Türkiye ekonomisi ve “çıpa” gerçeği!...

Nevzat SAYGILIOĞLU
Nevzat SAYGILIOĞLU EKO ANKARA [email protected]

Yeni Hükümetin kurulmasıyla ekonominin başına geçen ve pek çok yetkilerle donatılmış olan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, çeşitli vesilelerle kamuoyunun önüne çıkıyor. Yurtdışında çeşitli yatırımcılarla buluşuyor.

Bu çabaların hepsi, ekonomideki bozulmayı düzeltmeye ve rayına oturtmaya yönelik.
Her seferinde de ciddi beklenti yaratılıyor. İlki Ağustos ayı içinde İstanbul’da yapılan toplantılar birbirini izliyor. Orta Vadeli Plan (VOP), Yeni Ekonomik Program (YEP) olarak duyuruluyor.

Enflasyonla mücadele programı başlığıyla bir yığın politika tedbirleri sıralanıyor.

Bu arada McKinsey&Company Türkiye’ye davet edildi; ama geçtiğimiz hafta sonu Cumhurbaşkanı tarafından bu davet geri çevrildi. Hatta fikir almayı bile yasakladı. Bizimki bize yeter dedi.

Aslında bilinen bir husus var ki Türkiye’de ekonomi sıkıntıda. Bu sıkıntının nedenleri üzerinde duracak değiliz. Ama bu sıkıntıların, bir takım yapılanların sonucu olduğunun farkındayız.

Bazı ekonomik sıkıntılar vardır ki konjonktüreldir, geçicidir; dolayısıyla etkileri de çok daha az olumsuzdur ve geçicidir. Örneğin; havaların kötü gitmesi, bir felaketin olması, bölgesel bir ekonomik veya politik gelişmenin meydana gelmesi gibi nedenlere bağlı ekonomide ortaya çıkan sıkıntılar geçici olabilir.

Ama bazı sıkıntılar da vardır ki bundan yapısaldır ve ne yazık ki uzun süre kalıcıdır; dolayısıyla etkileri de daha ağırdır ve tahrip edicidir. Şu anda Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu sıkıntı ne yazık ki bu kapsama giriyor.

Zira özel sektör sıkıntıda. 1994’deki devletin krizi, 2001’deki bankacılık krizi yanında bu kriz özel sektöre ait ve ciddi olumsuz etkilere gebe.

Aslında Türkiye ekonomisinin de geçmişten bu yana sürekli bu sıkıntıları yaşadığı da bir gerçek. Bir yıl veya dönemde yüzde 10 büyüyen ekonomi, izleyen yıl veya dönemde yüzde 9 küçülebiliyor. Şöyle Türkiye’nin çeyrek yüzyıla ait büyüme rakamlarını bir grafiğe yerleştirin, bakın nasıl zikzaklar göreceksiniz.

Zaten çok uzun yıllardan beri Türkiye orta tuzaklar içinde. Şöyle ki; yıllardan beri kişi başına 10 bin dolar bandına takılmış orta gelir tuzağı, yüzde 10-12 aralığında seyreden orta işsizlik tuzağı, 150 milyar doların üç altında beş üstünde olan orta ihracat tuzağı, bu yıl hariç iki haneye oturan orta enflasyon tuzağı.

bunların hepsinin nedeni, ekonomide yapısal dönüşümün henüz gerçekleşmemesi. Hep kısa vadeli ve görünüşte düzeltme içeren politikaların olması.

Bu ülkede vergi, tarım, sosyal güvenlik, kentleşme, ihale sistemi, kayıt dışılık gibi sorunlar kökten aşılmadıkça çözümlerin de geçici olacağı ortada.

Ancak; geçmişe baktığımızda hemen her dönemde ekonomi yönetimi bir “çıpa” ihtiyacı duymuş. Bu çıpa, ana hedefleri ve hedeflere giden politika tedbirlerini içeriyor ve ağırlıklı da rakamlara dayalı. Yani belli makro büyüklüklerin hedefe konulduğu ve bu hedeflere ulaşmak için politika araçlarının rakamlara büründüğü yol haritası.

Geçmişte başta IMF olmak üzere Avrupa Birliği gibi çıpalar hep uygulana gelmiş.

Şimdi de Hükümetin IMF fobisi ve hatta nefreti nedeniyle araya tampon bir çıpa konulmak istendi. McKinsey ile anlaşmaya gidildi. Buradaki amaç, IMF’nin ki gibi acı reçete doğrultusunda IMF’den kredi almak yerine; McKinsey üzerinden dış dünyaya mesaj verip özellikle ve öncelikle kısa vadeli kaynak girişini sağlamak idi.

Ama; kamuoyundaki eleştiri dozu ve muhalif ayak sesleri nedeniyle Cumhurbaşkanı bu tehlikeyi gördü; ilişkiyi durdurdu. Öyle ki düşüncelerine bile başvurulmasını istemedi.

Dolayısıyla ekonomimiz tümüyle çıpasız kaldı.

Biz, ne yazık ki kendi kendimizi kayıtlama veya yönetme konusunda çok becerikli değiliz. Ne anayasal ekonomi kurallarımız var; ne de uyulan mevzuatımız var. Bir ihale mevzuatında bile sayısı yüzü aşan madde değişikliği yapılıyorsa, neredeyse her iki yılda bir vergi ve sosyal güvenlik affı getiriliyorsa, varlık barışı ve imar barışı adıyla özellikle varlıklılara yeni fırsatlar ikram ediliyorsa demek ki disiplin sıkıntımız var. Birkaç ay sonra yapılacak yerel yönetim seçimleri nedeniyle zaten fren veya çıpadan bekleneni bulmak kolay değil.

Onun için geçmişten beri hep çıpa arayışımız olmuştur. Şimdi bakalım çıpasız nasıl yol alabileceğiz?...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar