Türkiye’nin BRICS üyeliğinin önünde bir engel yok

Prof. Dr. Ragıp Kutay KARACA
Prof. Dr. Ragıp Kutay KARACA DIŞ POLİTİKANALİZ [email protected]

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, BRICS Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda BRICS+ oturumuna katıldı. Bugüne kadar hiçbir NATO, AB veya OECD ülkesi BRICS'e katılmadı. Siyasi ve askerî açıdan değerimiz, Batı ve Doğu dünyasının her ikisine yönelik politika yapmamızı imkân veriyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, BRICS Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda BRICS+ oturumuna katıldı. Bugüne kadar hiçbir NATO, AB veya OECD ülkesi BRICS'e katılmadı. Siyasi ve askerî açıdan değerimiz, Batı ve Doğu dünyasının her ikisine yönelik politika yapmamızı imkân veriyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Çin ziyaretinde gündeme gelen “Türki­ye’nin BRICS’e üyeliği” iki ülke arasındaki temel konuları saf­dışı bırakan bir etki yaptı. Fidan, bu haftabaşı, BRICS Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda BRI­CS+ oturumuna katıldı.

BRICS, ekonomik açıdan yük­sek büyüme potansiyeline sahip olan ülkeler arasında etkileşimi güçlendirmeyi hedefliyor. Diğer taraftan Dünya Bankası, IMF gi­bi kurumlarının dayattığı kural­lara ve bu kurumlardaki yetersiz temsile karşı da bir tepki veri­yor. Ayrıca çok kutuplu bir adil düzen üzerine yeni bir söylem geliştiriyor.

BRICS’in kurumsal bir yapısı yok

BRICS henüz kurumsallaş­madı, faaliyetlerini tanımla­yan bir tüzüğü yok. Bu nedenle uluslararası bir kuruluş olarak adlandırılması zor. Dolayısıy­la BRICS için "platform ya da grup" kelimelerinden birini kullanmak daha doğru. Brezil­ya, Rusya, Hindistan, Çin ve Gü­ney Afrika’dan oluşan ana çatı­ya, Mısır, Etiyopya, İran, Suu­di Arabistan ve BAE dahil oldu. Davet almasına rağmen Arjan­tin resmi bir katılım yapmadı.

Yeni katılımlarla küresel GS­YİH'nın yaklaşık yüzde 37'si ve küresel petrol üretiminin yüz­de 43'ü birbirine bağlanmış ol­du. 2007 yılında satın alma gü­cü paritesi bakımından milli ha­sılalar karşılaştırıldığında G7 ülkeleri dünya genelinin yüz­de 34.7’sini karşılarken; BRICS üyeleri ancak yüzde 23.4’ünü karşılayabiliyordu. Bugün BRI­CS, G7’yi geride bıraktı. Platfor­ma yeni katılacakları düşündü­ğümüzde gelecekte BRICS etki­si çok daha fazla olacak.

Platform, genişleme isteğiy­le, dünyanın en gelişmiş ekono­mileri karşısında ağırlığını ar­tırmayı amaçlayan bir gruplaş­ma yaratabilir. Bunun yanında Platform, küresel sistemde daha dengeli bir dünya düzeni yarat­maya yönelik bir hamle olarak da anlaşılabilir. Ancak ne kadar çok üye o kadar çok farklı çıkar, farklı çıkarlar ise fikir birliğine varmanın önünde engel demek. Hali hazırda BRICS+ ülkeleri arasında önemli derecede gö­rüş, yaklaşım ve rejim farklılık­ları bulunmasa da Platform ge­nişledikçe kararların daha kar­maşık hale gelmesi kaçınılmaz.

Türkiye neden istekli?

BRICS’in gelişmekte olan ekonomiler ile karşılıklı yarar sağlanabilecek ilişkiler kur­mak ve geliştirmek isteği Tür­kiye açısından karşılık bulmuş gözüküyor. Jeoekonomik ağırlık merkezinin Asya-Pasifik’e kay­dığı bu dönemde Türkiye’nin BRICS’e ilgisi ekonomik işbir­liği olanağını artırma, yeni ulus­lararası finansal kuruluşlara entegre olabilme, bir yandan da ekonomik ve siyasi alternatif­ler yaratma isteğinden kaynak­lanıyor. Bunların yanında Tür­kiye, gelecekte küresel ekono­mide köklü değişimler meydana gelmesi durumunda BRICS’e üye olamayabileceğini düşüne­rek olası bir daveti avantaja dö­nüştürmek isteyebilir. Yaşadı­ğımız AB örneğini unutmamak lazım. Kaldı ki, küresel sistemde çok boyutlu bir diplomasi daha önemli hale geldi.

Türkiye kendi yolunu bulacak

Bugüne kadar hiçbir NA­TO, AB veya OECD ülkesi BRI­CS'e katılmadı. Bu durum Tür­kiye’nin BRICS’e üyeliğini yine yeniden eksen kayması tartış­malarının içerisine çekecek. Bu eleştiriler alıştığımız üzere Ba­tı merkezli olacak. Ancak BRI­CS’in yapısına bakıldığında mu­adili NATO ya da AB değil. Plat­form’un kurumsal bir yapısının olmaması, OECD’den de şimdi­lik ayrışmasını sağlıyor. BRICS, Batı çıkarlarına da doğrudan bir tehdit teşkil etmiyor. Keza, Bre­zilya ve Hindistan gibi ülkeler Batı’ya Çin ve Rusya’dan daha yakın.

