Türkiye’de gelir dağılımı bozuluyor, ekonominin çimentosu zayıflıyor
TÜİK 29 Ocak’ta ekonominin temel hedeflerinden olan gelir dağılımı rakamlarını açıkladı. Niye gelir dağılımı önemli? Gelir dağılımı ekonomi üzerinde önemli bir etkiye sahip olan bir konudur.
Gelir dağılımı, bir ülke veya bölge içinde hane halklarının veya bireylerin elde ettikleri gelirin nasıl dağıldığını ifade eder. Bu dağılım, gelirin adaletli bir şekilde paylaşılıp paylaşılmadığını gösterir. Gelir dağılımı, ekonomik büyüme, sosyal refah, yoksulluk ve eşitsizlik gibi konularla yakından ilişkilidir.
Bir ekonomide gelir dağılımı dengesizse, toplumdaki eşitsizlik artar ve yoksulluk oranı yükselir. Bu durum, sosyal istikrarsızlığa ve toplumsal huzursuzluğa yol açabilir. Gelir dağılımının ekonomik büyüme ile ilişkisi de önemlidir. Gelir dağılımının daha adil olduğu ülkelerde, hane halklarının daha fazla gelir elde etmesi sağlanır. Bu durum, tüketimin artmasına ve talebin yükselmesine katkıda bulunur.
Daha yüksek tüketim, ekonomik büyümeyi destekler. Ayrıca, gelir dağılımının daha dengeli olduğu ülkelerde yoksulluk oranı daha düşüktür, bu da ekonomik kalkınmaya olumlu bir etki yapar. Ancak, gelir dağılımındaki adaletsizliklerin olduğu ekonomilerde durum farklıdır. Yüksek geliri olan bireylerin daha fazla kazandığı bir ekonomide, bu bireyler daha az tüketim yapabilirler.
Bu durum, talebin düşük olmasına ve ekonomik büyüme potansiyelinin kısıtlanmasına yol açar. Aynı zamanda, gelir dağılımındaki eşitsizlik yoksulluk oranını artırır ve toplumsal huzursuzluğu tetikler. Gelir dağılımı, bir ülkede yaşayan bireylerin gelirlerinin nasıl dağıldığına dair bir göstergedir.
Gelir dağılımı eşitsizliği, bir ülkede yaşayan kişiler arasındaki gelir farklarının ne kadar yaygın olduğunu gösterir. Bu farkları artıran bir dizi faktör vardır ve uygulanan ekonomi politikaları da bu faktörlerden biridir. Türkiye, gelişmekte olan bir ülke olması sebebiyle gelir dağılımında belirgin eşitsizliklerle karşı karşıyadır.
Gelir dağılımındaki bu eşitsizlikler, ekonomi politikalarının yanı sıra sosyal, siyasal ve kültürel faktörlerden de etkilenir. Tablo 1’de “en yüksek gelirli son yüzde 20” yıllar itibarıyla toplam ekonomiden aldığı pay artarken (2023 yüzde 49,7) diğer tüm gelir grupları pay kaybettiği görülmektedir. Yaşanılan bu süreç özellikle yüksek enflasyonun yarattığı bir sonuç olarak değerlendirilebilir.
Özellikle 2024 ve sonrası uygulanması öngörülen ekonomi politikalarla bu değerlerde daha da bozulma ihtimal dahilindedir. Ancak uygulanabilecek dengeli bir maliye politikası bu süreçte olumlu etki yaratacaktır. Türkiye'deki ekonomi politikaları, gelir dağılımındaki eşitsizlikleri azaltmaya veya artırmaya yönelik olabilir. İyi tasarlanmış bir ekonomi politikası, gelir dağılımının daha adil bir şekilde gerçekleşmesine katkıda bulunabilir. Örneğin, vergi politikaları gelir dağılımında önemli bir rol oynar. Yüksek gelirli bireylerin daha fazla vergi ödemesi, toplumda gelir eşitsizliğini azaltabilir.
Bu da daha geniş bir dağılım ile daha sürdürülebilir ekonomik büyüme sağlar. Ancak, gelir dağılımının iyileştirilmesi sadece vergi politikalarıyla sınırlı değildir. Eğitim, sağlık, istihdam ve sosyal güvenlik gibi alanlara yapılan yatırımlar da gelir dağılımını etkilemektedir. Örneğin, eğitimdeki fırsat eşitliği sağlayan programlar, toplumdaki gelir farklarını azaltabilir. İstihdam politikaları ise işsizlik oranını düşürerek gelir dağılımını olumlu yönde etkileyebilir.
Türkiye'de son yıllarda yapılan bazı ekonomi politikaları, gelir dağılımında iyileşmeler sağlamıştır. İstihdamın artırılması, asgari ücretin yükseltilmesi, sosyal destek programlarının genişletilmesi ve daha fazla yatırım yapılması gibi politikalar, gelir dağılımında bir miktar düzelme görülmesine katkıda bulunmuştur. Ancak yapısal sorunların devam etmesi ve enflasyonist bekleyişlerin devamı kalıcı sonuçlar için hala daha yapılması gereken çok iş bulunduğunu göstermektedir.
Gelir dağılımının ekonomiye etkisinin yanı sıra, bu durum aynı zamanda sosyal refahı da etkiler. Gelirin eşit bir şekilde dağıtıldığı bir ekonomide, toplumun geneli daha refah içinde yaşar. Eşitsizliklerin olduğu ekonomilerde ise, bazı hane halkları yetersiz gelire sahip olduğu için temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanabilir. Bu durum, yoksulluğun artmasına ve sosyal refahın düşmesine neden olur.
Tablo 2’de de en alt gelir gruplarında sosyal transferlerin payı 21,9 dan 32,2 çıkması buna bağlı olarak da maaş ve ücretlerin payının 40,4 den 37,3 ‘e düşmesi arasında gelir dağılımının bozulmasının etkisi görülmektedir. Sonuç olarak, gelir dağılımı ekonomi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Eşitlik ve adalet ilkelerine dayalı bir gelir dağılımı, ekonomik büyüme, sosyal refah ve toplumun genel istikrarı için önemlidir.
Gelir dağılımındaki adaletsizliklerin azaltılması ve gelirin daha eşit bir şekilde dağıtılması, hem ekonomik hem de sosyal açıdan olumlu sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle, gelir dağılımı konusunun ekonomi gündeminden düşürülmemesi gerekmektedir. Son söz: Toplumların sevinç ve tasasındaki birliktelik, ekonomideki gelir dağılımı adaleti ile sağlanır.