Türkiye, en riskli ülkelerden birisi

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com


Moody's ve Fitch'in ardından, geçtiğimiz günlerde Japon Kredi Derecelendirme Kuruluşu JCR da Türkiye'nin kredi notunu artırmıştı.

Geçtiğimiz hafta ise yatırımcılar, sanayi şirketleri ve çokuluslu organizasyonlara, uluslararası ekonomi ve finans konularında danışmanlık hizmeti veren Avrupalı araştırma grubu TAC tarafından yayınlanan ülke riski raporunda,Türkiye'de artan siyasi gerilimin, rejime karşı olmasa da, ekonomiye karşı tehdit yarattığına dikkat çekildi.

TAC'ın yorumları, Fransız Les Echos'da "Ekonomiye verilen iyi notların arkasında, gerçek kırılganlıklar var" başlığı ile yer aldı. Gazetede aynı zamanda TAC Araştırma Bölümü Başkanı Sylvain Barthelemy'nin "Değerlendirdiğimiz 70 ülke arasında, en riskli ülkelerden biri Türkiye. Değerlendirmeye aldığımız kriterlere tek tek baktığımızda, özel bir kırılganlık gösteren yok. Fakat genel denge istikrarsızlığını koruyor" yorumuna yer verildi. Bu haber üzerine Sylvain Barthelemy'e ulaştık ve görüşlerini aldık.  Barthelemy, DÜNYA'ya şunları söyledi:

"Yaptığımız analizler doğrultusunda, Türkiye'ye yönelik bazı önemli riskler söz konusu: Her ne kadar 2013 yılında düzelme bekleniyor olsa da, ekonomik büyüme yavaşlıyor; cari açık büyüyor; enflasyon hala yüksek; Türk lirası yüzde 25 oranında aşırı değerli. Yapılan devalüasyonlara rağmen, bu durum değişmiyor. Buna ilk çeyrekteki yüzde 7.2'lik enflasyonu eklediğimizde, rekabet kaybının da dikkate alınması gereken bir unsur olarak ortaya çıktığını görüyoruz. Mevcut ortamda özellikle iki unsur çok önem taşıyor: Cari açık ve Türk lirasının aşırı değerlenmesi. Bu iki unsur Türkiye'nin uluslararası sermaye hareketlerine çok fazla duyarlı olmasına yol açıyor."

Yatırımcılarda endişe yaratacak

"Yatırımcılar açısından baktığımızda, Gezi Parkı gösterilerinin kaçınılmaz olarak endişe duygusu yaratacağını söylemeliyiz. Ülkenin makroekonomik açıdan nispeten kırılgan bir durumda olması nedeniyle, yaşananların Türk lirasının değer kaybını ya da ekonomik büyümenin yavaşlamasını tetikleme ihtimali var. Fakat Türkiye'de büyük bir ekonomik kriz beklemediğimizi de söylemem gerekir."
Sylvain Barthelemy, yorumlarını detaylandırmak için, müşterileri için hazırladıkları ülke değerlendirmesini de bizimle paylaştı. 6 Haziran'da "Flash Comment" (Flaş Yorum) başlığı ile yayınlanan değerlendirmeden öne çıkan satırlar şöyle:

Türk toplumunda değişim zamanı

. Türkiye'deki siyasi gerilim rejimi tehdit etmiyor; ama geniş çaplı bir finansal ayarlamayı tetikleyebilir. 'Türkiye kendi Arap Baharı'nı mı yaşıyor?' sorusuna vereceğimiz cevap 'Hayır' olacaktır. Sosyal ve siyasi yaklaşımlarda değişim talep edilse de, Türkiye'de rejim sağlam. Bunun yanı sıra 2013 Şubat tarihli 'Flash Comment'te 'ekonomik ve finansal dengesizliklerin yoluna konması gerekiyor. Bunu tetikleyecek bir şeye ihtiyaç var' yorumunu yapmıştık. Son yaşanan gelişmeler tetiği çekebilir. Kısa vadede, Türk lirasının değer kaybı ve ekonomide yavaşlama gündeme gelebilir; ama herhangi  bir finansal kriz beklemiyoruz.

. Kelebek etkisini sevenler için Türkiye'de mayıstan bu yana yaşananlar iyi bir örnek oluşturabilir. Küçük bir çevreci grubun İstanbul'un bir kaç yeşil alanından birisini korumak için başlattığı protesto, İstanbul ve diğer şehirlerde büyük çaplı gösterilere dönüştü. Türkiye'deki siyasi durumu şöyle okuyoruz: Şiddetli ve sistemik değişimlere yönelik alarm zilleri çalmıyor; fakat Türk toplumunda değişim zamanı olduğunun işaretleri var.

