Türkiye yerinde sayarken Polonya eğitimde nasıl sınıf atladı?

İsmet ÖZKUL
İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI ismetozkul@gmail.com

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) üç yılda bir yaptığı Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) çalışmasının 2012 sonuçları kısa birsüre önce açıklandı.PISA 15-16 yaşlarındaki, yani lise çağındaki öğrencilerin matematik, bilim ve okuma-anlama alanındaki bilgi düzeyini ve bilgiyi kullanma yetkinliğini ölçüyor.

PISA 2012 raporu Türkiye’nin notlarında artış olsa da dünya sıralamasında yerinde saydığını ortaya koydu. Türkiye matematik ve bilimde OECD içinde sondan üçüncülük olan sırasında bir değişiklik yok. Okumada 2009’da sondan üçüncü iken 2012’de sondan dördüncülüğe yükselmişiz. Ama bu da Türkiye’nin performansından çok Slovak Cumhuriyeti’nin notunun 14 puan birden düşmesinden kaynaklanıyor.

Dershane tartışmalarının üstünge geldiği için PISA raporu geçmişe göre gündemde daha fazla yer aldı. Ancak bu tartışmalar büyük ölçüde Türkiye’nin notu ve sıralamadaki yeri ile sınırlı kaldı. Oysa OECD’nin kapsamlı çalışmasında gündemimizdeki eğitim tartışmasına ışık tutabilecek bir çok ders var.

Örneğin Türkiye OECD sıralamasında yerinde sayarken sıralamada 10 basamak birden sıçrayan Polonya deneyimini incelemekte yarar var. Polonya 2009’da 495 olan matematik notunu üç yılda 23 puan birden artırarak 518’e çıkardı. Böylece OECD içinde 18. sırada iken 8. sıraya yükseldi. Polonya’nın başarısından Türkiye için de çıkartılacak dersler var:

• Polonya’da 1999’da bir eğitim reformu başlatıldı. Reform, eski eğitim sisteminin eksikliklerini değerlendirerek  ülke koşulları ve ihtiyaçlarına göre iyi tasarlanmış, kapsamlı bir reformdu. Reform birkaç günde, kapalı kapılar ardında hazırlanmamıştı; kapsamlı bir hazırlığın ürünüydü. Ayrıca bu reform 14 yıldır istikrarlı ve ısrarlı bir şekilde uygulanıyor.Sistemde ikide bir değişiklikler de yapılmıyor.

• Polonya da eğitimde başarılı birçok ülke gibi ilk önce “Öğretmenlerin düzeyini yükseltmeden eğitimin düzeyi yükseltilemez” ilkesinden hareket etti. Öğretmen eğitiminin kalitesi yükseltildi, öğretmen sertifikası için aranan nitelikler yükseltildi. Buna paralel olarak öğretmen ücretleri de ciddi oranda yükseltilerek öğretmenlik prestijli bir meslek haline getirildi.Öğretmen kalitesinin yükseltilmesi, eğitimdeki ilerlemenin de güvence altına alınmasını sağladı.

• Müfredatta merkeziyetçi politika terkedilerek, okulları ve öğretmenleri daha serbest bırakan bir politika benimsendi. Artık müfredatın sadece ana çerçevesi merkezi olarak belirleniyor. Okullar ve öğretmenler, öğrencilerin durumunu ve ihtiyaçlarını gözeterek, kendi bilgi ve deneyimlerini yaratıcı bir şekilde kullanarak nasıl bir eğitim programı uygulayacaklarına kendileri karar veriyorlar. Okullar ve öğretmenler, merkezi kuralları yerine getirmeye göre değil, öğrencilerin durumuna göre değerlendiriliyor.

• Buna paralel olarak sistem odaklı yaklaşımdan vaz geçilerek öğrenci odaklı bir yaklaşım benimsendi. Öğretmenler ve okullar, tek tek her öğrencinin ihtiyaçlarına odaklanan bir eğitim stratejisi uygulamaya başladılar. Sınıflarda başarılı öğrencilerden çok geç öğrenenlere odaklanan bir çalışma tarzı egemen hale getirildi.

• Bununla birlikte sınıflardaki öğrenci sayıları aşağı çekilerek öğrenci odaklı eğitim stratejisi güçlendirildi.

• Hükümetin eğitim yardımları da öğrenci bazlı olarak düzenlendi. Bu uygulama ailelerin okul seçme olanaklarını genişletecek şekilde uygulandı. Bu destekle aileler, çocuklarını istedikleri okula gönderebildiler. Bu uygulama özel okullara destek verirken, asıl etkisi öğrencilerini kaybetmek istemeyen devlet okullarını daha dinamik hale getirmek oldu.

• Sınavların zorluk derecesi artırıldı ve eğitim basamaklarında yükselme açısından okul-içi sınavların önemi yükseltildi. Bu uygulama, hem öğrenciler ve aileler, hem de öğretmenler ve yöneticiler açısından eğitim sisteminde okulun ana merkez olarak kabul görmesini güçlendirdi.

• Reformun bir ayağını da lise ve mesleki yönelim tercih yaşının bir yıl uzatılması oldu. Yeni sistemde meslek lisesine devam edecek öğrenciler, tercihlerini 14 yaşında yapıyorlar.Temel ve ortak eğitim döneminin uzaması, PISA notunun yükselmesine önemli bir katkı yaptı.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar