'Türkiye, kendisine özel bir Endüstri 4.0 modeli yaratmalı'

Volkan AKI
Volkan AKI İŞ'TEN SOHBETLER [email protected]

Türkiye’nin efsane işadamlarından Kale Grubu’nun kurucusu İbrahim Bodur’un kızı bugün Grubun Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay, aslında uzun süredir işlerin başında… Bu sene 60’ıncı yılını kutlayan grupta İbrahim Bey’in ölümünden sonra da artık onun misyonlarını tamamen taşıyor görünüyor. Bunları niye söylüyorum; Malatya’da Kale Grubu bayii Ağbaba İnşaat’ın tek katta en büyük mağazasının açılışına katıldım. Bu köklü ailenin açılış töreni oldukça kalabalıktı ve Zeynep Bodur gelenlerin neredeyse hepsini tanıyor ve hem aile hem de diğer misafirlerle tek tek ilgileniyordu. Türkiye’de iş yapmanın vazgeçilmez kuralıdır ve bu iletişimin, İbrahim Bodur’un başarısında önemli rolü vardı. Kızında da aynı ruhun olması grup için, işlerin devamlılığı için bir şans… İşin bu tarafını burada bırakayım, aslında Zeynep Bodur Okyay ile sohbetimizden derlediğim birkaç paragrafı sizlerle paylaşayım…

Rekabet koşulları değişiyor

Bir bayii açılışı aslında rekabetin en güzel konuşulacağı yer çünkü her şey müşteride ve müşteri deneyiminde başlıyor. Zeynep Bodur bu noktada şöyle diyor: “21. yüzyılda rekabetin koşulları değişiyor. Bazı şeyleri bu nedenle önceliklendirmek gerekiyor. Hız kazanmak, esnek olmak ve sürekli yeniye odaklanmak lazım bunların peşinde olmak gerekli… Şirketlerin bu kasları kazanması gerekiyor. Bunu yapmak için de farklı bir organizasyon ve nitelik yapısına da geçmek gerekiyor. Hiyerarşik bir organizasyondan bilgi temelli ekonominin gerektirdiği bir organizasyona yönelmek önemli… Süreç tasarımı, hizmet ve ürün tasarımı gibi yapıları kurgulamak gerekiyor. Tasarım sadece ürün tasarlamak değil, biz tasarım odaklıyız diyoruz ve burada yapıları, süreçleri, çalışma ve iş yapış biçimlerini de tasarlamak önemli… Teknoloji çok hızlı dönüşüyor ona da adapte olmak gerekiyor ve tabii bir de insan… Konuştuğumuz tüm bu konuların temelinde insan var. Bu üçlü sacayağını çok dengeli bir şekilde kurmak gerekli… Bunlar sadece bize özel ya da bizim bildiğimiz şeyler değil. Fakat bunları başarılı şekilde uygulamak ve hayata geçirebilmek önemli. Biz de bazı konularla ilgili öncelikler belirledik geliştirmemiz gereken kaslar var. Bunları yapabilmek için de biz de bir yola çıktık. Bunu takip ediyoruz…”

Katma değer yaratma

Gelelim başlıktaki konumuza… Dijital dönüşümü yakalamak, ‘Endüstri 4.0’ı hayata geçirmek önemli ama kafalar çok karışık. Somut bir strateji de yok, en azından benim gördüğüm yok… Bunu soruyorum Zeynep Bodur’a, yanıtları şöyle oluyor: “Türkiye’de maliyet enfl asyonu var. Maliyet altyapısı sürekli değişiyor ve maliyet-fiyat rekabetinin olduğu sektörlerde Türkiye’nin rekabet gücü zorlanacak bunu görüyoruz.

Bu konvansiyonel sektörlerde daha teknolojiye dayalı ürüne yönelmek lazım. Fakat yüksek teknoloji dendiğinde sadece uzay teknolojilerini anlamamak gerekiyor. Her iş kolunda teknoloji geliştirilebilir. Kayısı örneği verildi bugün. Malatya’da ham kayısıyı göndermek başka, işleyip başka ürünlerle ya da paketlerle satmak başka… Bu tekstil için de aynı başka ürünler için de… Teknolojiyi tekstilde kullanmak gerekiyor örneğin… Burada herkesin Endüstri 4.0’ı da doğru anlaması gerekiyor. Bunu da içi boş bir kavrama dönüştürmemek gerekiyor. Dünyada bu kavram maliyetin yüksek olduğu, bu konuda sıkıntıların olduğu ülkelerde maliyetin kompozisyonunu değiştirip o sektörlerde rekabetçi avantajı tekrar yakalamada teknolojiyi kullanma olarak, bir üst seviye akıl olarak ortaya çıktı.”

Türkiye'nin endüstri 4.0'ı

Peki Türkiye Endüstri 4.0’da nasıl yol almalı? Nasıl ilerlemeli? Zeynep Bodur Okyay bunu şöyle açıyor: “Türkiye burada altyapısına, kendi insan kaynağına, coğrafyasına kendi yetkinliklerine bakarak kendine özel, kendine uygun, bir Endüstri 4.0 modeli yaratması gerekiyor. Bu bir devlet stratejisidir. Oturup çalışmak gerekiyor. Bunun altını paydaşlarla doldurmak ve sektörlere de yön vermek gerekiyor. Bugün tekstil sektörü örneğin 1 milyon kişi istihdam yaratıyorsa bundan vazgeçmek mümkün değil. Bunu nasıl yenileyeceğimiz, nasıl ‘upgrade’ edeceğimizin, sektörlere Endüstri 4.0’ı nasıl uygulayacağımızın bir stratejisi olması lazım. Sadece tekstil değil örneğin yapı sektörü de Türkiye için önemli, burada da belki Endüstri 4.0’ı nasıl uygulayacağımızın bir stratejisini ortaya koymak gerekiyor. Bunlarla birlikte IoT (Internet Of Things), AI (Artifical Inteligent) gibi alanlarda da genel yetkinlikler, ülke yetkinlikleri oluşturmak gerekiyor. Böylece geleceğe bakan, dünya evrildiği zaman dışarda kalmayacağımız bir yapıyı oluşturmamız gerekiyor. Dolayısıyla Endüstri 4.0’da da ‘One Fix All’ diyebileceğim herkese uyan bir çözüm yok. Bir ülkenin ihracat yapısı, insanları hatta iklimi bile, örneğin geçmişte kullandığımız ülkelerin kendine göre göreceli rekabet yapılarını günümüz koşullarında bilgi teknolojileri ve diğer gelişmelere göre adapte etmemiz gerekiyor. Türkiye’nin kendine uygun bir Endüstri 4.0 stratejisi olacaksa ona göre de bir insan kaynağı yetişme stratejisi olması gerekiyor.”

Yapı-havacılık, yüzde 50 yüzde 50 olacak

Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay grubun gelecekteki yapısıyla ilgili de şunları söylüyor: “Havacılık ve savunma sanayii grubun toplam işlerinin yüzde 30’una geldi. Birkaç seneye umuyorum daha iyi olacak ve hedef yüzde 50-50’ye gelmek… Yapı grubunda artık kapasiteyi artıramayız, pazar belli, şartlar belli… Dolayısıyla değer olarak büyümemiz gerekiyor. Yapı grubunda ne seramik ne de Kalekim’de kapasite artışı planlamıyoruz. Fakat katma değeri artırıcı ürün ve hizmetlerle orada büyüyeceğiz. Metraj ya da tonaj olarak büyümek değil, katma değeri artırarak büyüyeceğiz. Havacılık ve savunma sanayii tarafında ise yeni işlerle büyüyeceğiz… Burada kapasite artışı da var. Yeni başka alan düşünmüyoruz. Çünkü girdiğimiz işler gerçekten çok büyük işler. Bir uçak motoru yapabilmek gerçekten kolay iş değil… O yüzden konsantrasyonumuzu önceliklerimize vermek istiyoruz. İzliyoruz tabii neler yapabiliriz diye ama daha çok melek yatırımcı, girişim sermayesi modeliyle şahıs veya holding olarak starup’ları takip ediyoruz. Burada girişimlerimiz de var. Fakat bu yatırımları, organizasyonları daha iyi bir şekilde yapabilmek için bir ‘kuluçka merkezi’ benzeri modelde de bir yapıyı kuruyoruz. Şu anda tek tük 2-3 yatırımımız var onları büyütmeye çalışıyoruz. Bunun için dediğim gibi bir Venture Capital oluşturma hazırlığı içindeyiz.”

Kale'de değişimin DNA'sı

Bugün 60’ıncı yılını kutlayan Kale aslında değişimi başarmış önemli bir grup… Savunma ve havacılık sektöründe en son nokta uçak motoru üretimine yöneldiler ve Rolls Royce ile işbirliğinin adımlarını attılar. Peki seramik sektöründen yüksek teknolojiye geçiş nasıl bir kültür gerektiriyor. Buradaki dönüşümü Zeynep Bodur şöyle aktarıyor: “Her şirketin bir DNA’sı var, onun nasıl olduğu, nasıl bir kültüre sahip olduğunuz çok önemli… Bir de tabii sektörlerde de geliştirdiğiniz yetkinlikler var. Biz grup olarak kendimizde yetkinlik görmediğimiz alanlara çok itibar etmedik. Belki hizmet sektöründe de, bankacılıkta da var olabilirdik, inşaat sektöründe de olabilirdik. Buralarda da gerçekten fırsatlar oldu fakat bizim kendi işlerimize odaklanmak gibi, bir derdimiz var. Biz üretimi biliyoruz, sanayiyi biliyoruz ve çerçevemizi öyle çiziyoruz. Savunma ve havacılık işlerini de akşamdan sabaha yapmadık. Bizim bu işlere girişimiz 1980’li yılların başında, tam randımanlı başlayışımız da 1986-87… Kaç yıl geçmiş, neredeyse 30 yıllık bir emek var. Her sene üzerine koyarak yaptık. Bu tür sektörler giriş bariyeri olan da sektörler, belli sertifikalar, teknik ve insan kaynağı yetkinlikleri istiyor ve bunları adım adım almanız gerekiyor. Bunları yapmamız 30 yılımızı aldı şimdi bunlar su yüzüne çıkıyor çünkü görünür sonuçlarını almaya başladık. Artık ivme kazanmaya başlıyorsunuz belli bir noktadan sonra…”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar