Türkiye'de basın özgürlüğü tehlike altında
Dünya Basın Özgürlüğü gününde Gazetecilere Özgürlük Platformu tarafından düzenlenen Gazetecilere Özgürlük Platformu'nda, gazetecilere ve ifade özgürlüğüne yönelik uygulamaların endişe verici boyutlara ulaştığı ifade edildi.
31 Mart 2011 tarihi itibarıyla, cezaevlerinde 61'i tutuklu 7'si hükümlü olmak üzere toplam 68 basın emekçisi bulunuyor. Bunun yanı sıra çok sayıda gazete ve medya kuruluşu hakkında hapis veya para cezası talebiyle açılmış iki binden fazla dava mahkemelerde görülüyor. Gazeteciler hakkında açılmış 4 binden fazla soruşturma da devam ediyor.
Dünya Basın Özgürlüğü Günü kapsamında Gazetecilere Özgürlük Platformu tarafından düzenlenen Gazetecilere Özgürlük Kongresi'nde Avrupalı basın federasyonları ve derneklerinden gelen temsilciler, Türkiye'de basının durumuna yönelik endişelerini dile getirdiler.
Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) Başkan Yardımcısı Philippe Leruth: Arap gençler gibi, Facebook'ta basın dayanışması yaratabiliriz
"Avrupa Gazeteciler Federasyonu olarak, Türk meslektaşlarımızla dayanışma içindeyiz. Avrupa düzeyinde lobi yapabiliriz. Türk meslektaşlarımızın basın özgürlüğü adına verdikleri savaşı destekleyebiliriz. Örneğin neden bir Facebook sayfası açmıyoruz? Facebook sayesinde Arap dünyasında nelerin değiştiğini görüyoruz. Facebook insanları bir araya getirdi; genç insanların girişimi sayesinde, farklı ülkeler arasındaki insanlar arasında dayanışma kuruldu. Aynı durumu tüm Avrupa'da da yaratabiliriz. Sonuç olarak, Türkiye'de olduğu gibi demokrasi hastaysa, termometreyi kırmaya gerek yok."
Avrupa Gazeteciler Birliği Genel Başkan Yardımcısı Javier Fernandez Arribas: Gazetecilik suç değil
"Demokrasi için basın özgürlüğü şart. Türkiye'de basın özgürlüğü ile ilgili yaklaşık 20 yasa, AB y"asalarına aykırı. Türkiye'de 67 gazeteci sadece işlerini yaptıkları için hapishanede. Gazetecilerin işlerini yapmalarını engelleyen bu uygulamalara son vermek gerekiyor. Devletin görevi gazetecileri korumak, çünkü gazeteci bir kamu görevi yerine getiriyor. Oysa Türkiye Rusya'dan sonra gazetecilere yönelik yasaklamalarda ikinci sırada. Hükümetler gazeteciliği suç yerine koymamalı."
Dünya Basın Konseyleri Birliği (WAPC) Genel Sekreteri Chris Conybeare: Güçlü bir demokrasinin eleştiriye ihtiyacı var
"Dünya basın özgürlüğü gününde bir yandan gazetecilerin topluma katkısını kutluyoruz, diğer yandan da rollerini gerçekleştirmek için gösterdikleri cesareti. Bu cesarete saygı duyuyoruz, ama yaşananlara sessiz kalamayız. 1997'de Türkiye'de hapiste en fazla gazetecisi olan ülkeydi. Bugün bu konuda hala savaş veriyor. 2004'te biraz iyimserdim. AB üyeliği yolunda, bilgye ulaşım özgürlüğü gibi kanunlar kabul edildi, fakat bugün iyimser değilim. Türkiye, basın özgürlüğü konusunda en karanlık günlerine geri döndü. 68 gazetesi hapishanede; bin adet dava devam ediyor. İnternet siteleri kapatılıyor, medya kuruluşlarına yönelik vergi cezaları uygulanıyor. Tutuklanan insanların neden tutuklandıklarına dair net bilgiler yok. Her şey bulanık. Suçlarının ne olduğunu bilmiyoruz. Bu insanlar kendilerini koruyamıyorlar. Gazeteciler özgür olmazsa ülke özgür olmaz. Herkes düşündüklerini ifade etme özgürlüğüne sahip. Eğer gazeteciler, şairler susturulursa demokrasiler ölür. Türkiye hükümetinin eleştirilerden korkmaması gerekiyor. Güçlü bir demokrasinin eleştiriye ihtiyacı var."
