Türkiye ve Eskişehir'in fırsatları

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

Her zaman yinelediğim, içtenliğinden de kendi iç dünyamda en küçük kuşku duymadığım bir sözüm var: "Gölgem Eskişehir'de yere düşer!" Eskişehir'de yetişkin birçok insan Tunalı Ortaokulu'ndan öğrencim. Giderek seyrelse de sokakta Tunalı Ortaokulu ve Türkiye Öğretmenler Sendikası Eskişehir Şubesi'nden arkadaşlara rastlıyorum. Sakarya ve Sonolay'da bütün arkadaşlarım kadar; diğer yerel gazetelerde birlikte hayata asıldığımız dostlarım var. Eskişehir Sanayi Odası ve Ticaret Odası'na üye iş insanlarımızla hayatın bir yerinde dirsek temaslarımız olmuştur. Sözün kısası, hayatımın en canlı on beş yılına yakın zaman kesitinde, kentin derin nefesini almış biriyim. Eskişehir'le canlılığımı ve diriliğimi hissettiren ilişkilerimi hiçbir dönem kesintiye uğratmadım.

Pazartesi günü Eskişehir Ticaret Odası ile DÜNYA Gazetesi'nin ortaklaşa düzenledikleri krizin değerlendirildiği toplantıya katıldım.

Ülkemizin her yerinde sürdürülebilirliğini koruduğumuz toplantılarda Osman Arolat yöneticilik yapıyor. Gazi Erçel krizin finans boyutunu anlatıyor. Ama anlatımlarına, uluslararası ilişkilerinin sağladığı erişebilirlik olanaklarına, kendi çabaları ile yarattığı derinliği katarak farklı boyutlar ekliyor. Dünyamıza hakim ekonomileri yöneten odaklara erişebilirlik Gazi Erçel'in önündeki fırsatları açıyor; ama asıl önemlisi, "sorumluluk kendi işinizi iyi yapmaktır" ilkesine gölge sadakati gösteren biri olduğu için her zaman bilgilerini yeniliyor; varsayımlarını gözden geçiriyor; uyum gösteren bir "zihni model" ile anlatımlarını sürdürüyor.

Hep takılıyorum, "…Gazi Bey, Cambridge mezunlarının bilgilerine erişerek sizlerle paylaşıyor. Ben kerpiç üniversitesi mezunu olarak, size ne anlatabilirim? Anlattıklarıma inanmayın, ama beni anlamaya çalışın!"

Ben iflah etmez bir mikrocuyum. Sorunlara hep, ekonominin ana kurumları olan "işletmeler odağı"ndan bakıyorum.

Türkiye'nin fırsatları

Türkiye'de insanlar büyük krizde ciddi zorluklar yaşadı. Her kriz gibi, bu kriz de birçok işyerinin elenmesine yol açtı; daha da eleyecek. Ayakta kalmasını beceren işyerlerinin kimi çok kayıpla bu sonuca ulaştı; kiminin kaybı daha makul ölçülerde kaldı. Her krizin yarattığı boşluklardan yararlanarak, gelişme fırsatlarını yakalayanlar bu kriz sonrasının yeni zenginleri olacak. Eğer, ülkemizin birikimini iyi seçilmiş "öncü alanlara" odaklayabilirsek, ilk kez çağı yakalama fırsatını da değerlendirmiş olacağız.

Ülkemiz bu krizle birlikte, tarihinde belki de hiç karşılaşmadığı "fırsatlar" yakaladı.

Bu krizden sonra "parça başı maliyet-odaklı üretim alanlarında" bir faz değişikliği olacak. Türkiye, Balkan dağlarından Çin Seddi'ne yarattığı üretim altyapısını, dışa ve dünya açılmada nicelik ve niteliğini geliştirmiş "girişimci gücünü" iyi organize edebilirse, orta gelirli ülkeler arasında "cazibe merkezi" olmaya aday ülkelerin en başında yer alıyor.

Bir başka potansiyel gelişme alanı "ileri-teknoloji" alanlarındaki birikimimiz. Son dönemde AR-GE konusuna yönetilen fonlar "bilimsel yayınlar" kadar, patente dönüşen çalışmalarda da Türk yurttaşlarının payını artırdı. Öncü teknolojilerde kendi sosyo-ekonomik koşullarımıza uygun olanlarını seçerek, ilk yatırım ve işletme dönemi için gerekli risk sermayesi sağlayabilirsek yeni dönemin trenini kaçırmayız.

Mevcut üretim alanlarında daha yüksek katma değerli ürünlere geçiş, öncü alanlarda varlığımızı kanıtlama, bize çağı yakalama imkanı sağlayacak. Bu dönemde, "evimizin içini süpürme anlamında makro ve mikro reformları" kriz rüzgarını da arkamıza alarak hızla yapabilirsek, "işleyen kurumlar yaratma" konusunda da ciddi bir adım atmış olacağız.

Eskişehir'in fırsatları

Toplantıda ayrıntıları ile anlattım. Eskişehir karayolu ulaşımındaki sorunlarını çözüyor. Bursa yolu bitmek üzere. Bözüyük-Sakarya yolu hızla tamamlanıyor. Eskişehir-Ankara hızlı treni açıldı. Hızlı trende Eskişehir-Gebze bağlantısının çalışmaları devam ediyor. Havayolu'nda geçici çözümler sunuldu; orta dönemde Eskişehir-Afyon-Kütahya için havza ölçeğinde projeler hayata taşınma aşamasında.

Eskişehir iki önemli üniversiteye sahip. Birikimleri artan bu iki eğitim-öğretim kurumunun sanayi ile organik bağlantısı her geçen gün gelişiyor. Ara eleman yetiştirme konusunda kentin altyapısı diğer birçok bölgenin çok ilerisinde.

Asıl önemlisi, İstanbul-Koceli-Bursa yayını oluşturan bölgenin parça başı maliyet-odaklı üretim alanlarında karşılaştırmalı üstünlüğünü yitirmesi. Üretim, Eskişehir-Konya eksenine ve Bursa-İzmir eksenine yönelik gelişecek.

Eskişehir'de ekonominin yerel aktörleri "işbirliği" yapmak zorunda. Proje duyarlılığı merkezden yerel yönetimlere kayıyor. Yerel yönetimlerin büyük sorumlulukları var. O nedenle, ekonominin yönetimiyle doğrudan ve dolaylı sorumlulukları olan bütün resmi ve sivil örgütlenmeler işbirliği yaparak, yeni fikirler ve projeler üreterek, yörenin "cazibe merkezi" olmasını sağlayabilir…

Bu bir giriş yazısı. Konunun ayrıntılarını ele almalıyız; hızla dosyalarımızı hazırlamalı, hakim olmayız ki, yaratmak istediğimiz sonuca ulaşabilelim.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar