Türkiye’de fiyatlar ucuz olmasına rağmen tüketim düşük
Satınalma Gücü Paritesi'ne göre, Türkiye’de fiyatlar Avrupa ülkelerine göre düşük.
Fiyatlar düşük, ama halkın gelirleri de düşük. Halkın geliri düşük olduğu için halkın tüketim harcamaları da düşük.
Satınalma Gücü Paritesi, aynı mal ve hizmet sepetine (Örneğin Ayşe Hanım Teyze’nin harcama sepetine) farklı ülkelerde ve değişik para birimi ile yapılan ödemelerin arasındaki farkı ortaya koyuyor. Avrupa Birliği İstatistik Ofisi, her yıl Avrupa ülkelerinin milli gelirlerini, kişi başı milli gelirlerini, kişilerin tüketim harcamalarını Satınalma Gücü Paritesi ile hesaplıyor. Böylece ülkelerdeki yaşam koşullarının birbiriyle karşılaştırma imkanı ortaya çıkıyor. 2016 yılında Satınalma Gücü Paritesi’ne göre kişi başına gayri safi yurt içi hasılada Avrupa ülkeleri ortalaması 100 iken, Türkiye'de 64 oldu.
Satınalma Gücü Paritesi’ne göre Türkiye’de kişi başı milli gelir Avrupa Birliği ortalamasının %36 altında.
Tüketicilerin refah düzeylerinin karşılaştırılmasında kişi başına fiili bireysel tüketim endekslerine bakılıyor.Kişi başına fiili bireysel tüketim düzeyi ortalaması, Türkiye’de milli gelirdekine benzer büyüklükte.
Avrupa 100 iken, Türkiye’de 64.
Satınalma Gücü Paritesi'ne göre düzenlenen fiyat düzeyi endeksi, ülkelerin ulusal para birimlerinin karşılaştırmalı olarak alım gücünü gösteriyor.
Bir ülkenin fiyat düzeyi endeksi, 100’den büyük ise bu ülke “pahalı”, 100’den küçük ise “ucuz” deniliyor.
Türkiye’nin fiili bireysel tüketim fiyat düzeyi endeksi, 2016 yılı sonunda 52 oldu.
AB ülkeleri genelinde 100 euro karşılığı satın alınan aynı mal ve hizmet sepeti, Türkiye’de 52 euro karşılığı Türk Lirası ile satın alınabiliyor.
Avrupa ülkelerinde ortalama 100'e alınan mal ve hizmeti Türkiye’de Türk Lirası ile 52’ye alabiliyoruz ama, Satınalma Gücü Paritesi'ne göre milli gelir ve kişi başına milli gelirimiz Avrupa ülkelerine göre düşük olduğu için kişi başı tüketim harcamalarımız Avrupa ülkelerinde 100 iken bizde 64.
Genelde “Biz Türkiye’de çok tüketiyoruz” deriz ama, görülüyor ki, tüketim harcamalarımız Avrupa ülkelerinde yaşayanların fiili bireysel tüketim büyüklüklerine göre değil, bizim düşük gelirimize göre yüksek.