. 2011 seçimlerinde oyların yüzde 48.8'ini alan AKP, bugün de güçlü bir halk desteğine sahip. Muhalefet ise karizmatik bir lidere sahip olamadığından, bölünmüş durumda. Yaşananların Arap Baharı'na benzetilmesini çok yersiz buluyoruz. Türkiye, demokratik bir ülke. Siyasi Risk Oranı değerlendirmemizde, Türkiye 47 ile 'orta'da yer alıyor. Örnek vermek gerekirse, Mısır'ın notu 64, Libya'nın ise 78.

. Yaşanan gerilimin, iki temel unsurdan kaynaklandığını düşünüyoruz: Birincisi Başbakan Tayyip Erdoğan'ın kişiliğine yönelik memnuniyetsizliğin artması. İkincisi ise, artan şehirleşme ile birlikte, Türk toplumunda yaşanan derin ve karmaşık dönüşüm. 1980 yılında yüzde 43.8 olan kentsel nüfus, 2011'de yüzde 71.4'e yükseldi. Nüfusun yüzde 44.1'ini 24 yaş altındakiler oluşturuyor. Bu insanlar, çevreye ve yönetim konularına çok daha fazla duyarlılar.

. Sonuç olarak, durumu şöyle özetliyoruz; Türkiye'de siyasi rejim değişikliği tehlikesi yok; Başbakan Erdoğan'ın bir miktar güç kaybı yaşaması mümkün; geleceğe yönelik politikalarda yine AKP baskın olacak, ama sivil toplumun taleplerine açık olmak gerekecek.

 

Merrill Lynch: Türkiye'de hava tersine dönüyor

Amerikan finans devi Bank of America Merrill Lynch tarafından hazırlanan bir raporda Türkiye piyasalarının geçen ayın ortasından bu yana baskı altında olduğu savunuldu. Rapora göre bu durumun öncelikle küresel ekonominin kötüleşmesinden kaynaklandığı, ikinci olarak ise İstanbul'daki gösterilerin yarattığı olumsuz algıdan meydana geldiği belirtildi. Uluslararası kredi notlarının normalleşmesi ile ülke içi siyasi krizin karışımının Türkiye'ye sermaye akışını olumsuz etkilediği savunuldu. Rapor, Türkiye Merkez Bankası'nın TL'yi likiditeyi sıkılaştırarak ve döviz satışları yoluyla korumaya çalıştığını ifade etti. Merrill Lynch bu durumun da döviz rezervlerini azaltarak 2013 birinci çeyrekteki toparlanma halinin yerini ikinci çeyrekte sönümlenmeye bırakacağını iddia etti. Kuruluş önceki gün Türkiye'nin dış borç görünümünü piyasa seviyesinden yetersiz seviyeye indirdiğini de belirtti.  

Piyasaların güveni azaldı

Gezi Parkı Direnişi ile siyasi istikrar görünümündeki bozulmanın etkisiyle Türkiye'nin beş yıllık tahvillerinin riski artıyor. Türkiye'nin 5 yıl vadeli borcunu iflasa karşı sigortalamanın maliyeti son 10 ayın zirvesine yükseldi. Geçtiğimiz hafta 172 puanla Ekim 2011'den bu yana en yüksek seviyeye ulaşan Türkiye'nin CDS'leri bu hafta da yükselişini sürdürdü. Önceki 9 baz puan daha artan CDS'ler 181 puanla son 10 ayın zirvesini gördü. Küresel risk iştahındaki azalmanın da etkisiyle gelişmekte olan piyasalardan çıkan sermaye, bu ülkelerin risklerini de artırıyor. Yılbaşından bu yana para birimi dolara karşı en çok değer kaybeden ülke olan Güney Afrika'nın beş yıllık CDS'leri 211 puanla 17 ayın zirvesine ulaştı. Fed'in parasal genişlemeyi yavaşlatacağının sinyallerinin netleşmeye başladığı 9 Mayıs'dan bu yana Meksika'nın CDS spredleri ikiye katlanarak 196 puana çıkarken, Brezilya'nın beş yıllık tahvillerinin risk 185 puanla Kasım 2011'den bu yana en yüksek seviyeyi gördü.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar