Türk lirası neden değer kazanacak?

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

2010 yılına dünya ekonomisinin canlanmaya başlamasına rağmen enflasyonun kontrol altında kaldığı iyimser bir konjonktürde girdik. Şirket karlarındaki hızlı büyüme, düşük faiz oranları ve risk alma iştahındaki artış yatırımcıların 2010 yılına iyimser beklentilerle başlamasını sağladı.

Dünya piyasalarındaki yükselişin uzun yıllar sürecek bir boğa piyasasının başlangıcı mı yoksa para ve maliye politikalarının normale dönmesiyle sönecek bir balon mu olduğunu bilmiyoruz. Ama gelişmekte olan ülkelerdeki yönün orta vadede yukarı yönlü olduğuna inanıyoruz.

Geçmiş durgunluk dönemlerinin aksine dünya ekonomisindeki sorun gelişmekte olan ülkelerden değil gelişmiş ülkelerden kaynaklanıyor. İşsizlikteki artış, yüksek borçluluk, konut arzının fazlalığı ve bankacılık sektöründeki batık varlıklar ABD, Avrupa ve Japonya gibi dünya ekonomisinin ağır toplarının büyüme potansiyelini aşağıya çekiyor.

Buna karşı, kamu borcunun düşüklüğü, bankacılık sektörünün güçlü olması ve iç tasarrufların yüksekliği gelişmekte olan ülkelerin küresel durgunluğa rağmen hızlı büyümesini sağlıyor. 2010 yılında Asya ve Güney Amerika'daki gelişmekte olan ülkelerin ve emtia ihracatçılarının hızlı büyümesi bekleniyor. Gelişmekte olan ülkeler arasında Çin, Hindistan, Rusya ve Brezilya özellikle öne çıkıyor.

Büyümenin güçlü olduğu bu ülkeler politika faizlerini G7 ülkelerine göre daha çabuk artırmak zorunda kalacaklar. Uluslararası yatırım bankaları Hindistan, Brezilya, Endonezya'nın 2010'un ilk yarısında, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Tayland'ın 2010'un ikinci yarısında faiz artırmak zorunda kalacağını tahmin ediyor.

EPFR Global şirketinin çalışmasına göre gelişmekte olan ülke hisse senedi fonlarına para girişi 2009 yılında 80 milyar dolar ile 2007 yılında gördüğü 50 milyar dolarlık zirvenin çok üzerine çıktı. Gelişmekte olan ülke borsalarına gelen paranın %75'i Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin piyasalarına girdi. Aynı dönemde gelişmiş ülke hisse senedi fonlarından 86 milyar dolar çıkış gerçekleşti.

Hızlı büyüme ve yükselen faizler nedeniyle 2010 yılında küresel sermayenin portföy tercihlerinde gelişmekte olan ülkelerin ağırlığının artmaya devam etmesi bekleniyor. Genelde rekabetçi kur seven bu ülkeler sermaye hareketleri üzerindeki kontroller ve döviz piyasasına doğrudan müdahaleler yoluyla paralarının değerini kontrol etmeye çalışacaklar. Buna rağmen paralarının değer kazanmasını engelleyemeyecekler.

Türkiye yukarıda saydığımız gelişmiş ülkeler kadar güçlü ekonomik dinamiklere sahip değil. Uluslararası piyasalarda rekabetçi olduğumuz sektörlerin sayısı sınırlı ve bu sektörlerin toplam ekonomi içinde aldığı pay düşük. Bu nedenle bu ülkeler gibi dış ticaret fazlası vererek değil, yurt dışından sağladığı finansmanla büyüyen bir ülke.

Yabancı kaynağa duyulan ihtiyaç Türk lirası değer kazandığında doğrudan alımlar veya sermaye girişleri üzerinde vergisel sınırlamalar konarak şiddetli müdahaleler yapılması ihtimalini azaltıyor. Bu yüzden Asya ve Latin Amerika ülkelerinde yabancı para girişi nedeniyle müdahaleler gelen bir ortamda Türk lirasının 2010 yılında da değer kazanmaya devam etmesini bekliyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019