Türkiye'ye 'Fransız olmayan' Fransız

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Fransız Ticaret Odası tarafından, Fransa Türkiye Dostluk Grubu Başkanı Senatör Jacques Blanc ve Fransız senatörlerden oluşan delegasyonun katılımı ile düzenlenen toplantıda Türk-Fransız ilişkilerinin geleceği tartışıldı.

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Türkiye'nin AB üyeliğini onaylamadığını her zaman net bir şekilde gündeme getiriyor. Fransa ve Türkiye arasındaki diplomatik diyalog uzun bir süredir yok denecek kadar az. Buna rağmen ekonomik ilişkiler yolunda gidiyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Strazburg'da Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Genel Kurulu'na hitap ettiği sırada, bir Fransız vekilin sorusuna "Türkiye'yi hiç takip etmiyorsunuz. Hem Fransızsınız hem de Türkiye'ye Fransızsınız" çıkışında bulunması, iki ülke arasındaki ilişkileri yeniden soğuk bir noktaya taşıdı.

Fransız Ticaret Odası tarafından, Fransa Türkiye Dostluk Grubu Başkanı Senatör Jacques Blanc ve Fransız senatörlerden oluşan delegasyonun katılımı ile düzenlenen toplantı, bu nedenden dolayı oldukça önemliydi. Toplantıda, Türk-Fransız ilişkilerinin geleceği tartışıldı.  UMP Senatörü ve Fransa Türkiye Dostluk Grubu Başkanı Senatör Jacques Blanc, iki ülke arasındaki ilişkilere son derece yapıcı bir açıdan bakıyor. Sarkozy'nin tersine, Türkiye'nin AB üyeliğini destekliyor; fakat net bir tarih vermenin zor olduğunu söylüyor. Blanc'a göre bunun başlıca nedeni Avrupa'nın henüz kendi kimliğini tam anlamıyla oturtmamış olması ve bilinmeyen bir yolda küçük adımlarla ilerlemeye devam etmesi. Avrupa'nın, hala kendi gerçeğini aradığını söyleyen Blanc, "Türkiye de bu durumun kurbanı oldu aslında" diyor ve şöyle devam ediyor: "Türkiye çok büyük bir ülke; siyasi açıdan etkili olmak isteyen bir ülke. Türkiye ve Fransa arasında her zaman gerçek olan dostluk, bugün oldukça karmaşık ve zorlu bir süreçten geçiyor. İki ülke arasındaki ilişkilere baktığımızda bir tür aşk ve reddetme ilişkisi görüyoruz. Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin ziyaretinin çok hızlı olduğu söyleniyor. Oysa Sarkozy'nin ziyaretlerinin hepsi hızlı bir şekilde gerçekleşiyor. Öte yandan, Ortadoğu ve kuzey Afrika'da yaşananlar sırasında, diyalog ortamı oluşturulamadı, fakat Fransa'nın bu süreçteki amacı güç kullanmak değil, insan hayatı kurtarmaktı. Bugün, Fransa ve Türkiye arasında bir anlaşma, bölgenin geleceğine büyük bir katkı sağlayabilir. Bizim Dostluk Grubu olarak amacımız her zaman var olan dostluk bağlarını güçlendirmek. Türkiye'nin laik, demokratik ve Müslüman bir ülke olarak tüm dünyaya örnek olmaya devam etmesi gerekiyor. Endişe verici olayların yaşandığı günümüzde, ümidin gelişmesine izin vererek, birlikte hareket etmeliyiz."

Ermeni tasarısı

Fransa ve Türkiye arasındaki tek sorun AB üyeliği değil. Bir diğer önemli konu da Ermeni soykırımı tasarısı. Fransa Ulusal Meclisi, 2001 yılında  1915 Ermeni soykırımını tanıyan tasarını kabul etti. 12 Ekim 2006 tarihinde ise Fransız Parlamentosu'nun alt kanadı, "İnkarı suç sayan" yasa teklifini onayladı. Soykırımı inkarının cezalandırılmasına yönelik yasa tasarısı, Senato Anayasa Komisyonu'nda reddedildi. Bu karara gerekçe olarak, yasama organlarının "tarih yazmaması gerektiği", yasa tasarısının Fransız Anayasası ve ifade özgürlüğüne aykırı olduğu ve tasarının kabulü halinde Türk-Fransız ilişkilerinin bozulma riski gösterildi. Fransa Senatosu, 4 Mayıs'ta, "Ermeni soykırımının inkarının cezalandırılmasını" öngören yasa tasarısını oylamaya hazırlanıyor. Tasarı kabul edilirse, Fransa'da 'Ermeni soykırımını inkar etmek' suç olacak.

Jacques Blanc ise, tasarının kabul edilmeyeceğine ve bu konunun artık kapanacağına inanıyor. Blanc, "Bu işi tarihçilere bırakmalıyız" diyor.

Türkiye'nin üyeliği Fransa'da seçim malzemesi olmayacak

Bu arada, Fransa'da önümüzdeki aylarda, 2012 yılı Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerine yönelik kampanyalar başlayacak. Gündeme gelen sorulardan biri de Türkiye'nin AB üyeliğinin, AB anayasası oylamasında olduğu gibi, yine kampanya malzemesi haline getirilip getirilmeyeceği. Blanc'ın bu konudaki cevabı net; Türkiye'nin kesinlikle seçim kampanyalarının malzemesi olmayacağını söylüyor. Blanc'ın iç politikanın etkilerine yönelik yorumları ise şöyle: "Her politikacı, iç politikadan etkilenir. Bugün yepyeni bir dünyada yaşıyoruz. Her ne kadar Fransa, Avrupa Birliği'nin oluşum aşamasında yer alan ülkelerden biri olsa da, her şeyi Fransa'nın yönettiğini düşünmek doğru olmaz. AB anayasası oylaması sırasında, farklı partilerin, Türkiye'yi seçim malzemesi yaptıkları doğru. Türkiye'yi tanımayan insanlar gördüğümde gerçekten hayal kırıklığı yaşıyorum, fakat bugün büyük bir çoğunluk Türkiye'nin sahip olduğu ekonomik ve jeopolitik gücün, genç nüfusun ve dinamik ekonominin farkında."

Artık net bir tarih gerekiyor

Toplantının konuşmacılarından Prof. Cengiz Aktar ise, Türkiye-Fransa ilişkilerini tanımlamak için "şizofrenik" tanımını kullanıyor. "Siyasi diyalog yok denecek kadar az, ekonomik ilişkiler ise son derece güçlü. Fransız politikacılar ile ekonomik ve kültürel operatörler arasında çok büyük bir fark var. Fransa Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkan tek AB ülkesi ve Türkiye'nin ortaklığının sağlayacağı değerin gerçek boyutunu anlamıyor. Gerçek şu ki, Türkiye'nin AB'ye ihtiyacı varsa, AB'nin de Türkiye'ye ihtiyacı var. Oysa müzakere başlıkları açılmıyor ve bu hareketsizliğin yakın bir zamanda değişmesi mümkün görünmüyor" diyen Prof. Aktar'a göre, Türkiye AB projesinden vazgeçmeyecek, fakat bu projenin, gerçek bir proje olabilmesi için bir tarih gerekiyor. "2023 mantıklı bir tarih olacaktır" diyor Aktar.

Prof. Aktar'ın "şizofrenik" tanımına, "psikiyatri" eğitimi alan Jacques Blanc cevabı ise oldukça ilginç: "Kendi içine kapanma ve hareketsizlik gibi durumlardan çıkmak için en iyi tedavi, şok tedavisidir."

Şok tedavisinin ne yönde olacağının cevabını belki de 4 Mayıs'ta Senato verecek.

UMP Senatörü ve Fransa Türkiye Dostluk Grubu Başkanı Senatör Jacques Blanc, iki ülke arasındaki ilişkilere son derece yapıcı bir açıdan bakıyor. Sarkozy'nin tersine, Türkiye'nin AB üyeliğini destekliyor; fakat net bir tarih vermenin zor olduğunu söylüyor.

Kadıköylü çıkmıştı

AKPM Genel Kurulu'nda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a Türkiye'deki azınlıkların durumuna ilişkin soru sorunca, Erdoğan'ın "Arkadaşımız Fransız galiba, Türkiye'ye de Fransız kalmış" diye yanıtladığı Halk Birliği Hareketi (UMP) milletvekili Muriel Marland-Militello, İstanbul Kadıköylü çıkmıştı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar