Türk hükümetinin ılımlı tavrı, iş dünyasına gelişme fırsatı veriyor
Honeywell Başkanı ve CEO'su David M. Cote, Barack Obama hükümeti sürecinde Beyaz Saray'ın fikir aldığı birkaç CEO'dan birisi. 2010 yılında Obama tarafından Mali Sorumluk ve Reform Ulusal Komisyonu'na atanan Cote, sağlıklı toplumlar için politikacılar ile iş adamlarının birlikte çalışmaları gerektiğini savunuyor. Bu kapsamda Hükümetin iş dünyasına yaklaşımını çok başarılı bulduğunu kaydeden Cote, " Türk hükümetinin ılımlı tavrı, iş dünyasının gelişmesine fırsat veriyor" diyor. Türkiye'nin büyük bir nüfusa, iş yapma mantığına ve ticaret coşkusuna sahip bir ülke olduğunu söyleyen Cote, "Türkiye'de gerçek bir ticaret yapma isteği, coşkusu var. Bugün Avrupa'da bile bir çok ülkede bu çoşku yok. Türkiye'de "iş yapma" kavramı yeni bir kavram değil. Bu konuda herkes bilgili. Dört sene önce buraya geldiğimde, Türk pazarında yeterince agresif hareket etmediğimizi düşünmüştüm. Honeywell, Türkiye satışlarını 2005 yılından bugüne yüzde 45'in üzerinde arttırdı. Piyasada çok fazla potansiyel olduğunu düşünüyorum. Bunun yanı sıra, Türk hükümetinin bu konudaki ılımlı yaklaşımı da, iş dünyasının gelişmesini kolaylaştırıyor" yorumlarında bulunuyor.
ABD-Türkiye ticaret ilişkilerine de değinen Cote, Türkiye'nin ABD, ABD'nin de Türkiye için çok önemli bir pazar olduğuna dikkat çekerken, her iki tarafın da bu durumun farkında olduğunu söylüyor. Cote, "Ticaret ilişkilerinin gelişmesi, ülkeler arasındaki barış bağlarının güçlenmesi açısından da çok önem taşıyor" diyor.
Honeywell'in önemli sektörlerde güçlü bir pozisyonu olduğunu ve geliştirdiği teknolojilerin güvenlik ve enerji verimliliği gibi dünyanın karşı karşıya olduğu sorunların çözümüyle doğrudan ilişkili olduğunu söyleyen Cote, "Entegre elektronik havacılık sistemlerimiz, rafineri teknolojilerimiz, gelişmiş gaz dedektörlerimiz ve bina otomasyonu çözümlerimiz Türkiye'nin daha sıkı güvenlik yönetmeliklerine ve enerji verimliliği mevzuatlarına uyumu konusunda yardımcı oluyor" diyor.
DÜNYA gazetesine açıklamalarda bulunan David M. Cote'un, ekonomik kriz, enerji verimliliği,
siyaset-iş dünyası ilişkileri, ABD vergi reformu ve yükselen Çin ekonomisine yönelik görüşleri şöyle:
. Son 80 yılın en kötü resesyonu
Krizin gelmekte olduğunu altı ay öncesinden tahmin ettik, fakat ne boyutta olacağını bilemedik. Bu kapsamda harcamalarımızda kısıntıya gittik. Genel anlamda son 80 yılın en kötü resesyonunu yaşadığımızı söyleyebilirim. Karşılaştırma yapmak gerekirse, 2000-2002 yıllarında yaşanan resesyonda satışlarımız iki yıl içinde yüzde 11 oranında gerileme kaydetmişken, son krizde bir yıl içinde satışlarda yüzde 15 oranında gerileme oldu. Net gelirimiz 2009 yılında yüzde 23 oranında geriledi. Nakit akışımız ise oldukça iyi bir performans göstererek, 3.3 milyar dolar seviyesinde gerçekleştirdik. Kriz sürecinde geleceğe yatırım yapmaya devam ettik. Özellikle de teknoloji alanında önemli yatırımlar gerçekleştirdik. Çünkü krize rağmen, müşterileriniz size "Yeni olan ne var" sorusuyla gelmeye devam ediyorlar. Bu süreçte sunduğumuz yeni ürün ve hizmetler; genişlediğimiz yeni coğrafyalar ve satın almalar bize rekabet avantajı sağlamaya devam etti.
2000 krizinde tam 31 bin kişinin işine son vermek zorunda kalmıştık. Bu, toplam işgücümüzün dörtte birine denk geliyordu. Daha zor bir süreç geçirmemize rağmen, 2009 yılında toplamda 6 bin kişiyi işten çıkardık. Yıl genelinde yüzde 10 ücretsiz izin uygulamasını tercih ettik. Bu sayede hem işten çıkarma sayısını sınırlı tutmuş olduk, hem de üretim temelimizi korumuş olduk.
. Krize hızlı girenler, krizden hızlı çıkacak
Krizin sonu geliyor, fakat yine de dikkatli davranmak gerekiyor. Ekonomistler bile her zaman doğru tahminlerde bulunamıyorlar. Kimse bu krizin bu kadar kötü olacağını tahmin edemedi. Özellikle şirketlerin işe alımlara dikkat etmeleri gerekiyor. Benim düşüncem şu yönde: Krize hızlı giren sektörler, krizden hızlı çıkan sektörler olacak. Havayolu, elektronik sektörleri bunun başında geliyor. Krize daha yavaş giren sektörlerin ise, krizden çıkması da yavaş olacak.
. GSMH büyümesi için ucuz enerji sürdürülebilir istihdam için temiz enerji gerekli
Enerji verimliliği her zaman çok önemli bir konu oldu bizim için. Genel anlamda bakıldığında, şirketler daha çok kısa vadeli kazancı ön planda tuttuklarından, bu konuya her zaman öncelik vermeyebiliyorlar. ABD'nin yeni enerji tasarısının bu konuda oldukça etkili olacağı konusunda umutluyum. Bu aslında, sadece enerji verimliliğinden öte, daha çok bir enerji politikası niteliği taşıyor. İnsanları bu konuda ikna edebilmek için güçlü argümanlar sunmanız gerekiyor: GSMH büyümesi için ucuz enerjiye ihtiyacımız olduğunu; temiz enerjinin sürdürülebilir istihdam yarattığını anlatmanız gerekli. Bunun iki yolu var. Birincisi enerji verimliliği, ikincisi ise enerji üretimi. Bugün rüzgar ve güneş enerjisine yönelik oldukça büyük bir ilgi söz konusu, fakat bu kaynaklar geleneksel enerji kaynaklarından üç-dört kat daha pahalı. Dolayısıyla, bunların dışında temiz kömür gibi diğer alternatiflerden de yararlanmak gerekiyor.
. İş dünyası ve siyaset birlikte çalışmalı
Toplumun doğru bir şekilde işleyebilmesi için iş dünyası ve politikacılar arasında sağlam bir ilişki olması gerekiyor. İş dünyası ve politikacıların birlikte çalışmaları gerekiyor. İş dünyası üretimi sağlıyor, istihdam yaratıyor ve yaşam standartlarını yükseltiyor. Hükümet ise iş dünyasının yeşereceği güven ortamını sağlıyor. Dolayısıyla her iki taraf da diğerinin na kadar önemli olduğunu unutmamalı.
. Devlet borçları bir sonraki krizin nedeni olabilir
ABD'nin ve diğer hükümetlerin sürdürülebilir vergi politikasına ihtiyaçları var. Bu krizde, devlet kazandığından çok daha fazla harcadı. Devlet borçları çok ciddi bir şekilde arttı. Bundan sonra meydana gelebilecek bir krizde, hiçbir hükümetin herhangi bir sektöre destek verecek parası kalmadı. Hatta devlet borçları bir sonraki krizin nedeni olabilir. Dolayısıyla vergi reformu çok önemli.
. Çin çok başarılı, ama gelecekte ne olacağını kimse bilemez
Çin ticari açıdan büyümesini benzer bir şekilde sürdürebilirse, yakın gelecekte çok daha önemli bir konuma gelecektir. Çin hükümeti, iş konusunda son derece anlayışlı. Ne demek istediğinizi, ne yapmak istediğinizi hemen anlıyorlar. Onların ülkesinde çok para kazanmamız onları rahatsız etmiyor. Çin bu ılımlı tavrını sürdürebilirse, büyümeye devam eder. Öte yandan şu andaki büyüme rakamlarına bakarak, Çin'in 25 yıl sonra dünyanın en büyük ekonomisi olacağını söylemek doğru olmaz; çünkü 25 yıl içinde ne olacağını; bir sonraki krizin nerede çıkacağını bilmemiz mümkün değil. Çin'in büyümeye devam etmesi tüm dünya için iyi bir şey. Dünya genelinde yaşam standartları ne kadar yükselirse, gelecek o kadar umut verici olacaktır.
Honeywell Türkiye
Honeywell Türkiye 1992 yılında kuruldu ve şu anda Uzay ve Havacılık, Otomasyon ve Kontrol Çözümleri, Taşıt Sistemleri ve Özel Kimyasallar olarak şirketin dört ana kolunda da faaliyet gösteriyor. Son olarak Türk Hava Yolları Honeywell'in SmartTraffic, SmartRunway and IntuVue 3D Hava Durumu Radarını kapsayan elektronik havacılık sistemini seçti. SmartTraffic isimli akıllı hava trafik sistemi, yeni geliştirilen Airbus durumsal farkındalık sistemini içeriyor. Bu sistem pilotlara çevrelerindeki hava trafiği hakkında daha fazla bilgi sağlıyor. Bu program sayesinde, pilotlar ayrıca okyanus aşırı uçuşları daha iyi planlayabiliyor ve daha az yakıt harcayarak, uçuş maliyetlerini önemli ölçüde azaltabiliyorlar.
Honeywell Türkiye organizasyonunun bir diğer yeni çalışması da PETKİM'in İzmir, Aliağa tesislerinde bulunan Aromatikler Fabrikası için seçilen Honeywell ileri proses kontrol sistemi ve Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı, Ceyhan terminali için kurulan yangın ve gaz algılama sistemi.
Honeywell ayrıca Türkiye'nin ilk akıllı binalarının oluşmasında da önemli role sahip. İş Bankası Kuleleri, Ford Otosan Gölcük fabrikası gibi çok önemli binaların yanı sıra, TÜPRAŞ rafinerileri ve BOTAŞ LNG terminali gibi endüstriyel tesisler de Honeywell Türkiye tarafından kurulan otomasyon sistemlerini kullanıyor. Akıllı binalarda ileri teknolojiye sahip HVAC, yangın algılama ve güvenlik gibi farklı sistemler entegre olarak bir arada çalışıyorlar.