Türk malı otomobil mi? Türk markalı otomobil mi?

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

Türk Otomobili üretmek istiyoruz . Neyi istediğimiz biraz belirsiz. (1) Yüzde yüz Türk girdisi ile mi otomobil üreteceğiz - Bu çok zor hatta imkansız. (2) Türk markası ile mi otomobil üreteceğiz - Mümkündür fakat sürdürülemez ve çok riskli bir iştir. (3) Türk malı otomobil mi üreteceğiz - Zaten üretiyoruz.

Otomobil denilen şey çok sayıda parçadan oluşuyor. Bu parçaları ana fabrika değil, yan sanayi üretiyor.

Türkiye'de çok başarılı bir otomotiv yan sanayi var. Dünyanın değişik fabrikaları için üretim yapılıyor. Ama bir otomobilin tüm parçalarını Türkiye'deki yan sanayi kuruluşlarından temin etmek mümkün değil.

Bir otomobilin tüm parçalarını üretecek yan sanayin ülkede kurulması, gelişmesi mümkün değil.

Kaldı ki  yan sanayide üretilen birçok parçanın  içinde yabancı girdi var. Mamul, yarı mamul veya hammadde olarak. Örneğin yerli lastik fabrikalarının ürettiği lastiğin  ana girdileri ithal girdi.

Demek ki Türk markası ile üretilecek otomobilde ithal girdi kullanılması kaçınılmaz bir durum… İyi de ne kadar ithal girdi kullanılır ise Türk Malı özelliği kaybolmaz.

Bugün bütün dünyada Made in US, Made in England, Made in EU, Made in PRC gibi menşe göstergeleri konusunda farklı ölçüler uygulanıyor.

"Ürünün yarı girdisinin bir ülkede üretilmesi", "ürünün katma değerinin yarısını bir ülkede gerçekleştirilmesi" gibi tanımlar var.

Bu tanımlar çerçevesinde Tofaş'ın eski Kuş serisi otomobillerini, günümüzde farklı tesislerde üretilen bazı hafif ticari araçları Türk Malı - Türk Otomobili diye tanımlamak mümkün.

Esas sorun üretmek değil, satmak .

Hem kaliteli olacak, hem ucuz olacak, hem de piyasadakilerden daha farklı olacak ki içeride ve dışarıda alıcısı olsun. Alıcısı olsun da kaç adet alıcısı olsun?

Günümüzde tek özgün bir model ile faaliyetini sürdürebilen otomobil  tesisi var mı bilemiyorum.

Hindistan'da  üretilen 2 tip ucuz özgün model yerli otonun birini Tata otomobil tesisi, öbürünü Rikşa motosiklet tesisi üretiyor. Açık anlamım ile geniş bir pazara rağmen üretimin ardında parasal destek var.

Bizde devlet bütçeden destek vermez ise, bu projenin finansmanını sağlamak güç görünüyor.

Çıkalım yola, deneyelim… Olmaz ise olmaz denecek kadar basit bir proje değil.

Tekrarda yarar var. Güç olan üretmek değil. Türkiye'deki alt yapı ile bilgi birikimi ile farklı bir model otomobil üretilebilir. Üretilebilir de kim alır? Kaç adet satılır?

Bütün bunları projeyi oluştururken dikkate alınması gereken noktalar olarak sıralıyorum. Aksi halde daha başlangıçta "Bu iş olmaz!" diyerek kesip atılır ise, hiçbir şey olmaz…

1960'lardan sonra Devlet Planlama Teşkilatı'nın ilk günlerinde Türk Otomobili gündeme gelmişti. Bu konuda neler yapılabileceği tartışılmıştı. Sonra yabancı üretim firmaları ülkede gelişince konu unutuldu. Günümüzde farklı bir yaklaşım var.

Fakat şartlar da değişti. 1960'larda  gümrük koruması imkanı vardı. İç piyasada sadece Türk Malı otomobilin kullanılmasına izin verilebilirdi. Günümüzde gümrük duvarı yok. İsteyen istediği otomobili ithal edebiliyor. Bugün dünya kalitesinde, dünya fiyatı ile ve dünyada talebi olabilecek farklılıkta üretim zorunluluğu var.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018