Dünya Gazeteler ve Haber Yayıncıları Birliği (WAN-IFRA) Yönetim Kurulu Başkanı Erik Bjerager: Avrupa'da gazeteciler terörle mücadele kanunları kapsamında değil
"Bir ay önce Başbakan Erdoğan'a basın özgürlüğü ile ilgili mektup yazdık. Mektupta Türkiye'deki gazetecilere yapılanlarla ilgili endişelerimizi dile getirdik. Biz kendisinden en yakın zamanda haber almayı umut ettiğimizi söyledik. Ne yazık ki kendisinden cevap gelmedi. Avrupa ülkelerinin hiçbirinde gazeteciler terörle mücadele kanunları kapsamında değil. Türkiye Etiyopya'dan bile daha geri konumda. Gazetecileri sırf işlerini yaptıkları için cezaevine koymak kabul edilemez. Türkiye'deki basın özgürlüğüne yönelik sınırlamaları büyük bir rahatsızlıkla izliyoruz."
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Basın Özgürlüğü Danışmanı Steven Ellis: Seçimlerin meşruiyeti gazetecilerin doğru bilgi verebilmesine bağlı
"Türkiye'de yakında seçimler var. Seçimlerin meşruiyeti gazetecilerin topluma doğru bilgi verebilmelerine bağlı. Ama Türkiye'de durum böyle değil. Türkiye'de son olarak Nedim Şener ve Ahmet Şık'ın tutuklanması bizi endişelendiriyor. Neden suçlandıklarını; ne zaman serbest bırakılacaklarını bilmiyoruz. Suçlamalar doğru değil. Evet gazeteciler yasalar üstü değiller, ama herkes gibi uluslararası hukuk doğrultusunda yargılanmaları gerekiyor."
Türkiye basın özgürlüğünde 196 ülkede 112'nci sırada
Merkezi ABD'de bulunan insan hakları ve özgürlükleri izleme örgütü Freedom House'ın (Özgürlükler Evi) dünyada basın özgürlüğünün durumunu incelediği raporunda Türkiye, basın özgürlüğünde ciddi gerilemelerin olduğu ülkeler arasında yer aldı. Washington'da düzenlenen Dünya Basın Özgürlüğü Günü konferansı sırasında açıklanan raporda ülkeler, basın özgürlüğü açısından en iyi durumdan en kötü durumda olana, 0'dan (en iyi) 100'e (en kötü) kadar olan rakamlarla notlandırıldı. Buna göre Türkiye'ye, 196 ülkenin değerlendirildiği raporda 54 puanla 112'nci sırada, "yarı özgür" kategorisinde yer verildi.
Raporun Batı Avrupa ülkeleriyle ilgili bölümüne dahil edilen Türkiye, basın özgürlüğünün derecesine göre bu listenin son sırasında yer buldu. Freedom House raporunda, Türkiye, Mısır, Honduras, Macaristan, Meksika, Güney Kore, Tayland ve Ukrayna'nın aralarında olduğu bazı kilit ülkelerde basın özgürlüğü açısından önemli gerilemelerin olduğu ileri sürüldü. Raporun Batı Avrupa bölgesiyle ilgili bölümünde, "son yıllardan farklı olarak bu bölgenin ortalama notu, Danimarka, İzlanda ve Türkiye'deki olumsuz gelişmeler yüzünden, tüm bölgeler arasında ikinci en büyük düşüşe işaret ediyor" ifadesi kullanıldı.
Raporda, "Türkiye'nin notunun, TCK'nın 301 ve 216'ıncı maddeleri ve Terörle Mücadele Yasası'nı da içeren bir dizi yasa altında gazetecilere yönelik artan tacizlerin sonucunda 51'den 54'e düşürüldüğü" belirtildi. "Türkiye'deki bu hukuki baskının, gazeteciler, editörler ve medya sahipleri arasında artan biçimde oto sansüre yol açtığı" öne sürüldü. Dünya genelinde özgür ve bağımsız medyaya erişebilen insan sayısının son 10 yılın en kötü seviyesine gerilediği tespitinin yapıldığı raporda, her altı kişiden sadece birinin basının "tamamen özgür" olduğu ülkelerde yaşadığı kaydedildi.
Raporda değerlendirmeye tabi tutulan 196 ülkenin sadece 68'i (yüzde 35) "özgür" olarak sınıflandırılırken 65 ülke (yüzde 33) "yarı özgür", 63 ülke (yüzde 32) ise "özgür olmayan" ülkeler kategorisine dahil edildi. Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde basın özgürlüğünün ciddi düzeyde gerilediğine işaret edilen raporda, Meksika ve Mısır'ın statülerinin "özgür olmayan ülkeler" kategorisine düşürüldüğü belirtildi.
Freedom House'ın ülkeleri basın özgürlüğünün durumuna göre sıraladığı listesinin ilk 10 sırasında sırasıyla Finlandiya, Norveç, İsveç, Belçika, İzlanda, Lüksemburg, Andorra, Danimarka, İsviçre ve Liechtenstein yer alırken son on sırada ise en sondan başlayarak sırasıyla, Kuzey Kore, Türkmenistan, Özbekistan, Libya, Eritre, Burma, Belarus, Küba, İran ve Ekvador Ginesi'ne yer verildi.