Türkiye’nin BRICS üyeliğinin önünde bir engel yok
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, BRICS Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda BRICS+ oturumuna katıldı. Bugüne kadar hiçbir NATO, AB veya OECD ülkesi BRICS'e katılmadı. Siyasi ve askerî açıdan değerimiz, Batı ve Doğu dünyasının her ikisine yönelik politika yapmamızı imkân veriyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, BRICS Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda BRICS+ oturumuna katıldı. Bugüne kadar hiçbir NATO, AB veya OECD ülkesi BRICS'e katılmadı. Siyasi ve askerî açıdan değerimiz, Batı ve Doğu dünyasının her ikisine yönelik politika yapmamızı imkân veriyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Çin ziyaretinde gündeme gelen “Türkiye’nin BRICS’e üyeliği” iki ülke arasındaki temel konuları safdışı bırakan bir etki yaptı. Fidan, bu haftabaşı, BRICS Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda BRICS+ oturumuna katıldı.
BRICS, ekonomik açıdan yüksek büyüme potansiyeline sahip olan ülkeler arasında etkileşimi güçlendirmeyi hedefliyor. Diğer taraftan Dünya Bankası, IMF gibi kurumlarının dayattığı kurallara ve bu kurumlardaki yetersiz temsile karşı da bir tepki veriyor. Ayrıca çok kutuplu bir adil düzen üzerine yeni bir söylem geliştiriyor.
BRICS’in kurumsal bir yapısı yok
BRICS henüz kurumsallaşmadı, faaliyetlerini tanımlayan bir tüzüğü yok. Bu nedenle uluslararası bir kuruluş olarak adlandırılması zor. Dolayısıyla BRICS için "platform ya da grup" kelimelerinden birini kullanmak daha doğru. Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan oluşan ana çatıya, Mısır, Etiyopya, İran, Suudi Arabistan ve BAE dahil oldu. Davet almasına rağmen Arjantin resmi bir katılım yapmadı.
Yeni katılımlarla küresel GSYİH'nın yaklaşık yüzde 37'si ve küresel petrol üretiminin yüzde 43'ü birbirine bağlanmış oldu. 2007 yılında satın alma gücü paritesi bakımından milli hasılalar karşılaştırıldığında G7 ülkeleri dünya genelinin yüzde 34.7’sini karşılarken; BRICS üyeleri ancak yüzde 23.4’ünü karşılayabiliyordu. Bugün BRICS, G7’yi geride bıraktı. Platforma yeni katılacakları düşündüğümüzde gelecekte BRICS etkisi çok daha fazla olacak.
Platform, genişleme isteğiyle, dünyanın en gelişmiş ekonomileri karşısında ağırlığını artırmayı amaçlayan bir gruplaşma yaratabilir. Bunun yanında Platform, küresel sistemde daha dengeli bir dünya düzeni yaratmaya yönelik bir hamle olarak da anlaşılabilir. Ancak ne kadar çok üye o kadar çok farklı çıkar, farklı çıkarlar ise fikir birliğine varmanın önünde engel demek. Hali hazırda BRICS+ ülkeleri arasında önemli derecede görüş, yaklaşım ve rejim farklılıkları bulunmasa da Platform genişledikçe kararların daha karmaşık hale gelmesi kaçınılmaz.
Türkiye neden istekli?
BRICS’in gelişmekte olan ekonomiler ile karşılıklı yarar sağlanabilecek ilişkiler kurmak ve geliştirmek isteği Türkiye açısından karşılık bulmuş gözüküyor. Jeoekonomik ağırlık merkezinin Asya-Pasifik’e kaydığı bu dönemde Türkiye’nin BRICS’e ilgisi ekonomik işbirliği olanağını artırma, yeni uluslararası finansal kuruluşlara entegre olabilme, bir yandan da ekonomik ve siyasi alternatifler yaratma isteğinden kaynaklanıyor. Bunların yanında Türkiye, gelecekte küresel ekonomide köklü değişimler meydana gelmesi durumunda BRICS’e üye olamayabileceğini düşünerek olası bir daveti avantaja dönüştürmek isteyebilir. Yaşadığımız AB örneğini unutmamak lazım. Kaldı ki, küresel sistemde çok boyutlu bir diplomasi daha önemli hale geldi.
Türkiye kendi yolunu bulacak
Bugüne kadar hiçbir NATO, AB veya OECD ülkesi BRICS'e katılmadı. Bu durum Türkiye’nin BRICS’e üyeliğini yine yeniden eksen kayması tartışmalarının içerisine çekecek. Bu eleştiriler alıştığımız üzere Batı merkezli olacak. Ancak BRICS’in yapısına bakıldığında muadili NATO ya da AB değil. Platform’un kurumsal bir yapısının olmaması, OECD’den de şimdilik ayrışmasını sağlıyor. BRICS, Batı çıkarlarına da doğrudan bir tehdit teşkil etmiyor. Keza, Brezilya ve Hindistan gibi ülkeler Batı’ya Çin ve Rusya’dan daha yakın.
Her iki taraftan bakıldığında, Türkiye’nin BRICS’e dahil edilmesinin önünde bir engel yok. Türkiye’nin bulunduğu coğrafya mal ve enerjinin taşıma koridorlarının üzerinde. Türkiye bu açıdan merkez. Siyasi ve askerî açıdan değerimiz ise Batı ve Doğu dünyasının her ikisine yönelik politika yapmamızı imkân veriyor.
Sonuç mu? Türkiye, Doğu-Batı arasında yarattığı denge siyasetini devam ettirerek, kendi yolunu kendisi bulacaktır.
"Türkiye'nin BRICS’e olan ilgisini memnuniyetle karşılıyoruz"
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkesinin Türkiye ile ilişkilerinin gelişmesini memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, "Tüm gelişmeler, dostum Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde ve doğrudan desteğiyle gerçekleşiyor" dedi.
Fidan'ın, Rusya'nın Nijniy Novgorod şehrinde BRICS üyelerinin dışişleri bakanlarıyla bir araya geldiğini belirten Putin, "Türkiye'nin BRICS'in çalışmalarına yönelik ilgisini memnuniyetle karşılıyoruz. Bu Birlik ülkeleri ile birlikte olma isteğini mutlaka her şekilde destekleyeceğiz" diye konuştu.
Mevcut durumun özellikle de iki ülkenin bulunduğu bölge itibarıyla güvenlik ve ekonomik işbirliği açısından daha fazla etkileşim gerektirdiğini vurgulayan Putin, "Az önce bahsettiğim her şey öyle ya da böyle önceliklerimiz arasında yer alıyor ve etkin şekilde geliştiriliyor" ifadesini kullandı.
Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkilere değinen Putin, "Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerin gelişmesini memnuniyetle karşılıyoruz. Elbette tüm gelişmeler, dostum Erdoğan'ın liderliğinde ve doğrudan desteğiyle gerçekleşiyor" dedi.
"Rusya inisiyatifi destekledi Ukrayna ise reddetti"
Putin, iki ülke ticaret hacminde geçen yılki yükselişe rağmen bu yıl düşüş yaşandığına işaret ederek, bunun ana gerekçesi olarak ihraç ve ithal edilen malların fiyat düzeltmesinden ötürü yaşandığını ve bu durumu telafi etmeyi umduklarını söyledi.
Ukrayna'daki krize değinen Putin, şu değerlendirmede bulundu: "Türk dostlarımızın Ukrayna krizi dahil olmak üzere kriz durumlarının çözümüne katkıda bulunma kararlılığını memnuniyetle karşılıyoruz. Müzakere sürecine verdiğiniz desteğinizden, Ukrayna krizinin çözümüne yönelik müzakereler için İstanbul platformunu sağladığınız için sizlere teşekkür etmek istiyorum."
Putin, Erdoğan'ın Türkiye, Ukrayna, Rusya ve BM arasında 22 Temmuz 2022'de İstanbul'da Tahıl Koridoru Anlaşması'nın yapılmasında önemli rol oynadığını vurgulayarak, "Maalesef, anlaşma uzatılmadı ve bu bizim suçumuz değil" ifadesini kullandı. Erdoğan'ın Karadeniz'deki durumla ilgili inisiyatiflerde bulunduğunu dile getiren Putin, şunları aktardı: "Biz bu inisiyatifi destekledik. Ama Ukrayna bu teklifi reddetti. Yine de Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm girişimlerini dikkatle ve büyük saygıyla değerlendiriyoruz. Bu bağlamda sizlerle iletişim halinde olmaya devam edeceğiz."
"Suriye krizinin çözümünde önemli rol oynadık"
Putin, Rusya ile Türkiye'nin Suriye krizinin çözümünde önemli rol oynadığını belirtti: "Astana formatının sürdürülmesi, terörle mücadele edilmesi, bizim için en önemli olan bu yönde durumun normale dünüşmesinin sağlanması için üzerimize düşenin yapılmasının doğru olduğunu düşünüyorum. Erdoğan'a en güzel dileklerimi iletmenizi istiyorum. Umuyorum ki yakın bir gelecekte, yani 3-4 Temmuz'da uluslararası bir etkinlik kapsamında, Erdoğan Astana'da olacak ve kendisiyle bir araya gelip tüm konuları tartışma fırsatı bulacağız."
Fidan: Rusya-Türkiye ilişkileri fevkalade iyi gidiyor
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından kabulü sırasında, "İki ülke arasındaki ilişkiler gerçekten fevkalade iyi gidiyor. Ticaret konusunda atılması gereken adımlar var" dedi. Dışişleri Bakanlığı'nın X sosyal medya hesabından yapılan paylaşıma göre, Fidan, BRICS+ toplantısına katılmak ve ikili temaslarda bulunmak üzere gittiği Rusya'da Devlet Başkanı Putin tarafından Kremlin Sarayı'nda kabul edildi. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Fidan, kabul sırasında Putin'e Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını ileterek, "İki ülke arasındaki ilişkiler gerçekten fevkalade iyi gidiyor. Ticaret konusunda atılması gereken adımlar var" ifadelerini kullandı.
Fidan, "Ukrayna konusundaki mümkün olan her türlü arabuluculuk faaliyetlerini devam ettirmede biz de kararlıyız. Suriye konusunda iki lider olarak ortaya koyduğunuz istikrar politikasını devam ettirme konusunda biz de elimizden geleni yapıyoruz" dedi. Bakan, Moskova'da temasları esnasında da bu konuları görüşme imkânı bulduğunu aktardı.