Türkiye 2020'de rüzgar ve hidro enerji ihraç edebilir
"Dünya genelindeki en büyük sorun nakit akışının durması. Türkiye ise diğer ülkelere kıyasla çok daha iyi bir durumda. Eğer elini çabuk tutarsa, bu durumdan fırsat yaratabilir ve askıda olan yatırımları çeker" diyen Philipp Reuter'a göre, Türkiye'nin fırsat yaratacağı sektörlerin başında yeşil enerjiler geliyor.
İnovasyonun önemi her geçen gün artıyor. Bugün başarılı olmak için, dünyanın yarın nerede olacağını anlamak; yeni pazarlar, yeni faaliyet alanları bulmak; tehditlerin ve fırsatların neler olduğunu öngörmek gerekiyor. Yenilenebilir enerjiden, akıllı şebekelere, teknolojiden, ulaşıma tüm sektörlerin gelişmesi için Ar-Ge yatırımları yaşamsal önem taşıyor. Nitekim Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan da, Türkiye'nin Youtube ve Google gibi şirketleri çıkartabilecek alt yapıyı oluşturması gerektiğini söyledi.
Elli yıldan fazla bir süredir, 12 ülkede, 34 sektörde büyüme danışmanlığı ve araştırma şirketi olarak hizmet veren Frost& Sullivan Türkiye Direktörü Philipp Reuter'a göre bu süreçte devletlere çok önemli bir rol düşüyor. Hükümetlerin Ar-Ge ve inovasyonu desteklemek için teşvik vermeleri gerektiğini savunan Reuter, "Büyük inovasyonlar, büyük yatırımlar gerektirir. Bu yatırımlar şirketleri aşıyor. Türkiye'deki orta boylu işletmelerin kümelenmesi ve Ar-Ge bütçelerini bir araya getirip, birlikte çalışmaları, çok önemli avantajlar sunacak" diyor. Reuter'ın dikkat çektiği bir diğer konu da, yaşadığımız kriz sonrasında şirketlerin işlerini 360 derecelik bir bakış açısıyla yönetmeye başlamaları. Yani artık tek odak noktası müşteri değil. Teknoloji, çevre, rakipler, sanayi entegrasyonu, farklı pazarlar da dikkate alınması gereken unsurlar olarak yükseliyor.
Türk şirketlerinde nakit sorunu yok
ABD ve AB'yi sarsan borç krizinin şu ana kadar Türk şirketlerini etkilemediğini kaydeden Reuter, "Dünya genelindeki en büyük sorun nakit akışının sınırlanmış olması. Türkiye ise diğer ülkelere kıyasla çok daha iyi bir konumda. Türk şirketleri şu an için nakit sıkıntısı yaşamıyor. Tabii ki her şeyin çok hızlı değiştiği bir ortamda, bu durum da değişebilir. Ama Türkiye'nin elini çabuk tutup, sahip olduğu konumdan fırsat yaratması gerekli" diyor.
Avrupa'daki belirsizlik yatırımları Türkiye'ye yönlendirecek
Reuter'a göre Türkiye'nin fırsat yaratacağı sektörlerin başında yeşil enerjiler geliyor. "Türkiye sahip olduğu potansiyeli hayata geçirebilmek için, mevcut olan altyapıyı geliştirmek zorunda. Bu potansiyel kullanıldığı taktirde, Türkiye 2020'de rüzgar ve hidro enerji ihraç etmeye başlayabilir" diyen Reuter, bu sektörde de hükümet teşviklerinin çok önemli bir rol oynadığını vurguluyor. Reuter şunları söylüyor: "Önümüzdeki yıllarda yenilenebilir enerji sektörüne yönelik yatırımlar ciddi bir boyutta artış kaydedecek. Avrupa'da yaşanan belirsizlik ortamı, yatırımların Türkiye'ye gelmesine neden olacak. Örneğin İspanya'da patlama yaşayan yenilenebilir enerji sektörü yatırımları, devlet teşviklerin kesilmesinin ardından, tamamen durdu. İtalya'da da durum farklı değil. Tüm projeler askıya alındı. Türkiye bir an önce harekete geçip, askıya alınan yatırımları kendine çekmeli."
Yeşil enerjide uluslararası piyasalara uyum sağlamak zorundayız
Frost&Sullivan Enerji ve Çevre Analisti Özge Özeke de, Türkiye'nin önemli bir potansiyeli olduğunu, fakat yatırımcıların yeterli desteği görmemekten şikayet ettiklerini ifade ediyor.
"Tüm dünyada yeşil enerjilerin hükmü giderek artıyor. Türkiye'de bu gelişim daha yavaş; ama bir süre sonunda uluslararası piyasalara uyum sağlamak zorunda kalacağız. 2014 yılından sonra, gerekli adımları tüm dünya ile birlikte atacağız gibi görünüyor" yorumlarında bulunan Özeke, Türkiye'de yenilenebilir enerji sektörünün gelişimini şöyle anlatıyor: "2012 yılının ortasından itibaren güneş enerjisinde hızlanma yaşanacak. 2014-2015 yıllarında ise güneş iyice parlayacak. Büyük boyutlu yabancı yatırımcıların bu alana gireceğini öngörüyoruz. Rüzgarda daha fazla yol alınmış durumda ve bu trend devam edecek. Zaten sektörde konumlanmış olan büyük şirketler, yabancı ortaklıklarla daha da güçlenecekler. Jeotermalde daha yavaş, ama derinden bir ilerleme söz konusu. Hükümetin 2023 hedefleri kapsamında, rüzgarda 20 bin MW kurulu güce ulaşılması öngörülüyor. Bu biraz iyimser bir öngörü. Bu rakama ulaşmak için ciddi bir şebeke yatırımı şart. Fakat 2017 yılında 12 bin MW'a yaklaşabileceğimizi öngörüyoruz."