Türkiye ekonomisi dış ticaret dengesini sağlamadan sürdürülebilir büyüme yakalayamaz

Şevket SAYILGAN / Ekonomist
Şevket SAYILGAN / Ekonomist [email protected]

Türkiye Ekonomisinin belki de en önemli kök sorunu dış ticaret dengesinde yaşadığı açıktır. Dış ticaret sadece tüketimi değil, üretim süreçlerinin de bir yansıması olarak karşımıza çıkmaktadır.

Ayrıca dış ticaret dengesi cari işlemler ve ödemeler dengesinin de yönlendiricisidir. Dış ticarettin bu etki kabiliyeti doğaldır ki Türkiye’nin ekonomi politikalarının başarı ve başarısızlığının da belirleyicisi olmuştur. Yapısal olarak bakıldığın da ekonomik kurgunun değişmesi ve köklü bir reforma ihtiyaç duyulduğu görülmektedir.

Dış ticarette temel motto “İhracat yapabilmek için ithalat yapma zorunluluğu”dur. Bu süreç Türkiye’nin 24 Ocak 1980 kararları ile başlayan dışa açılım politikalarının bugün geldiğimiz noktadaki sonucudur. Süreç tüm bu yıllar içinde uzun vadeli, yapısal uygulamalara bağlanmadan yönlendirildiği için yukarıdaki motto hala geçerliliğini korumaktadır.

Ülkemiz üretim modeli itibariyle özellikle son yıllarda ithalat bağımlı hale gelmesi dış ticaret ve büyüme ilişkisini güçlendirmiş, bir de enflasyon sürecini yönetmek yüksek fiyatlı ürünlerin ithalatla dengelenme tercihi yapıyı daha da riskli hale getirmiştir.

Türkiye’nin tüm dönemler içinde plan kavramına uzak politikalar üretmeye çalışması denge mekanizmalarını kırılgan hale getirmektedir. Faiz, Enflasyon, Kur üçgeni günlük politikalarla çözümlenmeye çalışılması yapısal ve uzun vadeli makro politikaları gündem yapılmasını engellemektedir.

Sorular şunlar: Türkiye 2033 de hangi sektörlerle büyüyecek? Bu sektörler hangi ithal girdilere ihtiyaç duyacak? Bu ithal girdileri rekabetçi maliyetlerle iç pazarda ikame etmek için hangi yatırımlara ihtiyaç var?

Bu sektörler hangi coğrafi bölgelerde Pazar ve lojistik uygunluk içinde yatırım yapmalıdır? İnsan kaynakları yönüyle beyaz yaka, mavi yaka ihtiyacına yönelik miktarsal yeterlilik ile teknik yeterlilik nasıl sağlanacaktır?

Üniversiteler, Meslek liseleri bu konuda hangi dönüşüme ihtiyaç duymaktadır? Tüm bu dönüşüm ve değişim için finansman ihtiyaçları nasıl sağlanacak?

Global olarak temel trendlerden olan yeşil mutabakata uygunluk, Sanayi 4.0 ve otomasyon uyumu için gerekli yeterlilikler hangi süreçte kullanılabilir olacaktır?

Yukarıdaki sorular çoğaltılabilir ancak bunlar bile cevabı olası risklere karşı alternatif uygulamaları ortaya konulması ve tüm kesimlerin mutabakatı ile uygulanabilir hale getirilmesi gerekmektedir.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomide senaryolar 02 Ekim 2024