Türk tarımında karne zamanı, Çinli arılar çok çalışkan
Tarım sayımı yapılacak, tarım 22 yıl sonra ilk defa karne alacak; kaynaklar, yanlışlar, fırsatlardan oluşan devasa bir veri seli, SPK’dan gelen uzmanlar tarafından işlenecek.
Binlerce bilimsel çalışma, sahadan gelen devasa verilerle buluşup, Türk tarımının geleceğine “meta analiz” karar verecek. “Üretimde Planlı Dönem” sayımdan önce açıklanınca; “neye göre/ nasıl” sorusuna cevaben “tarım sayımının” gerekliliği ortaya çıktı. Maksat haşmetli olunca, tarıma dair her nevi çalışma müstesna.
Stratejik ürünlerin üretimdeki payı giderek azalıyor, küçük çiftçiler tahıl yerine “geliri yüksek” meyveciliğe yatırım yapıyor. Türk tarımı hiç havasında değil, can suyu buhar olup uçtu, güz ekimi “susuz yaz.” Panama kanalı kuraklığa takıldı. Ticaret yolları, tarım haritası değişiyor, yeni güç yolları kışkırtıcı.
Peter Frankopan’ın dediği gibi; “fikirler, hastalıklar, güç” yeniden ticaret yollarında taşınacak, hazır olun. Karadeniz Tahıl Koridoru için, Ukrayna ve Romanya “Seyrüsefer güvenliğini” arkasına alarak Tuna nehrindeki altyapıyı yeniden inşa etme konusunda anlaştı. Romanya’dan nakledilen aylık Ukrayna tahılı 2 milyondan 4 milyon tona çıkarıldı.
Rusya taze çıkardaşı Afrika’yı kati suretle aç bırakmaz. Putin’in Türkiye’ye “güvenlik ve Ukrayna’nın NATO üyeliğine verdiğimiz destek nedeniyle gelmek istememesi nedeniyle” ertelenen ziyaretinde olmasa da eylülde konu çözülecek, endişeye gerek yok.
Geçtiğimiz günlerde Tarım ve Orman Bakanlığı iklim değişikliğinin arıcılık üzerine etkilerini araştırmak için bir proje başlattı. Bakan İbrahim Yumaklı; “tarımsal üretimin geleceğini ve politikaları belirlerken risk faktörlerini dikkate aldıklarını” belirtiyor. 21 ilde 525 işletme incelenecek.
Arıcılığın geleceği iyileştirilecek. 2023 bal hedefi 100 bin ton üzerinde açıklansa da Karadeniz’deki zamansız yağmurlar nedeniyle dünyanın en değerli balı, Anzer balı yok denecek kadar az. Tülin Akyıldız, Hemşin’de arıcılık yapan gençlerden. “Bu yıl hasat çok kötü, “kovan, arı desteği yapılacağına” iklimle mücadele edin, OGM’nin yaptığı “bal ormanları projesini” destekleyin” diyerek yeknesak çözümlere değil sorunun köküne odaklanıyor.
Z kuşağının gözü pek, zihni berrak. 2017’de Muğla’da 15 bin ton bal üretilirken orman yangınları nedeniyle 2021’de 3 bin 800 tona geriledi. 2020’de de azalan koşnil popülasyonundan sebep üretim yüzde 58 düşmüştü. İklim değişikliği gezici arıcılık yapanların yol maliyetlerini artırıyor, bir arı ortalama 20 bin km seyahat ediyor.
Seyahat business olmasa da balın kg maliyeti 120 TL’yi geçti. Çin 9 milyon kovanda 472 bin ton bal üretirken Türkiye, 8 milyon kovanda 96 bin ton üretiyor. Aşık Veysel’in “ben arıyım dersin, balın var mıdır” sorusuna cevap “arı var saadet yok.” Kovan başına Çin’de 51,3 Türkiye’de 11,3 kilogram bal. Çinli arıcılar para kazanırken, Türk mevkidaşları “bal tutan parmağını yalayamıyor.” Ukrayna’nın ihracatta saf dışı kalmasıyla Türkiye 7. sıraya yükselse de hala etkisiz.
Ukrayna Rusya savaşı arıları da yerle yeksan etti, 2021 ve 2022 yılı bal ihracatı da sıfırlandı. Ukrayna tarımı vızır vızırken Rusya’nın savaş başlatması manidar. Ezcümle Türk tarımının geleceği için niyete değil “kolektif güce, verimliliğe, akla” gerek var. Bilime biraz yer açın, yaşam soluklansın, yoksa “öfkemiz baldan tatlı.”