Türk halkı yabancılara karşı çok kadirşinas!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

 

 

Öyle olmasak, yabancıların getirdiği dövizi zarar etme pahasına gönüllü olarak yıllardır taşır mıydık? Tabii ki hayır; ama taşıyoruz... "Bir gün ülke dövizsiz kalır, kurlar fırlar gider, biz de kar ederiz" düşüncesiyle hareket etmekten kendimizi alamıyoruz.

Kasım sonu verilerine göre Türk halkının bankalarda 455 milyar lira tutarında TL cinsi mevduatı var. Türk halkının bankalardaki döviz mevduatı ise 110 milyar dolar, yani yaklaşık 200 milyar lira.

110 milyar dolarlık döviz hesabının yaklaşık 67 milyar doları gerçek kişilere, 43 milyar dolar kadarı da tüzel kişilere ait bulunuyor. Dövizde bankacılık sisteminde olmayan tutarı bilme şansımız tabii ki yok.

Bankalardaki 110 milyar dolarlık döviz tevdiat hesabının 66 milyarı dolar cinsi, 42 milyar doları euro cinsi (32 milyar euro), 2 milyar doları da diğer dövizlerden oluşuyor.

Diğer finansal yatırım araçlarından altınla ilgili miktar konusunda çeşitli görüşler dile getiriliyor. Merkez Bankası, halkın 115 milyar dolar civarında bir altına sahip olduğunu tahmin ediyor. Bu tahminin gerçeğe en yakın tahmin olduğunu varsayalım.

Hisse senedindeki rakamı ise biliyoruz. Yerli tasarruf sahiplerinin 67 milyar liralık hisse senedi bulunuyor.

Finansal yatırım araçlarının kasım sonundaki dağılımı böyle. Yani bu dört kalem yatırım aracının toplamı 929 milyar lira dolayında. Bu toplamda TL cinsi mevduat yüzde 49, döviz mevduatı ve altın yaklaşık yüzde 22'şer, hisse senedi ise yüzde 7 pay alıyor.

Kar yalnızca hisse senedinde

TÜİK'in dün açıkladığı verilere göre son bir yılda enflasyonun üstünde getiri yalnızca hisse senedinde oluşmuş durumda. Mevduatta da yüzde 0.66 oranında bir kar görünüyor görünmesine ama, hem bu oranın çok düşük olduğu dikkate alınmalı, hem de yüzde 0.66'nın brüt oranı gösterdiği ve stopaj kesintisine tabi tutulacağı göz önünde bulundurulmalı. Dolayısıyla geriye reel getiri sağlayan tek finansal yatırım aracı olarak hisse senedi kalıyor. Borsa, son bir yılda yüzde 24.54 getiri sağlamış durumda. Bir yılda dolarda yüzde 7.22, euroda yüzde 12.01, külçe altında ise yüzde 7.51 zarar oluşmuş.

Bu tabloya bakılarak tasarruf sahibine hisse senedine yönelmesi önerilemez elbette. Küçük tasarruf sahibi, anaparasının bile azalmasını göze alarak nasıl hisse senedi yatırımı yapabilir ki...
Ama hisse senedindeki riskten kaçıp dövize tutsak olmak da pek anlaşılır gibi değil doğrusu.

Yabancının dövizi bizim sırtımızda!

Ödemeler dengesinin ortaya koyduğu tabloyu dün aktardık. On ayda 41.4 milyar dolar cari açık verdik, net hata ve noksandaki pozitif 6.6 milyar doları da dikkate alınca döviz ihtiyacımız 34.5 milyar dolara indi. Ama bu dönemde Türkiye'ye giren döviz 55.5 milyar doları buldu. Gelenle ihtiyacımız olan arasındaki 21 milyar dolarlık fazla döviz Merkez Bankası rezervine eklendi.

Yani yurt dışından adeta oluk oluk döviz akıyor. Bu döviz, yabancının Türkiye'ye getirip TL'ye çevirdiği tasarrufu. Yabancı dövizini TL cinsi araçlarda değerlendirerek para kazanıyor, biz ise bu dövizin hamallığını yapıyoruz; "Bir gün kazanırız" diye...
Merkez Bankası'nın kurda hiçbir zaman doğrudan bir hedefi olamaz. Ama bu demek değil ki Merkez Bankası kurda ortaya çıkacak müthiş oynamalara karşı sessiz kalacaktır. Merkez Bankası kurun ne hızla yukarı gitmesinden hoşnut olur, ne de TL'nin çok değer kazanmasından.

Dolayısıyla kurda ne hızlı bir artış bekleyebiliriz, ne de tersine TL'nin çok hızlı bir şekilde değer kazandığı bir süreç. Bu gerçekleri görmezden gelip döviz alarak tasarruf ettiğini zannedene de kimsenin söyleyebileceği bir şey yok.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar