Türkiye ekonomisi: İpi göğüsleyeceğini bilip kendine güvenen sabırlı bir koşucu

Bora Tamer YILMAZ
Bora Tamer YILMAZ Ekonoritmiks boratamer.yilmaz@dunya.com

800, 1500 ya da 3000 metre gibi orta me­safe koşuları tamamen taktik işidir. Ne hızlı ko­şan kazanır ne de ciğe­ri güçlü olan. Pistin et­rafında turlar atıldıkça ne zaman atağa kalkaca­ğını bilen sabırlı atletler ipi göğüsleyebilirler. Ba­zı yarışlar o kadar yavaş başlar ki izleyiciler sıkılıp koşu­cuları ıslıklarlar.

Türkiye’nin içinden geçtiği dezenflasyon süreci de orta me­safe yarışını andırıyor. Yükselen borçlanma maliyetleri iktisadi faaliyetin hızını aşağı çekmiş du­rumda. Bu da bazı sektörlerin ve bazı yorumcuların tepkisiyle so­nuçlanıyor. Cuma günü TÜİK’in açıkladığı verilerle ülke 2024 yılı­nı %3,2 büyüme oranıyla tamam­ladı. 2019 – 2023 beş yıllık döne­mindeki ortalama ve potansiyel büyüme oranı %5’in altında bir performans. Özellikle sınai üre­tim trendindeki hız kaybı ve 2022 yılından beri yatay seyir büyüme­yi kısıtlayan bir etken.

Bununla birlikte enflasyonun %75 zirvesinden %30’lara yönel­mesi güven endekslerini yuka­rı itiyor. Hem tüketici güvenin­de hem de reel kesimde ekonomi programına ve dez-enflasyon sü­recine inanç artıyor. Reel sektö­rün enflasyon beklentisi güncel Şubat anketinde %30’lara gevşe­di. Temel mal fiyatlarındaki ar­tışların manşet enflasyondan ya­ni ücret artışlarından düşük kal­ması hane halkının alım gücünü arttıran bir faktör. Perakende sektöründe hacim endeksi çift hanede artış gücünü koruyor. Ni­tekim 2024 son çeyreğinde özel tüketim yıllık %3,9 oranında arttı ve gayrisafi milli hasıla dö­nemsel %1,7 artışla teknik reses­yonu sonlandırdı.

İvme yeni yıla taşınamadı

Kasım – Aralık döneminde oto­mobil satışlarının rekor kırdığı­nı gözlemledik. Konut piyasası da canlandı. Bu gelişmelere bağlı sı­nai üretim Kasım – Aralık döne­minde aylık ortalama %3,6 yük­seldi ve Arlık ayında yıllık artış hızı %7 oranına kadar ulaştı. An­cak bu hızlanmaya dikkatli bak­mak gerekiyor. 2024 yılının ilk döneminde Türkiye ekonomi­si potansiyel altı büyümüştü. Bu açıdan ele alındığında aslında ekonominin hızlandığını söyle­mek zor.

Yalnızca öndeki grup­la yarıştan kopmamak için me­safesini koruyan bir koşucu gibi temposunu ayarlamaya çalışıyor, zaman zaman aradaki farkı ka­patıyor – o kadar. Geçen yılın so­nunda yakalanan ivme yeni yıla taşınamadı. Kapasite kullanı­mı Ocak – Şubat aylarında %75 eşiğinin altında sey­rederken PMI verisi yeni yıla gerilemeyle başladı. KOBİ odaklı SAMEKS en­deksinde de zayıflık hâkim.

Kur istikrarını önceleyen mevcut ekonomi politikası, dış ticaret dengesine doğru­dan etki ediyor. Ancak, kü­resel talep zayıflarken, ihracattaki artış iç tüketimin hızına yetişemiyor. Dış ta­lebin zayıflığı dış satımı sınırlayan bir dinamik. İhracattaki artışın hı­zı şu anda ithalatı yakalayabilecek ölçüde değil. Tüketim malı ithalatı Ocak ayı verisinde yıllık %20 artış kaydetti. Buna karşın ihracat mev­sim ve takvim etkisinden arındı­rıldığında yatay kaldı. Avrupa’da güven endeksleri ve talep verile­ri hala zayıf. Bu şartlarda kısa va­dede dış talebin büyümeye destek vermesini beklememek gerekiyor.

Turizm yıla güçlü giriş yaptı

Ticaret dengesinin yeniden açıl­maya başlaması aşikâr. Dış denge bu haliyle ülkenin makro-finansal dinamiklerini bozacak noktada değil. Dış denge açılmayı sürdü­rebilir. Çünkü önümüzdeki aylar­da turizm sezonu devreye gire­cek. Merkez Bankası’nın rezerv tamponları güçlü. Yaz aylarında döviz girişinin artması rezervle­ri sağlam tutmaya yetecektir. Tu­rizm yeni yıla yüzde 6 gibi güçlü bir giriş yaptı. Diğer yandan hem ülke risk priminde­ki (CDS) iyileşme hem de ABD uzun vadeli borçlan­ma maliyetlerindeki düşüş ban­kacılık sektörünün sendikasyon­lara ulaşmasını rahatlatıyor, döviz akışını güvence altına alıyor.

Bu şartlarda bir süre daha iç ta­leple büyüme sürecektir. Bu nok­tada alım gücü ve harcama eği­limleri arasındaki fark ortaya çıkıyor. Hanehalkı beyaz eşya, elektronik cihazlar gibi kalemler­de ücret artışları sayesinde talebi sürdürüyor. Ancak hizmet enflas­yonunun manşet üzerinde seyri tatil, eğlence, dışarda yeme-içme gibi faaliyetlerde kısıtlayıcı bir unsur. Zaten bu tarz harcama­ların azalması gerekiyor ki enf­lasyon kalıcı bir şekilde gerile­yebilsin. Bu nedenle temel mal alımları ile hizmet harcamaları arasındaki nüans önem kazanı­yor. SAMEKS endeksinin detay­larında hizmet, imalatın gerisine düşmüş vaziyette.

Kazanmak için her zaman hızlı koşmak şart değil!

2012 yılında İstanbul Ataköy Atletizm Salonu’nun açı­lışında 1500 metre ko­şucusu Aslı Çakır ön­deki grupla mesafe­sini koruyup yarışın sonunda atağa geçtiğin­de dünya üçüncülüğü­ne ulaşmıştı. Ardın­dan Londra Olimpiyat Oyunları’nda benzer bir taktikle yarışı ka­zanmıştı. Londra yarışı ta­rihteki en yavaş ve belki de en taktik 1500 metre ya­rışlarından birisiydi. Ka­zanmak için her zaman hızlı koşmak gerekmiyor. Ekono­mik koşabilmek gerekiyor.

Kur istikrarını merkeze alan politikalar nedeniyle ülke eko­nomisi sabır testi gerektiren hassas bir süreçte koşuyor. Ta­lep koşullarındaki canlılığın üre­tim sektörüne de aktarılabilme­si lazım. Faiz hadlerinin düşmeyi sürdürmesi KOBİ ağırlıklı üretim faaliyetlerini destekleyecektir. Dış ticaret açığı beklendiği gibi geniş­lerken, iç talebin gücü ithalatı yu­karı çekecektir. Yarışın kalan tur­larında, ithalat kompozisyonu ve dış ticaret dinamikleri daha yakın­dan takip gerektiriyor. Ekonomi yönetimi için hassas denge koru­nursa, dezenflasyon süreci kont­rollü şekilde devam ettirilebilir. Ancak aksi durumda, verimsizlik ve maliyet baskıları enflasyonu tekrar yukarı iter ya da havlu atılır.

45. yıldönümünde DÜNYA Ga­zetesi, dirayetli ve dipdiri bir me­safe koşucusu. Maratondan ult­ra-maratona geçen bu süreçte, dünden bugüne ve yarına Tür­kiye’de ekonomi gazeteciliğinin meşalesini taşıyan ekibin haklı gururu kelimelere sığmaz, mesa­felere meydan okur.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar