Türk Lirası küresel dalgalara karşı dayanır mı?

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

GENİŞ AÇI / Serhat Gürleyen sgurleyen@isyatirim.com.tr ABD ekonomisindeki durgunluk Avrupa ve Japonya ekonomilerinin büyümesini aşağıya çekmeye başladı. İhracatının %28'ini Avrupa Birliği ülkelerine %19'unu ABD'ye yapan gelişmekte olan ülkeler doğal olarak bu süreçten olumsuz etkileniyor. Ancak gelişmiş ülkelerde ve Türkiye'deki yavaşlamanın 2006 yılındaki gibi finansal bir kriz yoluyla değil, intizamlı bir düzeltme şeklinde olmasını bekliyoruz. Son yıllarda elde edilen kazanımlar diğer gelişmekte olan ülkeler gibi Türkiye'nin de dışsal şoklara karşı direncini önemli ölçüde artırdı. Tasarruf oranı düşük olan ve yurtdışı kaynaklarla büyümesini büyümesini finanse eden Türkiye için 2008 yılının 2007 yılına göre daha zorlu geçmesini bekliyoruz. Ama Mayıs 2006'da yaşananın benzeri bir dalgalanma da beklemiyoruz. 2006 yılı Mayıs ayında dünya piyasalarında görülen satış dalgasında Türkiye gelişmekte olan ülkeler arasında en kötü performans gösteren ülkelerin başında gelmişti. Türk Lirası ve borsa %20'nin üzerinde değer kaybederken, faiz oranlarında 4 puandan fazla artış yaşanmıştı. 2006 ilkbaharında iktisadi ve siyasi konjonktür bugünden çok farklı konumdaydı. Türkiye ekonomisi son hızla büyüdüğü bir dönemde küresel dalgalarla karşılaşmıştı. İç talebe dayalı hızlı büyümenin enflasyonu ve dış açığı tırmandırdığı bir rehavet dönemindeydik. Küresel türbülans içeride bir düzeltmeyi tetikledi. Yaklaşan genel seçimlerin yarattığı belirsizlikler piyasaların kırılganlığını artırdı. Gerisi malum. Bugünkü durum çok farklı. İç talep balonuna dayalı bir büyüme ile karşı karşıya değiliz. Fiyatlar üzerinde talep baskısı kalmadı. Dış dengedeki bozulma iç talepteki artışa değil enerji maliyetlerindeki artışa dayanıyor. Reel faizler geçmişe göre çok daha yüksek. Siyasi belirsizlikler ortadan kalktı. Özetle bugünkü iktisadi ve siyasi konjonktür 2006 yılındaki gibi sert bir düzeltmeyi gerektirmiyor. Yıl içinde küçük dalgalanmalar yaşansa da Türk Lirası'nın 2008 yılında da güçlü kalmaya devam edeceğine inanıyoruz. İyimserliğimizin arkasında dört temel neden var: (i) Dünya borsalarında yaşanan dalgalanmaya rağmen küresel sermaye gelişmekte olan ülke paralarına yatırım yapmaya devam ediyor. (ii) Özelleştirmeler ve şirket satın almaları dolayısıyla 2008 yılında 24 milyar dolara - cari açığın %50'si- ulaşabilecek bir dış kaynak girişi öngörüyoruz (iii) AKP hükümetinin 2008 yılında da piyasa-dostu ekonomi politikalar uygulamaya devam edeceğine inanıyoruz (iv) Merkez Bankası'nın faiz indirimlerine rağmen Türkiye gelişmekte olan ülkeler liginde en yüksek faizi vermeye devam ediyor... Genel hatlarını çizdiğimiz bu ekonomik tablo çerçevesinde Türk Lirası aktiflerin portföylerdeki ağırlığını yüksek tutmaya devam ediyoruz. Mali sistemdeki döviz likiditesinin bolluğu ve yerleşik yatırımcıların döviz kurundaki ani yükselişlerde satış yönünde olmaları Türk Lirası tavsiyemizi destekliyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019