Türkiye varlıklarını kur riskine karşı korunarak almak
Risk iştahı güçlenmeye devam ediyor
Sonbaharda bahar havası devam ediyor. Üçüncü çeyrek kar beklentilerini %5 yenen ABD borsaları teknoloji hisselerinin öncülüğünde yükseliyor. 3000 seviyesini aşan S&P 500 yeni bir zirve kırmak için fırsat kolluyor. Avrupa hisseleri yavaşlayan ekonomi ve kontrolsüz Brexit riskini umursamadan yükseliyor.
Tahvilden hisse senedine geçiş hız kazanıyor
ABD ekonomisindeki yavaşlamanın geçici olduğuna işaret eden verilerle beraber tahvilden hisse senetlerine geçiş hız kazandı. Fed’in haftaya perşembe günü 25bp faiz indirdikten sonra 2020 ikinci çeyreğine kadar bekleyeceğine inananlar artıyor.
Emin liman yatırım araçları değer kaybediyor
Küresel risk iştahının güçlenmesiyle birlikte sadece devlet tahvillerinde değil, altın ve yen gibi tüm emin liman yatırım araçlarında satışlar görülüyor. Gelişmekte olan ülke varlıkları küresel iyimserlik dalgasından en çok yararlanan varlık grupları arasında. MSCI GOÜ endeksi ekim başından beri %3,5 getiri ile MSCI ABD’nin üç katına yakın para kazandırdı.
Türkiye varlıklarını kur riskine karşı korunarak alma eğilimi güçleniyor
Merkez Bankası’nın 250 baz puanlık şok faiz indirimi sonrası Türkiye varlıklarında beklentimize uygun bir seyir görüldü. Türk lirası ve 10 yıllık devlet iç borçlanma tahvilleri değer kaybederken hisse senetleri ve euro-tahviller prim yaptı. “Türkiye varlıklarını kur riskine karşı korunarak almak” diye özetlenebilecek bu yatırım eğiliminin sürmesini bekliyoruz.
Neden Türkiye varlıklarına ilgi artıyor?
2018 kur şokunu ekonomide kontrollü bir yeniden dengelenme ile atlatan, ABD’nin uydusu olmadan dünyanın yörüngesine kalmayı başaran Türkiye yeniden küresel yatırımcıların radarına girdi. Varlık değerlemelerinin ucuz olması, yabancı pozisyonunun düşük olması ve jeopolitik risk priminin düşüklüğü Türkiye varlıklarının (hisse senedi, Euro-tahvil) değer kazanması için uygun bir ortam yaratıyor.
Kur riskine karşı neden korunmalı?
Merkez Bankası’nın geçen hafta yaptığı 250 baz puanlık faiz indirimi sonrası Türk lirası %1,3 tahmini reel faiz ile en düşük reel getiri sunan gelişmekte olan ülke paralarından birisi oldu. Mevcut zımni oynaklık düzeyi ve 25D terse-dönme seviyelerine göre Türk lirası faizler yeterince cazip değil. Bu nedenle sermaye kazancı beklentisiyle Borsa İstanbul’da alış yapılırken kur riskine karşı korunmak anlamlı geliyor.
Gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırma:
Gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırma yaptığımız “Güzellik Yarışması” analizi önden yüklemeli faiz indirim döngüsünün sonuna gelinmesi gerektiğine işaret ediyor. İş Yatırım’ın %12,5 enflasyon tahminine göre, Türk lirası %1,3 ile gelişmekte olan ülkelerdeki en düşük reel faiz oranlarından birini sunuyor. Yeni Ekonomik Programdaki %12 enflasyon tahmini kullanıldığında reel faiz %1,8 ile gelişmekte olan ülke ortalamalarına yaklaşıyor.
Bundan sonra ne olacak?
12 Aralık’ta yapılacak yılın son toplantısında faiz indiriminin devam edip etmeyeceğini (i) küresel risk iştahı (ii) yurtiçinde enflasyonun seyri (iii) diğer gelişmekte olan ülkelerin faiz indirimleri belirleyecek. Enflasyonun yıl sonunda Yeni Ekonomi Programla duyurulan %12 seviyesinin altına gerilediği, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin faiz indirimine devam ettiği olumlu senaryoda Merkez Bankası 12 Aralık toplantısında faiz indirimine küçük adımlarla devam edebilir.
Merkez Bankası piyasaları ikna edebilecek mi?
31 Ekim’de yapılacak Enflasyon Raporu toplantısı Merkez Bankası’na Yeni Ekonomik Program’da açıklanan %8.5’lik 2020 enflasyon hedefinin (tahmininin) gerçekçiliği konusunda piyasaları ikna etmek için önemli bir fırsat sunuyor. Bu fırsat iyi kullanılabilirse son üç toplantıda 1.000 baz puana ulaşan faiz indirimine rağmen Türk lirası varlıklara ilgi yeniden canlanabilir.