Türkiye yönünü doğuya mı yoksa batıya mı dönmeli
1996 yılında Çin, Rusya, Kırgızistan, Tacikistan ve Kazakistan tarafından üye ülkeler arasında güvenin arttırılması, sınır bölgelerinin silahsızlandırılması ve bölgesel işbirliğinin teşvik edilmesi amacıyla “Şanghay Beşlisi” adıyla kurulmuştur. 1998-2000 yılları arasında ise siyaset, ekonomi ve güvenlik gibi alanlarda da görüş alışverişinde bulunmaya başlamıştır.
Şanghay İşbirliği Örgütü 15 Haziran 2001 yılında kuruldu. Kurucu üyeler, Çin, Rusya, Kırgızistan, Tacikistan, Kazakistan ve Özbekistan.
21-22 Kasım 2013’te St. Petersburg’da Türkiye-Rusya arasında düzenlenen Üst Düzey İşbirliği Konseyi’nin (ÜDİK) dördüncü toplantısında, Rusya Devlet Başkanı Rutin’in Türkiye’nin AB’ye girme çabasının uzamasına gönderme yapması üzerine, Başbakan R. Tayyip Erdoğan “50 yıllık bir tecrübe. Şanghay İşbirliği Teşkilatı’na (ŞİÖ) gelin Türkiye’yi alın. Bizi de bu sıkıntıdan kurtarın.”
“Bizi Şanghay İşbirliği Örgütü’ne alın, AB’ye güle güle diyelim” demeci ile başlayan “AB’ye alternatif ŞİÖ” tartışmaları, gündeme gelmiş ama bunun daha sonra bir şakadan olduğu ifade edilmişti.
Geçen hafta’nın en önemli gündem konusu kuşkusuz Sayın Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı a PUTİN ile St Petersburg şehrinde görüşme oldu. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Sayın Tayyip Erdoğan yine ilk yurt dışı gezisini Rusya’ya yapması bir mesaj verme olarak algılandı. Sebep olarak da hükümete gerekli desteğin AB tarafından yapılmadığı olarak söylendi.
24 Kasım 2015 tarihinde sınırı ihlal eden Rus uçağının düşürülmesi, Uçaktan atlayan pilotun havada vurulup yaşamını yitirmesi sonucu ortaya çıkan yüksek gerilim ve nerde ise iki ülke arasında savaşa ramak kalmıştı. 8 ay süren gerilim sonucunda iki ülke ilişkileri doğalgaz sevkiyatı haricinde turizm, sebze-meyve ticareti adeta bıçakla kesilmiş oldu. Bu değerlendirmeler ışığında ekonomik olarak baktığımızda ŞİO bizim için bir alternatif olabilir mi?
ŞİO ülkeleri arasındaki ihracat 107,5, ithalat ise 101,6 milyar dolar olduğu tabloda görülüyor.
Çin ŞİO ülkelerinin tamamına her türlü teknoloji ağırlıklı mal satarken, diğer ülkeler Çin’in hammadde ihtiyacını karşılamaktadır.
ŞİO da oluşan ticaretin Dünya ticaretinin % 0,6 sı yapmaktadır.
Bizim ŞİO ülkelerine yaptığımız ihracattaki payımızın % 3,2,ithalatın ise % 23 ne karşılık gelmektedir. Çin hariç diğer ülkelerden aldığımız malların tamamı enerji ve doğal kaynaklar olup, sattığımız ürünlerde ise her türlü mal bulunmaktadır. ŞİO ülkelerinden sadece Kırgızistan’a daha fazla mal satmaktayız.
Rusya, ŞİÖ’ nün genişlemesine sıcak bakarken Çin bu konuda oldukça çekimser kalmaktadır. Bundan dolayı ŞİÖ, yaklaşık son 8 yıldır tam üyeler arasındaki farklılıkları aşamadıkları için yeni üye kabul etme noktasında sıkıntı yaşamaktadırlar. Rusya, gözlemci statüsünde yer alan Hindistan’ın tam üye yapılmasını istemesine rağmen Çin, buna olumlu yaklaşmamaktadır. Diğer yandan Çin de diğer gözlemci üye Pakistan üzerinden Rusya’ya karşı hamle yapmaktadır. Bu durum bize Soğuk Savaş döneminde Çin’in Pakistan’ı Sovyet Rusya’nın da Hindistan’ı desteklemesini hatırlatmaktadır. Rusya ŞİÖ’yu Orta Asya’daki stratejik varlığını korumada bir araç olarak görürken, Çin ekonomik alanını genişletebileceği ve kolay enerji sağlayabileceği bir araç olarak görmektedir.
ŞİÖ kendi içindeki yapısal sorunlar, farklı dinamikler ve ekonomik aktive nedeniyle ne AB’ye ne de NATO’ya alternatif olabilecek bir konumdadır.
ŞİO’daki ülkeler tek siyasi figürler tarafından yönetildiğini de hatırlatmakta fayda var. Tek adamların ne yapabileceklerini Rusya geriliminde görmüş olduk.