Türkiye ve Almanya hangi vergisel bilgileri paylaşıyorlar?

Avukat Prof. Dr. Funda BAŞARAN YAVAŞLAR
Avukat Prof. Dr. Funda BAŞARAN YAVAŞLAR [email protected]

Son yıllarda Almanya’da şirket kuran Türkiye merkezli firma sayısında büyük artış oldu; pek çok kişi, kurulan bu şirketler üzerinden ya da baş­ka iş imkanları çerçevesinde Almanya’da yaşamaya başladı. Bunun tam tersi zaten uzun yıllardır mev­cut: pek çok Alman firmasının Türkiye’de faaliyeti var, özellikle Türkiye kökenli çok sayıda insan ne­redeyse iki ülkeli bir yaşam sürüyor.

Dolayısıyla, bir devletin mukimi olmasına karşılık, diğer dev­lette gelir elde eden, servet sahibi olan ya da harca­ma yapan çok sayıda işletme ve kişi, vergisel açıdan her iki devletin de ilgi alanına giriyor. Mükellefle­rin, bu iki devletin hangi bilgileri birbirleriyle pay­laştığı ve kendilerinin nelere dikkat etmeleri gerek­tiği konusunda bilgi sahibi olmalarında fayda var.

İki devlet arasındaki anlaşmalar

Türkiye ile Almanya arasında vergisel amaçlı bilgi değişimi, dört uluslararası anlaşma temelin­de yapılmakta:

-Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaş­ma Sözleşmesi

-Finansal Hesap Bilgilerinin Otomatik Değişi­mine İlişkin Çok Taraflı Yetkili Makam Anlaşması

-Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Ver­gilerde Çifte Vergilendirmeyi ve Vergi Kaçakçılığı­nı Önleme Anlaşması (ÇVÖA)

-Ülke Bazlı Raporların Değişimine İlişkin Çok Taraflı Yetkili Makam Anlaşması

Bu anlaşmalardan sadece ÇVÖA iki taraflı, diğer­leri ise çok taraflı.

Hangi bilgiler, nasıl paylaşılıyor?

Her anlaşma çerçevesinde paylaşılacak bilgiler farklı. En kapsamlı bilgi paylaşımına yol açan anlaş­ma, Vergi Konularında İdari Yardımlaşma Sözleş­mesi. Zira, eş zamanlı vergi incelemesi ve yurtdışın­daki vergi incelemelerine katılım da dahil, sözleşme kapsamına vergilerle ilgili her tür bilgi değişimini içine alıyor.

Türkiye, anlaşmanın sadece gelir ver­gisi, kurumlar vergisi ve katma değer vergisi bakı­mından uygulanması ve Almanya’daki eyalet ya da yerel idareler adına tahsil edilen vergilerin dışa­rıda kalması konusunda çekince koymuş durum­da. Almanya’nın çekinceleri ise daha çok veri ko­rumasına ilişkin. Şirketler de, özel hayatın gizlili­ği hakkından yararlanabildiklerini unutmamalılar.

Finansal Hesap Bilgilerinin Otomatik Değişimine İlişkin Çok Taraflı Yetkili Makam Anlaşması, mev­duat ve saklama hesapları, ortaklık ve borç ilişkisi menfaati, nakdi değer sigorta sözleşmeleri ile -kira gibi- düzenli ödeme sözleşmelerine ilişkin finan­sal hesap bilgilerinin 31 Aralık tarihi itibariyle du­rumunun paylaşımını öngörmekte. Şirket hesapla­rı bakımından, şirketin aktif bir ticari faaliyetinin olup olmadığı önem taşımakta. Aktif ticari faaliyet varsa, ortak diğer devlette mukim ve ortaklık pa­yı yüksek olsa dahi, şirket hesabı kapsam dışında. Buna karşılık, ağırlıklı olarak pasif geliri (örn. fa­iz) olan şirket hesabı hakkında bilgi paylaşılmakta.

Ülke Bazlı Raporların Değişimine İlişkin Çok Ta­raflı Yetkili Makam Anlaşması, raporlanan hesap döneminden bir önceki hesap döneminin konsoli­de finansal tablolarına göre toplam konsolide grup geliri, 750 milyon Avro ve üzeri olan çok uluslu iş­letmelere ilişkin şu bilgilerin otomatik paylaşımını içermekte: (i) Çok uluslu işletmenin faaliyetle­rinin, ilişkili şirketler veya işyerleri aracılığıyla faaliyet gösterdiği ülkelere nasıl dağıldığını gös­teren, ülkelere göre düzenlenmiş bir özet (gelir, ödenen vergi, özkaynak, çalışan sayısı gibi bilgi­ler), (ii) Çok uluslu işletmenin tüm iş birimlerinin en önemli iş faaliyetlerinin (örneğin araştırma ve geliştirme, işleme veya üretim, grup içi finansman) ülkelere göre dağılımı listesi.

Son olarak, Türkiye ile Almanya arasındaki ÇVÖA ise, iki devlette faa­liyette bulunan tam ve dar mükelleflerin işlemleri, diğer devlette ödenen vergiler veya tahsil edilen ge­lir unsurları, diğer devlette sahip olunan varlıklar ve bunların elden çıkarılması, merkez ile işyeri veya ana şirket ile yavru şirketler arasında gelir tahsisi, bağlı işletmeler arasındaki transfer fiyatlandırma­sı gibi bilgilerin paylaşımına temel olmakta.

Bilgi­ler, ya -anlaşmada belirlenen zamanlarda- otoma­tikman, ya devletlerden birinin talebi üzerine ya da spontane paylaşılır. Bilginin nasıl paylaşılacağı, il­gili anlaşmada belirlenir. Paylaşım, yetkili idareler üzerinden gerçekleşir. Bu, Türkiye’de Gelir İdaresi Başkanlığı, Almanya’da ise Bundeszentralamt für Steuern’dir.

Nelere dikkat edilmeli?

Mükellefler, bu anlaşmalar temelinde sağla­nan bilgilerin ancak vergisel amaçlarla kullanı­labileceğine dikkat etmeliler. Bir diğer önemli konu, bilgi paylaşımında mükellefi koruyucu as­gari standartlar (örneğin, ticari/sınai/mesleki sırların paylaşılmaması, vergi mahremiyetinin zayıf olduğu devlete bilgi verilmemesi gibi) ve çok taraflı anlaşmalardaki çekincelerdir. Çünkü, bunlar, mükellefi koruyucu içerikte olabilmekte­dir. Her durumda, yıl sona ermeden finansal he­sapların gözden geçirilmesi, özellikle transfer fiyatlandırmasıyla ilgili olarak iç denetim ve iyi belgelendirme değerlidir. Gerekli durumlarda, vergi dairesine düzeltme ya da pişmanlık dilekçe­sinden kaçınılmamalıdır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar