Türkiye-Rusya ekonomik ilişkileri ne durumda?
Tarihimize baktığımızda sürekli olarak Türkiye- Rusya ilişkileri gerilim üzerine kuruludur. İlkokul çağlarında öğrendiğimiz Ruslar sıcak denizlere inmek istiyor sözünü duymayan bilmeyenimiz yoktur. Beynimizde bu anlayış yer etmiş bulunmakta.
Artık dünya da savaşlar geçmiş yüz yıllardaki gibi ordular üzerinden yapılmıyor, birçok savaş ekonomi üzerinden uygulanan ambargolar veya siber savaş olarak adlandırılan modern çağın silahları ile yapılmakta.
Rusya ile Türkiye arasındaki ekonomi alanındaki ilişkilerin temelini gıda, turizm ve enerji sektörleri oluşturmakta. 2015 Kasım’da Suriye sınırında Rus savaş uçağının düşürülmesi ile başlayan gerilim artarak devam etti. Rusya hızlı bir şekilde gıda ürünleri ve turizm alanlarında ülkemize ambargo koydu.
Türkiye ise Rus gazını ve petrol ürünlerinin adeta yolu üzerinde bulunuyor ve Avrupa’ya giden veya gidecek olan kaynağın köprübaşını tutuyordu. Erdoğan ve Putin arasında oluşan sıcak ilişkiler sebebiyle önceki yıllarda iki ülke arasındaki hedef 100 milyar dolarlık bir ticaret hacmine ulaşmak olarak açıklandı.
Bu hedefe ulaşmak için boru hatları, nükleer santral, gıda ambargosunun kaldırılması, turizm alanında dondurulan projelerin buzdolabından çıkartılması.
Türkiye açısından ise 1988 yılından beri müteahhitlik sektöründe üstlenilen projelerin bedelinin yaklaşık 65 milyar dolar olduğunu belirtilmekte. Yeni dönemde yaklaşık 2 milyar dolar tutarındaki yeni bir pazar olacağı öngörülmekte.
Tabloda görüldüğü gibi 2011- 2014 döneminde Rusya’ya yapmış olduğumuz ihracatta ciddi bir artış söz konusu. 2015 yılında Kırım ve Ukrayna dolayısıyla ekonomik ambargo ardından petrol ve emtia fiyatlarının düşmesiyle Rusya da baş gösteren ekonomik kriz sebebiyle ihracatta düşme meydana geldi. Ayrıca Suriye’de Rusya’nın devreye girmesi kasım ayında Rus uçağının düşürülmesiyle bir başka yöne doğru giden ilişkiler çok ciddi sorunlar ortaya çıkardı. Rusya’nın Türk ürünlerine getirmiş olduğu kısıtlamalar ardından ambargo ve turizm sektöründe turistlerin gelmemesiyle adeta tüm ticari ilişkiler dip yaptı. Rusya’nın ihracat içindeki payı % 1.02’ye geriledi.
Dünya da emtia fiyatlarının düşmesi sonucu en çok cari açık verdiğimiz sektör olan enerji fiyatlarındaki aşırı düşüş sonucu ciddi oranda yapmış olduğumuz ithalatın finansal maliyeti düştü, ülkemizin enerji ithalatı maliyetinde 20 milyar dolar gibi bir düşüş oldu. Doğal olarak Rusya’dan yapmış olduğumuz ithalat tutarı düştü. İhracatın yanında Rusya’dan gelen turist sayısı adeta sıfıra kadar indi. Ortalama Türkiye’ye gelen turist içindeki payı %8’lerden %1,71 e kadar düştü. Yıllık turizm geliri kaybımız sadece Rusya’dan 2,5 milyar doları buldu.
2015 yılına göre doğrudan yatırımlarda Rusya 7. sırada yer almakta. 2010 yılından sonra doğrudan yatırımlar yüzde 7’ler civarında seyretmekte. 2014 yılında ise en üst seviyesi 9,6 milyar dolar oldu.
Ticari ilişkilerin artış olması her iki ülke için çok önemli, özellikle enerji ihtiyacımızın büyük bir kısmını Rusya’dan karşılamaktayız. Türkiye toplam doğal gaz talebinin yüzde 56’sı Rusya’dan temin edilmekte olup, gerilim dönemlerinde ciddi anlamda ülkemiz sıkıntıya girecektir. Ülkemizin doğusu ile ilişkileri geliştirmeliyiz ama yönümüz hem siyasi hem de ticari yönden batı olmalıdır.