Türk şekerçiler, uzak diyarlardan tatlı haberlerle dönüyor...
New York’tayız… Summer Fancy Food Show’da… Kuzey Amerika’nın gıda ve içecek tica retinde en büyük etkinliği olarak kabul ediliyor…
Her yıl haziran sonu, temmuz başında bu kentte yapılan etkinliğe 50 ülke ve bölgeden, yaklaşık 2 bin 400 kurum ve şirket katılıyor… Yaklaşık 180 bin ürün tanıtılıyor…
Kış döneminde yapılan Winter Fancy Food Show ise Amerika’nın doğu yakasının en önemli ticari etkinliği sayılıyor…
★ ★ ★
Şekerli Mamüller Tanıtım Grubu, geniş bir stant ile etkinlikte yerini almış…
ŞTG’nin, Türkiye’nin algısını bir ‘lezzet ülkesi’ olarak kurguluyan ‘Delightland’ temalı standında Başkan Hidayet Kadiroğlu ile sohbet ediyoruz…
-Neden buradasınız?
“Yeni açılım gerekiyor. Biz 2000’de çevre ve bölge ülkeleri dedik. Birkaç saatlik uçuş mesafesi içindeki pazarlara yöneldik. Başarılı da olduk doğrusu. Şimdi yakın coğrafyamızda savaş dahil sıkıntılar çok arttı. Ama hayıfl anmanın faydası yok. Oturduk neler yapabileceğimizi düşündük. Yeni bir strateji oluşturduk. Ekonomi Bakanlığımızın da desteğiyle, uzak ama gelir düzeyi yüksek ve gelişen pazarlara ağırlık veriyoruz. Onun için şimdi dünyanın en büyük tüketim pazarı Amerika’dayız.”
★ ★ ★
Peki Türk şekerçilerin Amerikan pazarından beklentileri ne?
“Beklentimiz büyük. ABD’ye şekerleme ihracatımız şu anda yıllık 120 milyon dolar civarında. Ama ABD’nin yıllık şekerleme ve şekerli ürünler ithalatı 13.5 milyar dolar. Kısacası bu pazarda almamız gereken daha çok yol var.”
Amerikalılar, yürütülen tüm kampanyalara karşın dünyanın en çok şeker tüketenleri arasında başı çekiyor… ŞTG Başkanı Kadiroğlu’nun verdiği rakamlara göre, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) uygun gördüğü kişi başına günlük şeker tüketimi 36 gram. ABD’de bu rakam 126 gramı buluyor. Avrupa ile dahi arasında ciddi fark var. Avrupa’da kişi başına şeker tüketimi yıllık 10 kilo, ABD’de 15 kilonun üzerinde.
Ya Türkiye?
“Türkiye kişi başına şeker tüketiminde dünyada 37’nci sırada yer alıyor. Kişi başına yılda 2 kiloya yakın şeker tüketiyoruz.”
★ ★ ★
Dünyanın en büyük şekerleme tüketicisi de olsa ABD kolay pazar değil… Hershey’s ve Mars pazarın yüzde 66’sını kontrol ediyor. Bu pazara özgü çalışma yapmak şart...
Örneğin, üzerinde Arapça yazı olan ambalajlara soğuk duruyor Amerikalı tüketici. ‘Ben Amerika’ya özel ambalaj yaptıramam. Ortadoğu’ya da ihraç ettiğimi gönderirim’ diyorsanız, etnik pazarla sınırlı kalma ihtimali çok yüksek…
Amerika ile uzaktan uzağa, e-postayla, telefonla iş yürütmek de zor. Amerikalı işadamı, ülkesinde ofisi olan firmaları dikkate alıyor.
★ ★ ★
Çağ, ‘dijital çağ’, ‘elektronik haberleşme çağı’ ama ‘dokunuş’ önemli. ‘Tanışmak’ önemli… Kadiroğlu, önümüzdeki dönemde ilk işlerinden birinin ABD’den VIP alım heyetleri davet etmek olduğunu belirtiyor.
Bu konuda Ekonomi Bakanlığı’nın verdiği desteklerin de altını çiziyor. Bakanlığın, Ur-Ge adını verdiği ihracata dönük kümelenme çalışmalarında yurtdışı masraflarının yüzde 75’ini karşıladığını biliyorduk. Öğreniyoruz ki, Ekonomi Bakanlığı alım heyetlerinin Türkiye’ye ziyaretleriyle ilgili masrafları da karşılıyor.
“Amerika’da hedefimizi sadece ABD olarak sınırlamadık” diyor ŞTG Başkanı Kadiroğlu, “Nisanda Kanada’daydık. Şimdi New York’tayız. Ağustos başında Meksika, sonu gibi de Peru’ya benzer çıkarmalar planladık. Ağustosta bu ülkelerden Türkiye’ye VIP alım heyetleri de gelecek…”
★ ★ ★
Uzak ama zengin pazarlara yönelen ŞTG, bu yeni stratejisi çerçevesinde aynen geçen hafta New York’ta olduğu gibi, yılın ilk aylarında Kore ve Japonya'daydı...
"Kore'de çok güzel gelişmeler var. Türkiye'de Demet Sabancı Çetindoğan ile ortaklığı olan CI Holdings'in CEO'su Harri Hae-Sun Lee Türkiye'ye çok sıcak. 450 şubeli cafe zincirinde Türk KahvesiTürk Lokumu ikilisini sunmayı planlıyor. Ayrıca Narnia Günlükleri isimli filmde 'Türk Lokumu'nun övülmesi de bu pazarda çok pozitif yankılar yaptı.