Her iki taraftan bakıldığında, Türkiye’nin BRICS’e dahil edil­mesinin önünde bir engel yok. Türkiye’nin bulunduğu coğraf­ya mal ve enerjinin taşıma ko­ridorlarının üzerinde. Türkiye bu açıdan merkez. Siyasi ve as­kerî açıdan değerimiz ise Batı ve Doğu dünyasının her ikisine yö­nelik politika yapmamızı imkân veriyor.

Sonuç mu? Türkiye, Doğu-Ba­tı arasında yarattığı denge siya­setini devam ettirerek, kendi yo­lunu kendisi bulacaktır.

"Türkiye'nin BRICS’e olan ilgisini memnuniyetle karşılıyoruz"

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkesinin Türkiye ile ilişkilerinin gelişmesini memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, "Tüm gelişmeler, dostum Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde ve doğrudan desteğiyle gerçekleşiyor" dedi.

Fidan'ın, Rusya'nın Nijniy Novgorod şehrinde BRICS üyelerinin dışişleri bakanlarıyla bir araya geldiğini belirten Putin, "Türkiye'nin BRICS'in çalışmalarına yönelik ilgisini memnuniyetle karşılıyoruz. Bu Birlik ülkeleri ile birlikte olma isteğini mutlaka her şekilde destekleyeceğiz" diye konuştu.

Mevcut durumun özellikle de iki ülkenin bulunduğu bölge itibarıyla güvenlik ve ekonomik işbirliği açısından daha fazla etkileşim gerektirdiğini vurgulayan Putin, "Az önce bahsettiğim her şey öyle ya da böyle önceliklerimiz arasında yer alıyor ve etkin şekilde geliştiriliyor" ifadesini kullandı.

Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkilere değinen Putin, "Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerin gelişmesini memnuniyetle karşılıyoruz. Elbette tüm gelişmeler, dostum Erdoğan'ın liderliğinde ve doğrudan desteğiyle gerçekleşiyor" dedi.

"Rusya inisiyatifi destekledi Ukrayna ise reddetti"

Putin, iki ülke ticaret hacminde geçen yılki yükselişe rağmen bu yıl düşüş yaşandığına işaret ederek, bunun ana gerekçesi olarak ihraç ve ithal edilen malların fiyat düzeltmesinden ötürü yaşandığını ve bu durumu telafi etmeyi umduklarını söyledi.

Ukrayna'daki krize değinen Putin, şu değerlendirmede bulundu: "Türk dostlarımızın Ukrayna krizi dahil olmak üzere kriz durumlarının çözümüne katkıda bulunma kararlılığını memnuniyetle karşılıyoruz. Müzakere sürecine verdiğiniz desteğinizden, Ukrayna krizinin çözümüne yönelik müzakereler için İstanbul platformunu sağladığınız için sizlere teşekkür etmek istiyorum."

Putin, Erdoğan'ın Türkiye, Ukrayna, Rusya ve BM arasında 22 Temmuz 2022'de İstanbul'da Tahıl Koridoru Anlaşması'nın yapılmasında önemli rol oynadığını vurgulayarak, "Maalesef, anlaşma uzatılmadı ve bu bizim suçumuz değil" ifadesini kullandı. Erdoğan'ın Karadeniz'deki durumla ilgili inisiyatiflerde bulunduğunu dile getiren Putin, şunları aktardı: "Biz bu inisiyatifi destekledik. Ama Ukrayna bu teklifi reddetti. Yine de Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm girişimlerini dikkatle ve büyük saygıyla değerlendiriyoruz. Bu bağlamda sizlerle iletişim halinde olmaya devam edeceğiz."

"Suriye krizinin çözümünde önemli rol oynadık"

Putin, Rusya ile Türkiye'nin Suriye krizinin çözümünde önemli rol oynadığını belirtti: "Astana formatının sürdürülmesi, terörle mücadele edilmesi, bizim için en önemli olan bu yönde durumun normale dünüşmesinin sağlanması için üzerimize düşenin yapılmasının doğru olduğunu düşünüyorum. Erdoğan'a en güzel dileklerimi iletmenizi istiyorum. Umuyorum ki yakın bir gelecekte, yani 3-4 Temmuz'da uluslararası bir etkinlik kapsamında, Erdoğan Astana'da olacak ve kendisiyle bir araya gelip tüm konuları tartışma fırsatı bulacağız."

Fidan: Rusya-Türkiye ilişkileri fevkalade iyi gidiyor

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tara­fından kabulü sırasında, "İki ülke ara­sındaki ilişkiler gerçekten fevkalade iyi gidiyor. Ticaret konusunda atıl­ması gereken adımlar var" dedi. Dı­şişleri Bakanlığı'nın X sosyal medya hesabından yapılan paylaşıma göre, Fidan, BRICS+ toplantısına katılmak ve ikili temaslarda bulunmak üzere gittiği Rusya'da Devlet Başkanı Putin tarafından Kremlin Sarayı'nda kabul edildi. Diplomatik kaynaklardan edi­nilen bilgiye göre, Fidan, kabul sıra­sında Putin'e Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını ilete­rek, "İki ülke arasındaki ilişkiler ger­çekten fevkalade iyi gidiyor. Ticaret konusunda atılması gereken adımlar var" ifadelerini kullandı.

Fidan, "Ukrayna konusundaki müm­kün olan her türlü arabuluculuk fa­aliyetlerini devam ettirmede biz de kararlıyız. Suriye konusunda iki lider olarak ortaya koyduğunuz istikrar politikasını devam ettirme konusun­da biz de elimizden geleni yapıyo­ruz" dedi. Bakan, Moskova'da temas­ları esnasında da bu konuları görüş­me imkânı bulduğunu aktardı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Trump’ın yeni dönemi 22 Kasım 2024
Ortak Türk Alfabesi 19 Eylül 2024