Türkiye'de yatırım ortamı var mı?

Güventürk GÖRGÜLÜ
Güventürk GÖRGÜLÜ PAZARLAMA 3.0 [email protected]

Türkiye Bilişim Vakfı'nın yayın organı Bilgi Çağı Dergisi, Haziran 2009 sayısını "Risk ortaklığı"na, ağırlıklı olarak da "Melek yatırımcı" konusuna ayırdı. "İş meleği" (Business angel) veya "Melek yatırımcı" (Angel investor) müessesesinin dünyadaki ve Türkiye'deki örnekleriyle enine boyuna tartışıldığı, risk ortaklığı yöntemlerinin yasal ve ekonomik altyapısının derli toplu bir şekilde ayrıntılarıyla ele alındığı böyle bir sayı hazırladıkları için katkıda bulunan herkesi kutlamak gerekiyor.

Melek yatırımcı, henüz fikir aşamasında olan bir iş fırsatına yatırım yapan, işletmelerin büyümesi için sermaye sağlayan kişilere deniyor. Gelişmiş ekonomilerde genellikle 50 bin dolardan 1 milyon dolara kadar sağlanan destekler bu kapsamda değerlendiriliyor. Melek yatırımcılar risk sermayesi şirketlerinin henüz devreye girmediği bir aşamada, kendilerine ait sermayeyle iş fikrine ortak oluyorlar. İş büyüdüğünde de hisselerini bir başka yatırımcıya veya risk sermayesi şirketine devrederek kârlarını realize ediyorlar. Melek yatırımcıların önemli bir özelliği de işe yalnızca sermayeleriyle değil, deneyim ve birikimleriyle de katkıda bulunmaları. Yani iş meleği veya melek yatırımcı denilen kişi, eski deyimle iş fikrine ve girişime bir tür "hamilik" yapıyor. Ancak iş yaşamı için çok basit gibi görünen bu girişim yöntemi aslında pek çok ve oldukça da karmaşık sayılabilecek ekonomik ve yasal koşulun bir araya gelmesiyle işlerlik kazanabiliyor.

Dergi sayfalarında, ABD'den Türkiye'ye dönen ve melek yatırımcılığın Türkiye'deki öncülerinden biri olan Ziya Boyacıgiller'le yapılan söyleşi, oldukça çarpıcı bölümler içeriyor. Airties, Artesis, Vistek, Kodalfa gibi dikkat çeken teknoloji şirketlerinin kuruluşuna katkıda bulunan Boyacıgiller, Türkiye'deki ekonomik koşulların ve yasal altyapının, sermayenin verimli bir alana akmasını engellediği görüşünde. Türkiye'de sermaye birikiminin fazlasıyla olduğunu ve bu parayı harekete geçirmek gerektiğinin altını çizen Boyacıgiller, bunun için öncelikle yüksek faiz sisteminin önüne geçilmesi gerektiğini söylüyor:

"Bugün Türkiye'de risksiz sayılacak bir mevduat hesabı size yüzde 12 ödeyebiliyor. Bu ABD'de yüzde 3 civarında. En riskli sayılacak yatırımlardan biri olan girişim sermayesi, uzun dönem ortalama yüzde 17,5 getiriyor.  Bu tabii güzel bir getiri ama 'uzun dönem'in altını çizmek gerekiyor. Bu, yasal düzenlemeyle belirlenmiş ve 10-12 yıl arası."

Uzun yıllar Silikon Vadisi'nde teknoloji geliştirme konusunda çalışan ve bu alandaki yatırımlarıyla sağladığı birikimi Türkiye'de melek yatırımcı olarak değişik ortaklıklara kanalize eden Ziya Boyacıgiller, sermayenin verimli alanlara doğru harekete geçmesinin önünde rüşvet ve yolsuzlukların önemli bir engel oluşturduğu görüşünde:

"En önemli engellerden biri de rüşvet ve yolsuzluk sorunu. Devletin temel görevlerinden, sorumluluklarından biri bu bence. Vatandaşlara güven veren bir ortam sağlamak yalnızca büyük ordu/polis bulundurmakla olmuyor. Ekonomik güvenlik sağlamak da bir o kadar önemli. Rüşvet ve yolsuzluk ile yaratılan rekabet avantajı, küresel dünyaya açılmayı engelleyebiliyor veya kanunlara uyan girişimcileri cezalandırıp kanunları kıranları ödüllendiriyor."

Boyacıgiller, söyleşisinin son bölümünde, kapitalist sistemde ekonomik büyümenin, daha fazla yatırımcının ve kapitalin "üretken" alanlara akmasıyla mümkün olabileceğini de şu sözlerle anlatıyor:

"Ekonomik kalkınmada önemli olan, kapitalin kullanılır hale getirilmesidir. Bunu sağlamak için hem riskin azaltılması (rüşvet, yolsuzluk, ekonomik istikrar, yasal yapılanma), hem de teşvik ve destekler gerekmektedir. Ancak o zaman çok sayıda para sahibi, parasını banka ve rant getiren yatırım araçlarına ek olarak girişimcilere yönlendirmek isteyebilir. Melek yatırımcı olması da girişimlerin desteklenmesini getirir."

Türkiye'nin rekabet gücünden ve sermayenin verimliliğinden daha önceki yazılarımızda da zaman zaman söz ettik. Şimdi durup bir düşünün. ABD'de girişimci olarak başarılı projelere imza atmış ve ülkesine melek yatırımcı olarak geri dönmüş Boyacıgiller'in anlattığı koşullar Türkiye'de ne kadar mevcut? Ve buna ek olarak bu koşullar sağlanmadan ve sermayenin büyük bölümü üretken alanlara yönlendirilmeden sağlanan ekonomik büyüme ne kadar anlamlı ve gerçek olabilir?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Orta vadeli temenniler 21 Eylül 2018