Türkiye Rusya’ya yaptırım uygulayacak mı?
Rusya’nın Türkiye’ye uyguladığı ekonomik yaptırımlar yeni yılda yürürlüğe girdi. Bu yaptırımlar haklı bir sebebe dayanmıyor. Resmi demeçlere bakılırsa, amaç Türkiye’yi pişman etmek ya da cezalandırmak. Sebep her ne ise, sorunun diplomatik yollarla çözülmesi asıl yol olmalı. Ancak, Rusya’nın bu ‘sert’ tavrı Türkiye tarafında da benzer bir tepkiyi artık gündeme getirmeli. Diplomatik amaçlar için olsa dahi. Yani, Türkiye artık Rusya’dan yapılan ithalata karşı kendi yaptırımlarını hesaplamalı ve yakın zamanda uygulamaya koymalı.
Rusya tarafı, bazen komik duruma düşse de resmi ve gayri resmi yaptırımlarını, birer PR şovu eşliğinde yürürlüğe koyuyor. İthalat yaptırımları dışında, tutuklamalar, Rus şirketlerine Türk vatandaşlarını çalıştırma yasağı, Türk şirketlerine koyulan kısıtlamalar, karakutu skandalı vs. Anlaşılan o ki, Rusya, ülkesindeki Türk işadamları yatırımlarına daha da büyük tehditleri el altında tuttuğunu da Türk yöneticilere hissettiriyor. Rusya, Türkiye’nin güneyinde, birçoğu doğrudan sivil halkı hedef alan acımasız saldırılarına da devam ediyor. Bu yaptırım ve saldırıların ne kadar süreceği belirsiz.
Rusya’nın ekonomik yaptırım ve tehditlerine karşı Türkiye enerji tedarikini çeşitlendirerek cevap veriyor. Bu, kısa değil ama uzun vadede Rusya’ya önemli zarar verecek bir politika. Rusların ise kendileri açısından bu durumun ortaya çıkartacağı risklerin ne kadar farkında olduğu yine belli değil.
Ancak, Türkiye daha kısa vadeli tedbirleri de hesaplamaya başlamalı ve bunu basına açıklamalı. Bunların başında, yukarıda bahsediği gibi Rusya’dan yapılan ithalatın alternatif ülkelere kaydırılması geliyor. Tabloda,
Türkiye’nin Rusya’dan yaptığı ithalat rakamları görülüyor. Türkiye’nin Rusya’dan yaptığı ithalatın büyük kısmı enerjiye dayanıyor. Ancak, enerji dışında da hatırı sayılır bir ithalat var. Demir çelik, aluminyum, hububat, yağlı tohumlar, gübreler, plastik ve mamulleri, ağaç, ahşap ürünleri, kağıt ürünleri. Bu ürünler ve miktarlar, Rusya’daki çifçiler ve şirketler açısından pek de önemsiz değil. Dahası, bunların büyük kısmı, Ukrayna, Kazakistan başta olmak üzere başka ülkelerden de tedarik edilebilir. Hatta, yağlı tohumlar, hububat vs Türkiye’de de rahatlıkla üretilen ürünler.
Ekonomisinin daraldığı ve enerji fiyatlarının düştüğü bir ortamda, bu kalemler Rusya için oldukça önemli. Türk basınına yansıyan haberlere göre Rusya Başbakan Yardımcısı Rogozin geçen hafta kendi kendisini ayağından vururken diğer Başbakan Yardımcısı Arkadliy Dvorkovic de Türkiye ile ‘işbirliklerini devam ettirmek için’ Türkiye’ye yaptıkları buğday ihracatına bir kısıtlama getirmeyeceklerini açıkladı. Diğer açıklamalarında Türkiye’den Rusya’ya yapılan ihracata koyacakları sert yaptırımlardan bahseden Dvorkovic’in Rusya’nın Türkiye’ye ihracatı konusunda bu son açıklaması Türkiye’de de Rusya’da da kimseye sürpriz olmamıştır eminim.
Türk Hükümeti Rusya’dan yaptığı ithalatı hangi alternatif ülkelere kaydıracağını acilen basınla paylaşmalı. Türkiye, Rusya ile ekonomik ilişkilerini düzeltmek istiyor. Bu her iki ülke için de gerekli. Ancak anlaşılıyor ki, bu aşamadan sonra ilişkilerin düzelmesi, ekonomik unsurların Türkiye tarafından da masaya konduğu “hardball” diplomasisi gerektiriyor.