★ ★ ★
ŞTG mart başında da Tokyo’daydı. Foodex Fuarı’na katıldı...
Orada bize aktardığı Japon pazarına yönelik çalışmaları bu köşeden daha önce sizlerle paylaşmıştım. Yeni gelişme var mı diye merak ettik: Birçok Japon cafe ve gıda zinciri ile görüşme halindeydiniz. Özellikle de ‘Great Duo’ diye tanımladığınız Türk Kahvesi ve Türk Lokumu için. Bir sonuç çıktı mı?
“Evet” dedi Kadiroğlu, “Japonya’nın bir numaralı cafe zinciri, Doutor Coff ee ile görüşmeler başladı. 1100 şubesi var. Görüşmeleri Ekonomi Bakanlığı’nın Tokyo’daki Ticaret Müşavirliği bizim adımıza yürütüyor. Burada kahve ve lokumu birlikte sunacağız. Bir süre deneme yapılacak. Başarılı olursa devamı gelecek. Ayrıca, bu yıl, Japonya ile Türkiye arasındaki dostluğun köşe taşlarından biri olarak kabul edilen Ertuğrul Fırkateyni Faciası’nın 125. yıldönümü… Bu çerçevede düzenlenen anma törenlerine Türkiye’den giden fırkateynimizin ziyaretçilerine binlerce kahve ve lokum ikram ettik. Çok güzel bir tanıtım oldu. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ile görüşüyoruz. Fırkateyn 5 limana daha uğrayacak. Onlarda da aynı şekilde Türk Lokumu ve Türk Kahvesi ikram etmek istiyoruz. Ertuğrul filmine de sponsor olarak filmde kahve ve lokum tanıtımına yol açtık. Ayrıca, tanıtımlara filmin galasında da devam edeceğiz. Dizilere de ürün yerleştirme yapacağız. Bu konularda en çok THY’den esinleniyoruz…”
★ ★ ★
Japonya, çok zor bir pazar ancak yılda 3 milyar dolardan fazla şekerleme ithalatıyla bir o kadar da önemli bir pazar…
Aynen ŞTG’nin yeni stratejisi çerçevesinde odaklandığı ABD, Kanada, Latin Amerika, Kore ve Çin gibi…
“Firmalarımız yakın coğrafyalara hızlı gitti. Şimdi Şeker Tanıtım Grubu olarak uzak ülkelere yöneldik. Bu pazarlar kolay değil. Karşımızda tek başına 5 milyar dolar ciro yapan dünya devleri var. Bizde ağırlık KOBİ’ler. Bu pazarlarla ilgili bir araştırma raporu bile on binlerce dolar. Bir KOBİ buna kaynak ayıramaz. Ya da dizi filmlere kolay kolay giremez. Kümelenerek, küçük ölçekli olmanın getirdiği dezavantajları hafifletiyoruz. Daha yavaş ama sürdürülebilir bir strateji izliyoruz. Aynen Afrika atasözünde söylendiği gibi; “Hızlı gideceksen yalnız git, uzağa gideceksen birlikte yürü…”
2023 hedefine en rahat biz ulaşırız"
Şeker Tanıtım Grubu’nun New York çıkarmasında ihracatı konuşuyoruz… ŞTG Başkanı Hidayet Kadiroğlu ve yönetim kurulu üyeleri İstanbul Hububat Bakliyat ve Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçılar Birliği (İİB) Başkanı Zekeriya Mete, Uğur Durukan, Subet Çiçek ve Kazım Taycı ile birlikteyiz…
Bu yıl ihracatta düşüş var. Şekerleme sektöründe oran yüzde 10 civarında… “Sıkıntılı bir dönem” diyor Kadiroğlu, “Hedefi mize ulaşmamız zor. Ancak yine de, geçen yıl 2.8 milyar dolar olan ihracatımızın bu yıl 3 milyar dolara ulaşmasını bekliyoruz.” Peki ya 2023 hedefi , rafa mı kalkıyor bu durumda? “Hayır” diyor Kadiroğlu, “Şekerleme sektörü olarak 2023 hedefi miz 10 milyar dolar. Kim ne yapar bilmem ama biz hedefe kilitlendik. Ve sözümüzü tutacak yegane demeyelim ama birkaç sektörden biriyiz.” “Neden” diye sorunca şunları söylüyor ŞTG Başkanı: “Pek çok firmamız büyük yatırımlar yaptı. Teknolojimiz iyi. Türkiye’de şekerleme sektörünün büyüklüğü 4 milyar dolar. 3 milyar dolar da ihracat var; toplam 7 milyar dolar. Firmalarımız bunun çok ötesinde yatırım yaptı. İnovasyon, ürün çeşitlendirme konusunda da hızlandık. Sözde değil özde inovasyon yapıyoruz. Niş alanlara, gelir düzeyi yüksek pazarlara odaklandık. Türkiye’nin ortalama ihracat fiyatı kilo başına 1.5 doların biraz üzerinde. Bizim sektörde bu 3 dolar. Hedefi miz ise yeni ve gelişmiş pazarlarla bunu kilo başına 5 dolar seviyesine çekmek. Endüstriyel tasarıma büyük önem veriyoruz. Bu konuda yarışmalar düzenlemeye başladık. Başarılı sonuçlar elde ediyoruz. Çıtayı yükselttik ve yükseltmeye devam edeceğiz. Öyle ki, bizden sonra gelenler çok daha büyük hedefl er koymak zorunda olacaklar…”