Türkiye ekonomisinin yabancı sermaye bağımlılığı

Şevket SAYILGAN / Ekonomist
Şevket SAYILGAN / Ekonomist sevket.sayilgan@dunya.com

Türkiye ekono­misinin dışa açık ekonomi po­litikalarına geçti­ği dönemden itiba­ren(24 Ocak 1980) büyümesi ile ya­bancı sermaye giri­şi arasında pozitif bir ilişki vardır. Bu ilişki yıllar itibariy­le azalmamış aksi­ne artarak devam etmektedir.

Bu ilişkinin artarak devam et­mesinin ekonomide, siyaset­te ve dış politikada da etkileri olmuştur ayrıca olmaya da de­vam etmektedir. Tabidir ki bu sürecin temel sebebi ülkemiz­de tasarruflarımızın yatırım­larımızı karşılamamasıdır.

Bu­rada da kök sebepler kayıt dışı ekonomi, üretim modelimizin katma değer yaratmadaki ye­tersizlik, yeterli tasarruf poli­tikalarının uygulanmamasıdır. Kısaca yapısal reform ihtiya­cının bir kere daha ihtiyacımız olan bir süreçtir. Ayrıca gelen yabancı sermayenin kalitesini de sorgulama imkanını da or­tadan kaldırmaktadır.

1 Türkiye ekonomisi yabancı sermaye ilişkisi

Türkiye ekonomisi, küresel sermaye hareketlerine enteg­re olmuş bir yapıdadır. Yaban­cı sermaye girişleri, doğrudan yatırımlar, portföy yatırımla­rı ve dış borçlar şeklinde ülke­ye akmakta; büyüme, istihdam, döviz kuru ve finansal piyasa­lar üzerinde doğrudan etkiler yaratmaktadır. Türkiye’nin ya­bancı sermaye ile ilişkisini da­ha sağlıklı bir yapıya kavuştur­ması, uzun vadeli büyüme ve ekonomik istikrar açısından kritik öneme sahiptir

2 Yabancı sermaye girişlerinin bileşenleri

2.1. Doğrudan yabancı ya­tırımlar (DYY)

Doğrudan yabancı yatırım­lar, bir ülkeye uzun vadeli ser­maye girişlerini ifade eder ve üretim, teknoloji transferi, is­tihdam yaratma açısından önemlidir. Türkiye’de DYY gi­rişleri, özellikle 2000 sonrası dönemde artış göstermiştir.

2002-2007 dönemi: AB üye­lik süreci ve ekonomik reform­larla birlikte DYY hızla artmış, büyüme oranları da yüksek seyretmiştir.

2008-2010 dönemi: Küresel kriz nedeniyle DYY ve büyüme düşmüştür.

2018 sonrası: Kur krizleri ve ekonomik belirsizlikler nede­niyle DYY azalmış, büyüme ya­vaşlamıştır.

Sektörel dağılım (2023 ve­rileri, % Pay)

Finansal hizmetler: %31

İmalat sanayi: %24

Enerji: %13

Gayrimenkul: %16

Diğer sektörler: %16

Türkiye’ye gelen DYY’nin büyük kısmı hizmet sektörüne yönelmiş, sanayi ve teknoloji yatırımları sınırlı kalmıştır.

2.2. Portföy yatırımları ve kısa vadeli sermaye akımla­rı Portföy yatırımları, hisse se­netleri, tahvil ve diğer finansal varlıklara yapılan yatırımlar­dır. Türkiye’de özellikle 2010- 2013 döneminde yoğun port­föy yatırımı girişleri yaşan­mıştır.

2010-2013: Türkiye, gelişmekte olan ülkeler içinde en fazla portföy yatırımı çeken ülkelerden biri oldu.

2018 ve sonrası: ABD Mer­kez Bankası’nın (Fed) faiz ar­tışları ve Türkiye’deki poli­tik belirsizlikler nedeniyle net sermaye çıkışı yaşandı.

Borsa İstanbul’da yabancı yatırımcı oranı:

2010’da %65 iken,

2024’te %20’in altına düş­müştür.

2.3. Dış borç ve yabancı sermaye bağımlılığı

Türkiye’nin toplam dış bor­cu yıllar içinde hızla artmıştır:

Kısa vadeli borcun artışı, Türkiye’nin finansal kırılgan­lığını artırmaktadır.

3 Yabancı sermaye ve Türkiye ekonomisi arasındaki ilişki

3.1. Büyüme ve yabancı sermaye ilişkisi

Türkiye’nin büyüme perfor­mansı ile yabancı sermaye gi­rişleri arasında doğrudan bir ilişki gözlemlenmektedir.

2002-2007 döneminde güçlü yabancı yatırım girişleri büyü­meyi desteklerken, 2018 son­rası dönemde sermaye çıkışla­rı büyüme oranlarını olumsuz etkilemiştir. Türkiye ekono­misinde yabancı sermaye gi­rişleri ile büyüme arasındaki ilişkiyi ölçmek için korelasyon analizi yapılmıştır. 2000-2023 yılları arasındaki veriler ince­lendiğinde:

DYY ile büyüme arasında­ki korelasyon: 0.78 (Güçlü po­zitif ilişki)

Portföy yatırımları ile bü­yüme arasındaki korelas­yon: 0.61 (Orta düzeyde pozi­tif ilişki)

Dış borç ile büyüme ara­sındaki korelasyon: 0.49 (Za­yıf pozitif ilişki) Bu sonuçlara göre, Türkiye ekonomisinde büyümenin en çok doğrudan yabancı yatırımlarla ilişkili ol­duğu görülmektedir.

3.2. Döviz kurları ve ya­bancı sermaye

Türkiye’ye gelen yaban­cı sermaye girişleri arttığında Türk Lirası değer kazanırken, sermaye çıkışları olduğunda TL hızla değer kaybetmiştir.

Özellikle 2018 ve 2024 yıl­larında yaşanan döviz krizleri, yabancı sermaye çıkışlarının etkisiyle hızlanmıştır.

3.3.Portföy yatırımları ve büyüme

Portföy yatırımları, hisse se­netleri, tahviller ve diğer fi­nansal varlıklara yapılan ya­tırımları kapsar. Türkiye’de portföy yatırımları büyük dal­galanmalar göstermiştir.

2010-2013: Tür­kiye’ye yoğun port­föy yatırımı girişi olmuş, büyüme oranları yüksek sey­retmiştir.

2018 ve sonrası: Portföy ya­tırımları çıkışa geçmiş, büyü­me düşüş göstermiştir.

4 Sonuç ve değerlendirme

Türkiye ekonomisi yaban­cı sermayeye bağımlı bir yapıya sahiptir. DYY, portföy yatırımla­rı ve dış borçlar ülke ekonomisi­ni doğrudan etkilemektedir. Sa­yısal veriler ışığında şu çıkarım­lar yapılabilir:

 

1.Yatırım ortamının güç­lendirilmesi: Hukuki güven­ce, Kayıt dışının payının düşü­rülmesi, Mali reform ile yapı­sal reformların yapılarak, düşük enflasyon ve yatırım teşvikleri artırılmalıdır.

2. Sanayi ve teknoloji ya­tırımlarının artırılması: DYY’nin büyük kısmı finans ve gayrimenkule gitmekte, sanayiye yönlendirilmelidir.

3. Dış borç yönetimi: Kısa vadeli dış borç artışı, kırılganlı­ğı artırmakta, uzun vadeli yatı­rımlara odaklanılmalıdır.

4. Kur dalgalanmalarının azaltılması: Döviz krizlerinin önüne geçmek için daha sürdü­rülebilir sermaye girişleri teş­vik edilerek sağlanmalıdır.

Son Söz: “İnsanları kandır­mak kandırıldığına inandırmak­tan daha kolaydır” Oscar Wilde

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar