Türkiye yörüngeye döndü, ancak yörünge kayıyor…
Aylardan ekim olunca ve ABD hisseleri iki günde yüzde 6’nın üzerinde değer kaybedince “1987 Ekim krizi tekrarlanabilir” yorumları artmaya başladı. Her iki dönemde de tartışmalı vergi indirimleri ve faizlerde sert bir yükseliş yaşanması 1987 Ekim’i ile yapılan karşılaştırmalar için meşru bir zemin yaratıyor.
1987 yılında küresel varlık fiyatlarındaki balonun daha şişkin olması ve 10 yıllık faizlerdeki yükselişin çok daha sert olması 2018 Ekim ayında benzer bir kaza yaşanması ihtimalini azaltıyor. Wall Street’te yaşanan düşüşün ana trend değişikliği değil bir düzeltme olması ihtimali daha yüksek. Cuma günü görülen tepki alımı da bu görüşü destekliyor.
Ancak düzeltmenin tamamlandığını söylemek için henüz erken. Çarşamba - perşembe günü yaşanan yüzde 5 düşüş piyasaların kırılgan olduğunu gösteriyor. Piyasanın kırılganlığının arkasında ikisi temel biri teknik üç ana neden görüyoruz. Söz konusu nedenler piyasalardaki düzeltmenin bir süre daha devam edebileceğine işaret ediyor.
Temel nedenlerle başlayalım. 10 yıllık ABD tahvil faizleri 2013 yılı Bernanke konuşması sonrasında gördüğü tepe seviyesi olan yüzde 3.2’nin üzerine çıktı. Yükseliş devam eder ve yüzde 3.4-3.5 seviyeleri test edilirse dünya borsaları uzun bir aradan sonra yeniden ayı piyasasına girebilir.
Son dönemde piyasalardaki yükseliş teknoloji şirketlerinin öncülüğünde, karların artmasından ziyade çarpanların genişlemesi sayesinde gerçekleşti. Bunun sonucunda piyasa çarpanları sürdürülemeyecek seviyelere ulaştı.
Faiz oranlarının yükselmeye devam etmesi durumunda fiyat kazanç oranlarında aşağı yönlü bir düzeltme yaşanacak. Söz konusu düzeltme nakit akışları uzun vadede artan teknoloji şirketlerinin değerlemelerinde sert bir düzeltmeye yol açacak.
Teknik nedenlerle devam edelim. Çarşamba günü görülen sert satış dalgası öncesinde piyasalardaki oynaklık çok düşük seviyelere gerilemişti. ABD hisselerinin günlük değer kaybı son 74 gündür yüzde 1 seviyesinin altında kalmıştı. Dolayısıyla çarşamba günü gelen satış risk algısının çok düşük olduğu bir ortamda piyasaları vurdu.
Lafı çok uzatmadan toparlayalım. Cuma günü piyasalarda görülen tepki alışları düzeltmenin bittiği ve yeniden yukarı yönlü ana trende dönüleceği anlamına gelmiyor. ABD - Çin ilişkilerindeki gelgitler, faiz oranlarındaki artış ve enflasyondaki yükseliş eğilimi piyasalardaki aşağı yönlü oynaklığı artırabilir.
Rahip Brunson’un serbest bırakılması sayesinde ABD ile ilişkilerdeki düzelme Türkiye’nin yeniden dünyanın yörüngesine girmesini sağlayacak. Ancak ABD faizlerinin yükseldiği ve doların güçlendiği bir senaryo yörüngede kaymaya neden olabilir ve döviz şoku sonrasında Türkiye ekonomisinin ve piyasaların normalleşme sürecini zorlaştırabilir. Bu yüzden, önümüzdeki süreçte Türkiye varlıklarında yukarı yönlü ancak bol dalgalı bir süreç öngörüyoruz.