Türk Lirası mevduat enflasyonu yenemedi

Naki BAKIR
Naki BAKIR MAKRO BAKIŞ [email protected]

Faizlerdeki rekor yükselişin damgasını vurduğu son bir yılda TL mevduat yatırım­cısının buna rağmen enflasyon karşısında hala reel bazda zararda olduğu belirlendi.

Ekonomide politika değişikliği ile faiz artırım sürecini başlatıldığı geçen yılın ikinci yarısından itiba­ren hızla yükselen TL mevduat fa­izleri, birikimleri giderek artan bi­çimde bu alana çekmişti. Tasarruf sahiplerinin ev, araba gibi taleple­rini erteleyerek cazip faizlerden yararlanmak için TL mevduata yö­nelmesi, emlak ve otomotiv piya­salarında derin bir durgunluğa yol açtı.

Ancak haziran sonu itibarıyla son bir yılda faizlerin rekor düzey­lere gelmesine rağmen, mevduatın enflasyonun altında kalan getirisi dolayısıyla yatırımcı reel bazda za­rar etti. Buna karşılık, mevcut faiz­lerin şu anki yüksek düzeyi ve iz­leyen dönemde enflasyonda bek­lenen sert düşüş dolayısıyla TL mevduat cazibesini koruyor.

Faiz ve enflasyonun seyri

Bankaların “beklenen” enflasyo­na göre belirlediği TL mevduatın yıllık basit faiz oranları, geçen yılın haziran ayı sonunda sektör ortala­masında üç aya kadar vadede yüz­de 38,5, altı aya kadar vadede yüz­de 27,6, bir yıla kadar vadede yüzde 27,4 düzeyinde bulunuyordu.

Anılan tarihte açılan üç ay vade­li mevduat, yine aynı vade ile çev­rildiği varsayılırsa, eylül sonunda yüzde 45,2’ye, aralık sonunda yüz­de 52,5’e ve bu yılın mart ayı sonun­da yüzde 64,30’a kadar çıkan ca­ri yıllık faiz oranları ile yenilendi. Önceki dönem faiz getirisi de üze­rine eklenerek yeni cari faizle çev­rildiğinde, bir yıllık sürenin doldu­ğu bu yılın haziran sonu itibarıy­la söz konusu hesabın yüzde 5’lik stopajdan arındırılmış yıllık bile­şik faiz getirisi yüzde 56,7 olarak gerçekleşti.

Türkiye İstatistik Ku­rumu’na (TÜİK) göre haziran sonu itibarıyla son bir yılda tüketici fi­yatları (TÜFE) bazında yüzde 71,6 olarak gerçekleşen enflasyonla in­dirgendiğinde, üç ay vadeli mevdu­atta son bir yılda reel bazda yüzde 8,7 oranında bir kayıp oluştu. Bu­na göre son bir yılda birikimleri­ni mevduatta en çok tercih edilen üç ay vade ile çeviren tasarruf sa­hipleri “negatif reel getiri” ile kar­şı karşıya kaldı, reel olarak yüksek oranda zarara uğradı.

Geçen yıl haziran sonunda açı­lan ve aralık sonunda yüzde 51,7’ye çıkan yıllık basit faizle yenilendiği varsayılan 6 aya kadar vadeli mev­duatın bu yıl haziran sonu itibarıy­la elde edilen stopajdan arındırıl­mış yıllık bileşik faiz getirisi yüzde 40,8 oldu. Enflasyondan arındırıl­dığında, bir yıl boyunca altı ay va­deli mevduatla çevrilen birikimle­rin reel olarak yüzde 17,9 zarar et­tirdiği belirlendi.

Geçen yıl haziran sonunda açılan bir yıl vadeli mevduatın yıllık basit faizi yüzde 27,4 düze­yinde bulunuyordu. Bu yıl aynı tarihte vadesi dolan söz konusu mevduatın nominal getirisi yüz­de 3’lük stopajdan arındırıldı­ğında yıllık net getirisi yüzde 26 düzeyinde gerçekleşti. Bir yıl ön­ce parasını bir yıl vadeli mevdua­ta yatıranlar bu nominal getiriye göre yüzde 71,6’lık yıllık enflas­yon karşısında reel olarak yüzde 26,6 zarara uğradı.

Enflasyon-faiz marjı lehte daraldı

Faiz oranlarında rekor yükseliş devam ederken, son bir yılda tüm vadelerde TL mevduatta çevrilen fonların reel getirisi negatif oldu ve yatırımcısı reel olarak zarar etti. Ancak önceki bir yılda elde edilen yıllık bileşik faizle aynı dö­nemdeki yıllık enflasyon arasın­daki makasın lehte daraldığı, baş­ka deyişle reel zararın aylar itiba­rıyla azaldığı belirlendi.

Önceki bir yılda elde edilen bi­leşik faiz getirisi ile enflasyon ara­sındaki fark dolayısıyla oluşan reel zarar üç ay vadeli mevduat­ta Ekim 2023’te yüzde 21,4’e ka­dar çıktıktan sonra gerileyerek bu yıl mayıs sonunda yüzde 17,6 oldu, yıllık enflasyonda 11 ay sonra ilk düşüşün yaşandığı haziran ayın­da ise yüzde 8,7’ye kadar indi.

Altı ay vadeli mevduatın bu yıl şubat sonunda yüzde 28,2 olan önce­ki bir yıllık dönemdeki reel kayıp oranı mayısta yüzde 24,1’e, hazi­randa yüzde 17,9’a geriledi. Aylar itibarıyla bir yıl önce bir yıl vadey­le açılmış mevduatın getirişi ile yıllık enflasyon arasındaki aley­hte marj dolayısıyla yaşanan reel zarar bu yıl mayıs sonunda yüzde 35,1 düzeyinde bulunurken, hazi­ran sonunda yüzde 26,6’ya indi.

Haziranda açılan hesapların olası getirisi

Haziran sonu itibarıyla bankacı­lık sektörü ortalamasında TL mev­duatın yıllık basit faiz oranı üç aya kadar vadede yüzde 59,2, altı aya kadar vadede yüzde 57,5 ve bir yıla kadar vadede yüzde 48,8 düzeyin­de bulunuyor. Buna göre haziran sonunda açılan üç ay vadeli hesap­lar eylül sonunda vadesi dolduğun­dan

 yüzde 7,5’lik stopaj sonrası net yüzde 13,7 faiz getirecek. Haziran­da açılan 6 ay vadeli mevduatta va­desinin dolacağı aralıkta net yüzde 26,6 dönem getirisi oluşacak. Aynı tarihte açılan bir yıl vadeli mevdu­at ise Haziran 2023’te vadesi dol­duğunda yüzde 3’lük stopaj sonrası net yüzde 47,3 oranında bir nomi­nal getiri sağlayacak.

Bir yıl vadeli mevduatta vade başında geçerli oran dolayısıy­la izleyen bir yılda enflasyonda düşüş yatırımcının işine yaraya­cak. Gelecek bir yıldaki enflasyon bir yıl vadeli mevduatın nominal faiz oranının altına inerse yatı­rımcı aradaki yüzde fark kadar re­el kar elde edecek. Ancak bir yılın altındaki vadelerde de ise reel geti­ri, izleyen aylarda faizlerin ve enf­lasyonun düzeyindeki seyre göre oluşacak. Başka deyişle mevdu­at yatırımcısının izleyen dönem­de reel bazda kâra geçmesi, enf­lasyonda beklenen sert düşüş ya­nında faizlerin enflasyonun altına düşmemesine bağlı bulunuyor.

Enflasyonda beklenen sert düşüş

Bu yıl mayıs sonunda yüzde 75,45’e kadar çıktıktan sonra, 11 ayın ardından ilk düşüşünü kaydederek haziranda baz etkisiyle yüzde 71,60’a inen TÜFE bazında yıllık enflasyonda düşüş sürecinin izleyen aylarda hızlanarak devam etmesi bekleniyor. TÜFE’de geçen yıl temmuzda yüzde 9,49, ağustosta yüzde 9,09 ve eylülde yüzde 4,75’le yüksek düzeylerde gerçekleşen aylık artışlar, bu yılın aynı aylarındaki artışların bunun çok altında kalması ve yıllık enflasyonda sert düşüşler yaşanması olasılığını artırıyor.

Bu nedenle yıllık enflasyonun izleyen üç ayda 20-25 puan düşerek eylül sonunda yüzde 50’nin altındaki düzeylere inmesi güçlü olasılık görülüyor. Bu da yılın ikinci yarısındaki enflasyonun yüzde 20’yi geçmemesi anlamına geliyor ve haziran sonunda açılan üç ve altı ay vadeli mevduat hesaplarında cari dönemlerinde reel getiri olasılığını güçlendiriyor.

 “Negatif reel getiri” nedir?

Eldeki bir birikimin belli bir vade ile belli bir faiz karşılığı bankaya ödünç verilmesi anlamına gelen mevduat hesabının vade sonundaki basit ya da yinelenmesi durumunda bileşik faiz getirisi, aynı dönemdeki enflasyondan arındırıldığında çıkan oran reel (gerçek) getiri oluşturuyor.

Reel kazanç/ kayıp oranı, birikimin faiz getirisi ile oluşan yeni tutarının piyasadaki yeni fiyat düzeyine göre alım gücündeki artış ya da azalışı gösteriyor. Nominal getiri oranı, ilgili dönemdeki enflasyondan daha yüksekse, birikim sahibine aradaki yüzde fark kadar reel getiri sağlanmış oluyor. İlgili dönemde gerçekleşen enflasyondan daha düşük bir getiri ise yine aradaki fark kadar reel zarar demek. Getirinin oranı ilgili dönemdeki enflasyonla aynı ise tasarruf sahibi reel bazda ne kazanç ne de zarar yaşamış, başka deyişle birikimi enflasyona karşı korunmuş oluyor.

Örneğin, enflasyonun yüzde 50 olduğu bir dönemde mevduatta tutulan birikimin net faiz getirisinin de bu oranda olması alım gücünün aynı kaldığı; bunun üstünde olması reel olarak artmış, altında olması ise gerçekte düşmüş olduğu anlamına geliyor.

1 milyon TL’ye ayda 40 bin TL getiri iyi mi?

 Haziran sonu itibarıyla bir aya kadar vadeli mevduatın yıllık basit faiz oranı sektör ortalamasında yüzde 54,8 düzeyinde. Bu oranın, açılacak hesabın vade/gün sayısına düşen kısmının bulunması gerekiyor. Örneğin bu faiz oranı üzerinden 29 gün vadeli olarak açıldığı varsayılan bir hesabın yıllık faizi 365’e bölünüp 29 ile çarpılarak aylık brüt nominal faiz getirisi yüzde 4,4 olarak bulunuyor. Bundan yüzde 7,5 oranında stopaj düştükten sonra aylık net nominal getiri yüzde 4 oluyor.

Buna göre anılan faiz ve vade ile bankaya yatırılan 1 milyon liralık bir birikimin vade sonundaki getirisi 40 bin TL dolayında bulunuyor. Ancak ilgili vade döneminde enflasyon yüzde 4’ün üzerinde gerçekleşmişse, söz konusu birikim 1.040 bin TL’ye çıkmasına rağmen, alım gücü vade başındakinin altına inmiş, başka deyişle birikim reel olarak küçülmüş oluyor. Pozitif reel getiri için, söz konusu mevduatın vade dönemindeki net nominal faiz getirisinin aynı dönemdeki enflasyonun üzerinde olması gerekiyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Tüketim tam gaz 12 Aralık 2024
Kamuda faiz sarmalı 10 Aralık 2024