Türk markaları ihracat atağında
Geçtiğimiz hafta önce İpekyol Grubu’nun, daha sonra da 19 Aralık 2018’de İstanbul’da düzenlenen Değer Zirvesi’nde ödül alan markaların yöneticilerini dinledim. İki ayrı basın buluşmasının ortak konusu, Türk markalarının dış pazarlardaki yeni mağazaları ve yükselen ihracat grafikleriydi.
İpekyol’un hedefinde Rusya, Lübnan ve Çin var
236 mağazasıyla büyük bir ağ oluşturan İpekyol, 2018’i yüzde 30 oranında büyüyerek kapatıyor. Kuruluşun, Azerbaycan, Bahreyn, Irak, Kazakistan, Kıbrıs, Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde toplam 39 mağazası var. Yalçın, Nejat ve Uğur Ayaydın’ın büyük hedefleri var. İpekyol, 2019’da Rusya ve Lübnan’a gitmeyi, yurtiçinde 10, yurtdışında 10 yeni mağaza açmayı planlıyor.
İpekyol Grubu CEO’su Uğur Ayaydın’ın anlattığına göre, İstanbul, Sakarya, Trabzon gibi şehirlerde Ortadoğulu, Antalya’da ise Rus ve İranlı turistler İpekyol’a büyük ilgi gösteriyor. Kuruluşun bu yıl yabancılara yaptığı satışlar yüzde 100 oranında artmış. İpekyol ekipleri, müşteri sadakati yaratmak amacıyla, yabancı müşterilere yönelik CRM kampanyaları ve Sadakat Kart projeleri üzerinde çalışıyor.
İpekyol yönetimi, internet satışlarından da memnun. Mağazalardaki cirolar son üç yılda yüzde 25 oranında büyürken, online satışlar yüzde 40 oranında artmış.
“Kültür ve değerlerimizi de ihraç ediyoruz”
‘Değer Zirvesi ve Türkiye’ye Değer Katan Markalar Ödül Töreni’ öncesinde, TABA ve TÜGİAD Yönetim Kurulu Üyesi, Activa Tanıtım Organizasyon Kurucusu Pınar Erez’in ev sahipliğinde biraraya geldiğimiz, Birleşik Markalar Derneği, Mavi, Arzum, Karaca, Vakko, Tosyalı Holding’in yöneticileri de ihracat planlarından söz ettiler. “Biz sadece kaliteli bir ürün değil, kültür ve değerlerimizi de ihraç ediyoruz. Bir dünya markası olmanın en önemli sırrı bu” vurgusunu yaptılar.
“Sadece ürünlerimizi değil, Türk gastronomisini de tanıtıyoruz”
456 marka, 3 bin 650 mağaza ve 15 bin corner’ı birleştiren, Birleşik Markalar Derneği Başkanı Sinan Öncel ihracatın katkısını şu cümlelere özetliyor: “BMD markaları özellikle Balkanlar ve Güney Afrika’da lider konumda. LCW, Türkiye’nin en fazla ürün ihraç eden ilk 10 markası arasında yer alırken; Simit Dünyası örneğinde de görebileceğimiz gibi, Türkiye’nin değerlerini Türk simidi aracılığıyla ve gastronomik boyutuyla da dünyaya taşıyor. Bu büyük bir başarı öyküsü… Dünyada bir Türk markasının mağazasını açmak demek, aynı zamanda mağazanın mobilyasının ihracatı ile mimari konuda da kazanç kapısı olması demek.”
Çin’e Türk kahvesi
Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı’nın verdiği bilgiye göre, dünyada 10 bin 300 elektrikli ev aletleri markası var. Bunlardan sadece sekizi Türk kahvesi makinesi üretiyor. Dünyadaki sekiz markadan birisi olan Arzum, cirosunun yüzde 9’unu ihracattan elde ediyor.
Bu yılı yüzde 27’lik bir büyüme ile kapatan Arzum 35 ülkeye ihracat yapıyor. 2019’da dış pazarlara daha da ağırlık vermeyi planlayan Murat Kolbaşı, hedefini şu cümlelerle anlatıyor:
“Biz sadece Türk kahvesi makinesi üretmek değil, Türk kahvesi ve kültürünü de dünyaya ihraç etmek istiyoruz… İhracattaki en büyük hedefimiz, çayın anavatanı ve dünyanın en hızlı büyüyen kahve pazarı olan Çin’e Arzum OKKA ile Türk kahvesi içirmek.”
Cironun yüzde 20’si ihracattan
Mavi, bu yıl 25 milyona yakın “life style” ürün satışı yaptı. Erkek giyim markaları arasında ikinci, kadın giyim kategorisinde dördüncü en büyük marka oldu. Cirosunun yüzde 20’sini dış satışlardan elde eden kuruluş, bu yıl 10 milyon jean sattı.
Mavi CEO’su Cüneyt Yavuz, Türkiye’nin bir kumaş cenneti olduğuna, ekosistemin gelişmişliğine ve Türk tekstilcilerinin olarak Japonlar ve İtalyanlarla yarıştıklarına dikkat çekiyor.
Cüneyt Yavuz, Mavi’nin ihracatla Türkiye tanıtımına yaptğıı katkıyı şu sözlerle özetliyor: “Dünyanın en değerli 10 jean markasından biri olarak, Türkiye’nin değerlerini ve kültürünü, ürettiğimiz milyonlarca jean’le dünyaya taşıyoruz. Avustralya’daki ofisimizde İstanbul fotoğraflarıyla, ABD’deki ‘Burası İstanbul’ sloganımızla aslında biz dünyada bulunduğumuz her ülkede Türkiye’yi yaşatıyoruz. Bir Türk olarak da bununla gurur duyuyorum.”
Dünya markası olabilmenin şartı yenilikçilik
Karaca Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Karaca, Karaca’nın başarı sırrının ihracat yaptıkları ülkelerin kültür ve değerlerini göz önünde bulundurmak ve takip etmek olduğunu belirtiyor. Karaca, “Dünya markası olabilmenin en önemli şartı yenilik yapmak… Dünyada ilk kez graniti ön plana çıkaran marka olarak, yine dünyada ilk kez inci hammaddesinden porselen ürettik. Önümüzdeki dönemde ise elmas kristallerinden üretmeyi planladığımız tencere üzerinde çalışıyoruz. 16 ülkede 30 mağazaya sahip Karaca olarak, ciromuzun yüzde 10’u yurtdışından geliyor” diyor.
Japonların Türkiye’deki en büyük ikinci yatırımı
Tosyalı Holding, dünyanın üç farklı kıtasında 20’yi aşkın tesise sahip. Tosyalı Holding’in CFO’su Şafak Ayışığı’nın anlattığına göre, demir çelik üretiminde dev şirketlerle rekabet eden kuruluş, Türkiye, Cezayir ve Karadağ’daki üretim tesislerine Senegal’i eklemek üzere çalışıyor. 2020’de kapasitesini 10 milyon tona çıkaracak. Yönetim, iki yıl içinde 10 bin çalışan ve 10 milyar dolarlık ciroya ulaşmayı hedefliyor. Tosyalı’nın Japonya’nın en önemli şirketlerinden Toyo Kohan ile ortak olarak Osmaniye’de kurduğu Tosyalı Toyo, Japon sermayesinin Toyota’dan sonra Türkiye’deki en büyük ikinci yatırımı. Tesis, Anadolu’da üretilen yüksek teknoloji ürünleri dünyanın dört bir yanına ihraç ederek, Türk Bayrağını dalgalandırıyor.