Türkiye’de ekonomi büyüyor mu?
Dün TÜİK tarafından Türkiye’nin 2014 yılı büyüme rakamları yayımlandı. Buna göre Türkiye 2014 yılında sadece yüzde 2.9 oranında büyümüş. Bu büyüme nasıl ortaya çıkmış?
- Tarım kesimi bir önceki yıla göre yüzde 1.9 oranında küçülmüş.
- Sanayi kesimi 2013 yılına göre yüzde 3.5 büyüme sağlamış.
- Hizmetler kesimi de bir önceki yıla göre yüzde 4 gelişme göstermiş.
Böylece son tahlilde Türkiye ekonomisi yüzde 2.9 büyümüş. Rakamlarla ifade edecek olursak, GSYH 2014 yılında 1 trilyon 750 milyar lira olmuş. Yani; 2014 yılı sonunda Türkiye 800 milyar dolar tutarında GSYH’ya ulaşmış.
Hane halkının nihai tüketimi cari fiyatlarla yüzde 8.4 ve sabit fiyatlarla da sadece %1.3 civarında artmış. Yani vatandaşın nihai tüketimi özünde artmamış ve dolayısıyla ekonominin büyüme lokomotifi duraksayınca ekonomi treni de duraksamış. Fakat 2014 yılında devletin nihai tüketim harcamalarında sabit fiyatlarla bile ciddi artış ortaya çıkmış ve yüzde 4.6 olmuş. Yani bu sefer de devlet tüketmeye başlamış. Nitekim bütçe sonuçları da bu olguyu ortaya koyuyor.
2014 yılı mal ve hizmet ihracatı sabit fiyatlarla yüzde 6.8 artarken ithalat neredeyse durmuş ve hatta yüzde 0.2 oranında bile gerilemiş. Dolayısıyla önemli bir unsur olan yatırım malı ve ara malı ithalatı olmayınca büyüme de tökezlemiş. Sözün özü şu: 2014 yılı büyüme rakamı hem düşük ve hem de ayrıntıları çok sağlıklı değil. Bu durumda büyüme ve kişi başına düşen milli gelir sonuçlarının değişmesi gereği ortaya çıkıyor.
Dilerseniz 2007 sonrası büyüme ve kişi başına düşen milli gelir rakamlarına bir bakalım.
Yıllar Büyüme (%) Kişi Başına MG($)
2007 4.7 9.247
2008 0.7 10.444
2009 (-) 4.8 8.561
2010 9.2 10.003
2011 8.8 10.428
2012 2.1 10.459
2013 4.1 10.822
2014 2.9 10.404
2015 OVP 4.0 -
2016 OVP 5.0 -
2017 OVP 5.0 -
Yukarıdaki tabloda iki husus çok net bir şekilde ortaya çıkıyor.
Birincisi, 2007 sonrası büyüme rakamlarının yıllar itibariye çok dalgalı seyretmesi ve son yıllarda da alabildiğine küçülmesi. Gerçekten de arka arkaya iki yılda hem yüzde 5’e yakın küçülme ve hem de yüzde 10’a yakın büyüme olması manidar. Aynı şekilde 2012 sonrası da büyüme rakamlarının çok küçülmesi dikkat çekici. Orta Vadeli Plan'a (OVP) göre önümüzdeki 3 yıl için de sonuçlar iç açıcı değil. Dolayısıyla bu kadar dalgalı bir durumu sürdürülebilir görmek mümkün değil.
İkincisi de daha önceki yazımda da belirttiğim gibi kişi başına düşen milli gelir rakamının 10 bin dolar bandında çakılı kalması. Bu bant öylesine sabitlenmiş ve sıkışmış ki 10 bin 400 dolar düzeyine kilitlenmiş. Yani Türkiye tam anlamıyla orta gelir tuzağına düşmüş.
Çözüm için koşullar ise henüz çok uygun görülmüyor. 1.5 yılda 3 büyük seçimin gerçekten Türkiye’yi yorduğu anlaşılıyor. İç siyasette sürekli gerilim ve kavga yaşanıyor. Dış koşullarda da durum iç açıcı değil. “Değerli yalnızlık” yaşanıyor.
Şimdi mecburen 7 Haziran seçimlerini bekleyeceğiz. Ortaya çıkacak yeni siyasi tabloya göre umarım ekonomiyi daha çok konuşmaya vakit ayırabileceğiz. Zira ekonomi artık bu haliyle sürdürülebilir değil. Makro ve mikro anlamda önemli sorunlar var. Dolayısıyla çözümler de acı reçetelere dayanıyor.
Yapısal düzenlemelere gidilmedikçe bu günlerin de aranacağı anlaşılıyor.