Türkiye riski ortada
Merkez Bankası iki aydır haftalık repo ihalesi açmıyor. Son günlerde gecelik repodan da bankaları fonlamıyor. Ağırlıklı olarak geç likidite penceresi (GLP) faizinden fonlama yapıyor. GLP faizi, hesaplarını kapatmak ya da elindeki parayı borç vermek için gün sonunu bekleyen bankalara uygulanan faizdir. Gecelik işlemlerde uygulanan faiz ve GLP faizinin ortalamasından hesaplanan Merkez Bankası ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti geçen cuma yüzde 10.82’ye yükseldi. Merkez’in GLP faiziyle fonlamaya ağırlık vermesi eleştiriliyor. GLP faiziyle fonlama normal dönemlerde istisnai bir durumdur. Ancak Türkiye’de işler mevcut konjonktürde normal koşullar altında yürümüyor. Ülkede OHAL var. Referandum öncesinde iç siyasette tansiyon yükseliyor. Dış politikada birkaç gün öncesine kadar sadece Suriye’deki gelişmeleri konuşuyorduk. Ajandamızda artık AB de var. Ekonomik beklentileri ve fiyatlamaları bozan bu kadar gelişme varken, TCMB’nin hangi faizi kullanarak fonlama yaptığını mütemadiyen konuşmak ve eleştirmek abesle iştigal etmektir. Yatırımcıların ve girişimcilerin olayları algılama biçimleri değiştiyse, buradaki en önemli faktör GLP faizi midir? Referandum sonrasında Türkiye’de şartlar normalleşirse, Merkez de politikasını günceller.
Geçen haftaki yazımda, Londra ve New York menşeli fon yöneticileriyle yaptığım görüşmelerden bahsetmiştim. Bu toplantılarda TCMB’nin faiz oranları hiç konuşulmadı. Bloomberg ve Reuters gibi bağımsız ve güvenilir veri sağlayıcılarında yayımlanan haberlerde de Merkez’in faizleri konusunda bir sınıfl andırma yapılmıyor. Buralarda çıkan haberlerde Merkez’in sıkı para politikasına devam etmesi gerektiği söyleniyor. Bundan iki sene önce Rusya ve Brezilya finans piyasalarında sert dalgalanmalar yaşanırken, bu ülkelerin merkez bankaları sıra dışı araçlar da kullandılar. Politika faizine, GLP faizine fazla takılmayalım. TL’nin cazibesini artırmanın yolu sadece faiz artışından geçiyorsa, Merkez uyguladığı politikayla direkt etki ediyor. Merkez’in yarınki toplantısında, faiz koridorunun üst sınırını (gecelik borç verme faizi) ve GLP faizi artıracağını düşünüyorum. Kurum ocak ayından beri uyguladığı politika çerçevesinde kendisine yeni bir manevra alanı yaratmak isteyebilir.
Ekonomi yönetiminin geçtiğimiz haftalarda açıkladığı tedbirlerin ekonomik yansımaları birkaç ay sonra görülür. KOBİ’lere verilen kredi desteği önemlidir. Nefes aldırır. Fakat kredi alan şirketlerin bir kısmı, bu yeni kaynakla önceki kredinin borcunu kapatıyor. Özel sektörün yatırımları artıracak pek mecali yok. Hem beklentilerin düzelmesi, hem de döviz kurlarının dengelenmesi elzemdir. Kısa vadelerde etkisini hızlı gösteren vergi indirimlerinin sektörler açısından kapsamı daha geniş tutulabilirdi. Yakın gelecekte de bu tarz adımlarla ekonomiye destek vermek gerekiyor. Referandum sonucu her ne olursa olsun, orta vadede ciddi reformlara ihtiyaç var. Küresel yatırımcılarda Türkiye gibi gelişen ülkelere yönelik olarak bir iyimserlik oluşuyor. Çin ekonomisi 2017’ye çok iyi başladı. Fed’in faiz artırımlarına rağmen gelişen ülkelerin ayakta kalabileceği görüşü yayılıyor. Tabii her ülke kendi koşullarına göre değerlendirilir. Global yatırımcılar seçici olurlar. Biz TL’ye yönelik ilgiyi artırmak için sıkı para politikası uyguluyoruz. Ekonomiyi desteklemek için genişletici maliye politikasını kullanıyoruz. Ne yazık ki iç ve dış politikadaki fl u görüntüyü uzun süredir düzeltemiyoruz.