Türkiye/İsrail’in “kazan kazan”a imzası...
Ülkeler arasında gelişen “barış”, ticaretin turizmin, siyasal ilişkilerin gelişmesine, karşılıklı faydaya yol açarken, “çatışma”, bunun tam tersine ticaretin daralmasına, turistlerin azalmasına, siyasetin gerilmesine ve karşlıklı zarara/olumsuzluğa yol açar. Ülkemiz ile İsrail arasında 6 yıl önce yaşanan Mavi Marmara olayı bu gerçeği bir kez daha göstermişti.
Roma’da üç yıllık müzakere sonrası yürürlüğe giren anlaşma üzerine Başbakan Yıldırım ve İsrail Başbakanı Netanyahu üçer olumlu gelişmeden söz ederek iki taraf içinde “kazan/kazan”a yol açacak bir sonuca imza atıldığını açıkladılar.
Ankara’da eş zamanlı yaptığı açıklamada Yıldırım, daha önce “özür “ dilendiğini belirterek, varılan mutabakat ile Mavi Marmara olayında hayatını kaybedenlere 20 milyon dolar tazminat ödenmesi, İsrail’in Aşhod Limanı’ndan Gazze’ye 10 bin tonluk insani yardımı götürecek ilk geminin cuma günü Mersin Limanı’ndan hareket edeceğini, Gazze’nin elektrik ve su ihtiyacının karşılamak için girişimlerin başlayacağını açıkladı. Ayrıca kaba inşaatı tamamlanmış 200 yataklı Filistin Türkiye Dostluk Hastanesi’nin işletmeye açılacağını, TOKİ’nin Gazze konut projesinin hayata geçeceğini, Cenin bölgesindeki Eraz sanayi bölgesinin yapımına hız verileceğini açıkladı. Yıldırm “Ülkemize ve Filistinli kardeşlerimize hayırlı uğurlu olsun” derken, bir soru üzerine, “Bu önemli bir adımdır. Bundan sonrası tabii gelişmelere bağlı olacaktır” yanıtını verdi.
Konu ile ilgili Roma’da eş zamanlı açıklama yapan İsrail Başbakan’ı Netanyahu ise ülkesi açısından konuyu değerlendirirken, “Gazze’ye dönük abluka sürüyor, insani yardımlar İsrail Aşhod Limanı’ndan geçerek Gazze’ye gidecek. Türkiye topraklarından İsrail’e dönük terörist girişimlere izin vermeyecek. (Bununla Türkiye Hamas ilişkileri kastediliyor) Ürettiğimiz doğal gazın Türkiye üzerinden Avrupa’ya akmasının yolu açıldı” diyerek o da ülkesinin kazanımlarını açıkladı.
Mutabakatın onaylanmasının ardından Türkiye-İsrail ilişkilerinin düzelmesinin ilk adımında ülkelerin temsilciliklerinin büyükelçilik düzeyine çıkarılması için atamaları göreceğiz. Onun yanı sıra dış ticaret ve turizm alanında gelişmeler için adımlar atılacaktır.
Aslında dış ticarette 2009’daki gerileme sonrası, 2010’dan itibaren artış sürüyor. Ama turizmdeki düşüş yeniden canlanmadı.
2000’li yıllarda 1 milyar dolar olan dış ticaretimiz sürekli ve dengeli olarak artarak, 2008 yılında 3.4 milyar dolara yükselmişti. Marmara Gemisi krizi sonrası 2009 yılında yüzde 23 gerileme ile 2.6 milyar dolara düştükten sonra 2010 yılında 2008 seviyesine ulaştı. O günden sonra sürekli artarak 2013 yılında 5.1 milyar dolara yükseldi. Son yılda 6 milyar dolar sınırında devam ediyor. Bu anlaşma sonrası daha da artacağı tahminini yapmak yanlış olmaz.
Ülkemize gelen turist sayısı 2008 yılında 560 bine ulaşmışken, 2009 yılında 300 bine geriledi. Ve sonraki yıllarda da gerilemesi sürdü önce 110 bine indi, son yıllarda da 100 binin altında kaldı. O nedenle bu alanda yeni dönemde bir hareketlenme beklemek mümkün.
Görüldüğü gibi üç yıllık müzakere sonrası yürürlüğe giren anlaşma Türkiye ve İsrail için “kazan/ kazan” sonucunu getirebilecektir. Ayrıca buna ek olarak, dün Cumhurbaşkanı'nın, Rusya uçağının düşürülmesinden duyduğu üzüntüyü sve pilotun ailesinin acısını dindirecek girişimlerde bulunacağını açıkladığı öğrenildi. Bu da Rusya sorununu çözecek bir adım olarak nitelendirildi.Şimdi benzeri bir barışçıl girişimin Mısır’a dönük de yapılması bekleniyor.