, Antalya ve İzmir’deki şubeleri ile toplamda 16 şubede yüzlerce kadında iş imkanı sağlıyor.
Emsal Doğan, güzellik ve estetik merkezinde yaptığı uygulamalar üzerine eğtim de veriyor. “İş hayatında Alman disiplinine sahibim” diyor.

Stuttgart Beverlyhills Nagel Studio’da ve Almanya'da geliştirdiği Microblading (kıl görünümü efekti veren 3 boyutlu uygulama tekniği) ve protez tırnak uygulama yöntemleri ile birçok ödül kazandığını söyleyen Doğan, “2007 yılında Türkiye’ye geldiğimde, kalıcı makyaj ve protez tırnak gibi uygulamalar yoktu. Dövme gibi yöntemler revaçta idi. Yurt dışında gördüklerimi önce kendime uyguluyordum. Hem estetik kaygı taşıyan hem de sağlık problemleri olan kadınlardan gelen taleplerle konuyu profesyonelleştirmeye karar verdim. Bağdat Caddesi’nde küçücük bir dükkânda müşterilerime uygulamalar yapmaya başladım. Türk kadınlarının daha doğal ve doğru işlerden faydalanmalarını istedim. Bu işlerin daha doğru ve daha doğal yapılabildiğini göstermek istedim” diyor.

Emsal Doğan, yakaladığı hızlı büyüme ile sektörün de gelişimine katkı sağlamış olan bir girişimci.20 yıllık sektör başarısındaki ana unsurların samimiyet ve gerçeklik olduğunu söylüyor. “Disiplin ve doğallığın önemini asla unutmamak gerekli” diye ekliyor.

Emsal Doğan’a Avrupa’nın dört bir yanından şube açması için teklifler de gelmiş. Bu süreci şöyle anlatıyor: “Bir Türk güzellik markasının Avrupa’ya açılıyor olmasının çok değerli olduğunu düşündük. Bugüne kadar aldığım kararlarda aklım kadar biraz da kalbimi dinleyen biriyim. İlk olarak içime Viyana sindi. Bunun devamı gelecek. Türklerin doğal güzellik anlayışının Avrupa’nın dört bir yanına yayılacağını müjdelemek isterim. Türkiye genç nüfus potansiyeline bakıldığında bütün dünyanın gözünün üstünde olduğu bir bölge. Avrupa’daki kadınlar Türkiye’dekilere göre daha çok makyaj malzemesi kullanıyor. Ama artık ülkemizde kozmetik, dermokozmetik ve medikal estetik yöntemleri oldukça rağbet görüyor. Artık ülkemizde bu alanlarda uzmanlaşanlar ve kendini geliştirenler var. Ben Türk güzellik sektörünün Kore ve Amerika olduğu gibi, ileride dünyada çok konuşulacağına inanıyorum.”

KADINLAR BAKIMIN ÖNEMİNİ YENİ KEŞFEDİYOR
Emsal Doğan, Türkiye’de kadınların bugüne kadar bakımın önemini keşfedemediklerini söylüyor. Bunun nedenini ise şöyle anlatıyor: “Onlara göre bakım yalnızca ele yüze krem sürmek belki güzel bir koku sıkmak ve düzenli duş almaktı. Eğer 35-40 yaşını geçtiyseniz kırışık kremleri hayatınıza girerdi. Bu böylece devam ederdi. Ama artık devir değişti. 20’li yaşlardan itibaren yaşlılık belirtileri kendini göstermeye başlıyor ve buna karşı gelecek bir sürü imkan var. Elbette ki yaş almak çok değerli. Ama ortalama 70-80 yıl içinde yaşadığımız bedeni korumanın ve bakımlı olmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Aslında bu yaşlılıktan korkma akımı, düzenli bakım yaparak, teknolojinin nimetlerinden faydalanarak 65 yaşında 40 yaşında görünen kadınların varlığından kaynaklanıyor. Birileri bunu başarıyor ve herkesin bunu başarmak istemesinde ben bir sakınca görmüyorum. Sonuçta kadın güzel göründüğünde kendini çok daha iyi hissediyor. Biz de onlar yaşlılıktan korkmasın, kendini iyi hissetsin diye cilt bakımları, tedaviler, makyaj uygulamaları sunuyoruz.”

“Sıradışı” yatırımcı kadınlar Bodrum’da bir araya geliyor

Öncelikle altı gerçeği hatırlatalım:

*Türkiye’de kadın girişimci oranı yüzde 9’un altında.

*Yatırım alan kadın girişimcilerin oranı çok düşük.

*En büyük engel finansman eksikliği.

*Kadın gücü en yetersiz kullanılan kaynaklardan birisi.

*Kadınlar kaynaklarını ailelerine ve çevrelerine harcıyorlar.

*Kadınlar iş sahibi olarak doğuştan daha fazla sosyal sorumluluk sahibiler.

Arya Kadın Yatırım Platformu, işte bu gerçeklerden yola çıkan Türkiye’nin ilk ve tek kadın odaklı yatırım platformu. Kadın liderliğindeki şirketleri, “Akıllı Para” yatırımı yaparak maddi kaynakların ötesinde değer katabilecek kadınları, kadının gücüne inanan erkek melek yatırımcılar ile bir araya getiriyor. Girişimcileri, yatırımcıların finansal ve profesyonel kaynakları ile tanıştırıyor. Yatırım alanlar aynı zamanda Arya’nın; altyapı, ortak tedarikçiler, dijital strateji uzmanlarından faydalanabiliyor.

Bu sene 1 Haziran’da başlayan ve 4 Haziran’a kadar devam edecek Arya Retreat’de ise Almanya, Portekiz, Nijerya, Gürcistan, Birleşmiş Arap Emirlikleri ve Azerbaycan gibi ülkelerden yatırımcı ve girişimci kadınların yanı sıra; kadını değer olarak gören erkekler ve kız babaları bir araya geliyor.

Arya Kadın Yatırım Platformu; bu yıl TEB Kadın Bankacılığı, Casa Dell’Arte Hotel, Fark Holding, BTS Partners ve Keten Grup sponsorluğunda gerçekleştirdiği Arya Retreat 2017’de yaratıcı projeleri yatırımcılarla buluşturuyor, başarılı kadınlara eğlenirken öğrenme ve birbirlerini tanıma fırsatı sunuyor.

Arya Women Investment Platform Kurucusu Ahu Serter’in dediği gibi, “Biz Arya felsefesini yaymak için yatırımı bir araç olarak kullanıyoruz. Burada önemli olan birbirimize destek olmayı öğrenmek, birlikte değer yaratmak, paylaşmayı deneyimlemek ve başarı hikayeleri ortaya çıkarmak”.

General Electric Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Canan Özsoy’un da aralarında bulunduğu başarılı kadınları dinleyeceğimiz etkinliğin detayları haftaya…

* * *

'Hayatında Bir Kere Paraşütle Atla!’

Bu hafta sizlere bir soru sorarak başlamak istiyoruz. “Çılgınlık” kelimesinin sizin için karşılığı ne? Dünya turuna çıkan bir çift mi sizin için daha çılgın yoksa çok güzel giden işini hayalleri uğruna bırakan birisi mi? Denizin metrelerce altına dalmak mı sizin için çılgınlık yoksa Everest’in tepesine tırmanmak mı?

Bu hafta sizlere kulağa çılgınca gelen bir hayalin peşinden giden bir kadını tanıtmak istiyoruz. Sinem Tufan Akı. 1995 yılında Türk Hava Kurumu’nun kurslarında ilk atlayışını gerçekleştiren Sinem Tufan Akı, profesyonel olarak 20 yılı aşkın süredir her geçen gün artan şevkle serbest paraşüt sporu ile uğraşıyor. Çalışma hayatına MV Holding’de Yönetici Asistanı olarak devam eden Sinem Tufan Akı, çalışma hayatında kendisini destekleyen yöneticileri sayesinde bu sporda yükselebildiğini anlatıyor.

“Kendimi bildim bileli gözüm hep yükseklerdeydi” diyen Akı, içinde gökyüzüne dair hep bir heves taşıdığını aktarırken gökyüzünde kendisini çağıran bir şey olduğunu ve bu çağrıya kulak verdiğini anlatırken, ilk günkü heyecanını hala içinde taşıdığını hissettiriyor bizlere.
Türkiye’nin ilk paraşütçülerinden birisinin kızı olan Akı, paraşütçülüğü meslek olarak seçmemesine ve spor olarak devam etmemesine rağmen babasının hikayesinden çok etkilendiğini söylüyor. Bu küçük hikayeden yola çıkarak hayal kurduğunu ve kulağa çılgınca gelse de başardığını anlatırken gururu gözlerine yansıyor.

Hayaline giden yolda hiçbir bahane kabul etmeden çalıştığını aktaran Akı, dünyanın en iyi paraşüt eğitmeni ve rekortmenlerinden eğitimler almış. Rusya’nın ücra bir köşesinde, Hollanda’nın bir köyünde, Dubai’de bir çölde yeni atlayış stilleri öğrenerek hayalini gerçekleştiren Akı ,daha gidecek çok yolunun olduğuna inanıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar