Türkiye kahvede büyük bir ticari potansiyel içeriyor
Lavazza, 1895 yılında 25 yaşında olan Luigi Lavazza tarafından kuruldu ve 1897 yılında kahve üretimi ve satışına başladı. 1910 yılında ilk kahve markasını oluşturan genç Luigi Lavazza, kısa sürede İtalya’nın lider kahve ithalatçısı ve üreticisi oldu. Şirket 1927 yılında borsaya açıldı. İlk yurtdışı ofisini 1982 yılında Fransa’da açtı. Fransa'yı Almanya, Amerika, Avusturya, İngiltere, İspanya ve Portekiz’deki ofisler izledi. 1990’larda uluslararası bir yapıya erişerek dünya çapında en bilinen İtalyan kahve temsilcilerinden biri olan Lavazza’nın Türkiye'deki yetkili distribütörü 2008 yılından bu yana Best İthalat Pazarlama.
Best İthalat Pazarlama IT&BCS Direktörü Orhan Can, kahve sektörü için Türkiye’ye özel kapsamlı bir çalışma bulunmadığını ifade ederken, bu konuda en etkili uluslararası kurumlardan biri olan Uluslararası Kahve Organizasyonu (www.ico.org) verilerine dikkat çekerek, son beş yılda işlenmemiş kahve ithalatında çok ciddi bir artış yaşandığını söylüyor. Orhan Can şöyle diyor: "Aynı artış, hatta daha da fazlası tüm kahve pazarında görülüyor. Bu verilere göre kişi başı yıllık kahve tüketimimizin 0.5 kg'yi geçtiğini tahmin edebiliriz. Birçok ülkede kişi başı yıllık tüketim 10 kg'ye ulaşmış olsa da, nüfusumuzun büyüklüğü nedeniyle daha büyük bir ticari potansiyel içerdiğimizi söyleyebiliriz."
Can, Türkiye’de en fazla tüketilen kahvenin hazır kahve olduğunu söylüyor. Bunu, Türk kahvesi, filtre kahve ve sütlü kahveler izliyor. Orhan Can’ın Türkiye pazarına yönelik yorumları şöyle: “Türkiye’de kahve tüketim oranı son derece düşük. Biz Best İthalat olarak kişi başı kahve tüketim oranını yükselttik ve zamanla Türkiye distribütörü olarak da üst sıralara çıkacağımızı düşünüyoruz. Best Coff e Shop Lavazza olarak ilk kafemizi 2008 yılında açtık. 2010 yılından beri her yıl neredeyse ikiye katlanarak büyüdük. Yıllık satış hacmimiz 2015 yılı sonunda 31,2 milyon TL oldu. Yüzde 17’lik bir büyüme ile 2016’yı 41,7 milyon TL’lik bir ciro ile kapatmayı planlıyoruz. 2017 yıl sonu şube sayısı hedefimiz İstanbul’da 100’dür. 2017’de başlatılacak Türkiye için bölgesel ve Türkiye dışı master Franchising satışları ile 200 şuabeyi geçmeyi hedefl iyoruz.”
Riskler minimize ediliyor
Geçtiğimiz günlerde Yakın Plan'da Avustralya'da yayınlanan A Brewing Storm raporuna yer vermiştim. Rapor, önlem alınmadığı takdirde, iklim değişikliğinin 2050 yılında kahve üretiminin 50 oranında gerilemesine neden olacağına yer veriyor.
Dünya genelinde her gün yaklaşık 2.25 milyar bardak kahve tüketiliyor. Küresel kahve sanayi 19 milyar dolara ulaşıyor. Küresel ısınmaya karşı önlem alınmadığı taktirde kahve üretimi olumsuz etkilenecek. Bu bir yandan kahve fiyatlarına yansırken, diğer yandan geçimini kahve üretiminden sağlayan 25 milyon çiftçiyi de zor durumda bırakacak.
Sektörü küresel ısınmanın olası etkileri açısından değerlendiren Orhan Can, son 5 yıllık süreçte üretimde ciddi bir olumsuzluk veya düşüş görülmediğini söylüyor ve ekliyor: "Lavazza gibi köklü ve global kahve satıcılarının üreticileri destekleme projeleri ile gelecek için bu riskler minimize edilmeye çalışılıyor."
Lavazza’nın ¡Tierra! Projesi de bunlardan birisi. Lavazza proje kapsamında kahve yetiştiricilerinin sürdürülebilir üretim yöntemlerini benimsemelerini amaçlıyor. 2002 yılında hayata geçen proje, iki dönemden oluşuyor. 2009'da sonlanan ilk dönem, Peru, Honduras ve Kolombiya'yı kapsadı. 2010 yılında başlayan ikinci dönemin katılımcıları ise Hindistan, Brezilya ve Tanzanya oldu. 2013 yılından bu yana Etyopya ve Vietnam'dan kahve yetiştiricileri projeye dahil edildi. Projenin iki hedefi var: Çiftçi ailelerin yaşam şartlarını, sosyal gelişimleri ve ekonomik büyümelerini desteklemek; Yeni tarım teknikleri ve üretim araçlarının kullanılması ile çevresel etkileri en aza indirerek yüksek kaliteli ürünler geliştirmek.