Türk futbolunun stratejik yol planı ya da futbolla Türkiye'yi ileri

Tuğrul AKŞAR
Tuğrul AKŞAR EKO-SPOR [email protected]

Türkiye Futbol Federasyonu'nun uzun bir süredir üzerinde çalıştığı "Stratejik Plan" geçen hafta düzenlenen bir toplantıyla kamuoyuyla paylaşıldı. Temel misyonunu, eğitim ve tesisleşme hamlelerinde çağdaş hedefler ile buluşmak, uluslararası düzeyde rekabet edecek altyapıyı oluşturmak, topluma spor kültürünü benimsetmek, futbol ekonomisini büyüten güçlü finansal yapıya sahip bir organizasyon olmak şeklinde ifade eden Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), bu süreçte vizyonunu da; çağdaş ve kurumsal bir yapıda futbola yaygınlık kazandırmak, ülke genelinde katılımı arttırmak, uluslararası organizasyonlarda sürekli var olmak şeklinde belirliyor.

Yukarıda belirlenen misyon ve vizyon gereği TFF tarihinde ilk kez, kendisine bir yol haritası da oluşturmuş durumda. Bu bağlamda Cumhuriyetin kuruluşunun 100. Yıl dönümüne denk gelecek şekilde şimdiden hazırlıklara başlayan TFF, 2013 sonuna kadar Türk Futbolunun hem sportif hem de yönetimsel konularında çok önemli atılımlar gerçekleştireceğini de anons etti.

TFF Başkanı Mahmut Özgener'in ifadesine göre bu dört yıllık stratejik plan yaklaşık 1 yıllık bir çalışma sonucunda hazırlanmış. Türk futbolunu yapısal açıdan sağlam zemine oturtmak için tüm paydaşların geniş katılımı ile oluşturulan bu stratejik plan ile temel olarak; Türk futbolunun rekabetçi yapısının yükseltilerek uluslararası alanda söz sahibi olabilmesi amaçlanıyor.

 Futbolun toplum üzerindeki sosyal ve psikolojik etkisinden hareketle, tüm kesimleri birleştirecek ve onları ortak bir heyecan etrafında toplayacak olan futbolun toplum üzerinde yaratacağı olumlu sosyal etkisini en üst seviyeye çıkarmak TFF'nin bir başka önemli amacı olarak karşımıza çıkıyor. Avrupa'da sınırlı sayıda olan stratejik plan, 2013 sonuna kadar Türk futbolunun gelecek tasarımına da imza atacak.

Her biri kısa spot başlıklar altında tanımlanmış ve ölçülebilir nitelikte olan 24 hedefi içeren bu plan sayesinde, Türkiye Futbol Federasyonu'nun ve Türk futbolunun kurumsal kılavuzu da oluşturulmuş olacak.

3 ana başlık 11+1 hedef

Türkiye'yi ve Türk futbolunu ileriye taşıyacak bu Stratejik Plan, "Sportif Başarı", "Güçlü Bir Organizasyon" ve "Uluslararası Spor Etkinlikleri" ana başlıklarından oluşuyor. Bu ana başlıkların altında ise 11+1 konu yer alıyor. Bu konulara geçmeden önce kısaca stratejik planın ana konuları üzerinde duralım.

1. Sportif başarıyla Türkiye'yi ileri taşımak

TFF stratejik Planı'nda "Açık ve ölçülebilir hedeflerle belirlenen Milli Takımlar, Elit oyuncular, bayan futbolu, herkes için futbol ve amatör futbol, hakemler ve teknik adamlar gibi altı odak alanında önümüzdeki dört yılda önemli gelişimler sağlayıp yol kat etmek sportif başarı için bir zorunluluk olarak ortaya konuluyor. 

Bu kapsamda Milli Takımlar bazında uluslar arası başarıya ulaşabilmek için öncelikle milli takımların güçlü ve geliştirilmeye açık yönlerini belirleyerek, onları başarıya ulaştıracak ekollerin analizini yapmak;

Oyuncu odaklı üst düzey sportif performans antrenman sistemini geliştirmek;

Oyuncu özelinde psikolojik, beslenme ve fizyolojik gelişim planlarını hazırlamak milli takımlar bazında başarıya giden yol haritası olarak belirleniyor.

Yine bu kapsamda uluslar arası futbol camiasında; yeteneklerimize, elit oyunculara ve oyuncu keşfi ile izlenmesine yönelik güçlü bir ağın inşa edilmesi futbolda başarıya ulaşmada en öncelikli görevler arasında yer alıyor. Bu bağlamda anahtar proje ve program olarak ta; Futbol Teknik Eğitim Merkezleri- FTEM projesi hayata geçirilecek. 2010 ile 2013 arasında sayısının 200'e ulaşması beklenen futbol teknik eğitim merkezlerinin kalıcı bir etki yaratacağı bekleniyor.

Yine "Elit Oyuncular" başlığı altında hayata geçirilmesi planlanan bir başka aksiyon ise, "Komple Oyuncu Programı". Bu program sayesinde güçlü ve elit futbolcuların yaratılması, bu nedenle profesyonel ve amatör kulüpler arasında olumlu ve motive edici bir kültür oluşturulmasına olanak ağlayacak bir program oluşturulacak.

Anahtar proje ve programlardan sonuncusu ise; Gençler Ligi'nin yeniden yapılandırılması olarak lanse ediliyor. Bu bağlamda Gençler Ligi'nin tamamıyla yeniden inşa edilmesi anahtar hedeflerin başında geliyor.

2. Güçlü bir organizasyon ile Türkiye'yi ileriye taşımak

Stratejik gelişim planının bence en önemli başlığı ve konusunu bu bölüm oluşturuyor. Temel olarak; Kurumsal gelişim, futbol ekonomisi, yeni iletişim teknolojileri, modern tesisler/Stadyumlar ve kulüp yapıları/organizasyon bu bölümün ana konularını oluşturuyor.

Kurumsal gelişim

Sürdürülebilir ve kalıcı olabilecek sportif başarılara ulaşabilmek için kurumsal gelişim ve yeniden yapılanmayı ilk sıraya alan TFF bu kapsamda; kendi organizasyonel yapısını yeniden yapılandıracak.

Futbol ekonomisi

Futbolun günümüzde artık bir endüstriye dönüşmesi ve yıllık bazda dünya genelinde yüz milyar dolarlara ulaşan gelirler yaratıyor olması onun konvansiyonel anlamda yönetilemeyeceğini açıkça ortaya koyuyor. TFF bu kapsamda bir yandan kurumsal yönetimi örgüt bazında realize etmeye çalışırken; diğer taraftan da bu yapılanma temelinde 2009-10'da 181 milyon TL olan bütçesini 2013 sezonunda %40 artırmayı hedefliyor. Bu başlık altında belirtilen hedeflere ulaşabilmek için alınacak aksiyon kalemleri ise;

Yeni sponsorluk sözleşmeleri imzalayabilmek,

İmajının pazarlanması ve marka değerini yükseltebilmek için pazarlama platformunu oluşturabilmek,

Paydaş yönetim sistemlerini geliştirmek.

Kulüp yapıları / organizasyon

Kulüplerin yönetimi kulüplerin kendi sorumluluğunda olmasına karşın, bir idare organı olarak kulüplerin mümkün olan en iyi gelişim temeline sahip olmalarının sağlanması TFF'nin tarihsel misyonları arasında yer alıyor. İyi yönetişim ilkeleri uygulanmak suretiyle kulüplerin yüksek bir standartta faaliyet göstermelerini sağlamak TFF'nin bu stratejik plan kapsamında öncelikli görevlerinin en başında geliyor.

Bu amaçla Türkcell Süper Lig ve 1.Lig kulüplerinin 2011-12 sezonundan itibaren UEFA Kulüp lisans başvurusunda bulunması ve 2011-14 arasında 3 yıllık stratejik gelişim planının hazırlanması ile TFF bünyesindeki tüm ulusal ve bölgesel ligler için kulüp lisanslama sisteminin tamamlanması bu konuda alınacak aksiyonların başında geliyor.

Kulüp yapılarındaki değişim sağlanırken anahtar program ve projeler olarak ta;

Finans, pazarlama, hukuki statü, genç oyuncuların yetiştirilmesi ve geliştirilmesi gibi önem kazanan konuların düzenli ve sıkı bir şekilde takip edilmesi ve bu konularda çalışma gruplarının oluşturulması ile kulüplerin gelir ve gider dengesine bir standartın getirilmesi bu konuda yol haritasının en önemli bölümünü oluşturuyor.

3. Uluslararası Spor Etkinlikleri ile Türkiye'yi ileriye Taşımak

Başta 2016 EuroCup olmak üzere önemli futbol etkinliklerini Türkiye'de organize edebilmek Stratejik planın en önemli parçalarından birisini oluşturuyor.

 Stratejik Planın stratejik konu başlıklarına yukarıda değindik. Ancak bu planın hayata geçirilebilmesi için tanıtım kitapçığında öz itibariyle belirtilen ana program ve projelerin uygulamaya alınması, plan açısından yaşamsal bir öneme sahip görünüyor. Biz şimdi biraz da bu konu üzerinde durmaya çalışalım…

TFF'nin stratejik planı ne kadar stratejik?

Öncelikle şunu belirtmem gerekir: Türk futbol otoritesinin bu türden bir strateji planı yapması gerçekten çok önemli ve taktire şayan bir durum. Bu planı belki de Türk futbolu için bir kalkınma planı olarak ta görebiliriz. Yeni Milli Takım hocamız Guus Hiddink'in gazetelerdeki demeçlerine bakıldığında çok önemli bir tespit var: "Türk futbolu düşüş içinde." Bu bağlamda böylesi bir planın zamanlama açısından da uygulamaya alınıyor olması "doğru zamanlama" olduğunu gösteriyor. Kısacası, bu planın çok daha detaylandırılarak ve her konuya ilişkin her türlü aksiyonun alınarak hayata geçirilmesi sağlanmalıdır.

Plan'a katkı olması açısından bazı eleştiriler yapılabilir ve farklı öneriler getirilebilir. Biz daha çok bu sütunlarda bunu yapmaya çalışıyoruz. Çünkü amacımız ülkemiz futbolunun Avrupa ve dünyada hak ettiği sportif ve mali performansa ulaşabilmesi ve futbol pastasından aldığı payını daha da arttırmasını sağlamaya yönelik çözüm önerileri getirmek…

Yukarıda yazdığımız konular ve bu plan öncesi mutlaka Türk futbolunun bir envanterinin çıkarılması hayati bir öneme sahip. Futbolumuzun yetenek havuzunun belirlenmesi; sportif, idari, iktisadi ve mali anlamda mutlaka SWOT analizlerinin yapılması gerekiyor. Güçlü yanlarımızı, önümüzdeki ve gelecekteki fırsat ve tehditleri ve geliştirilmesi gereken yönlerimizi tek tek ele alıp irdelemek ve buna uygun aksiyon planlarını oluşturmak kaçınılmaz bir zorunluluk olarak karşımızda duruyor.

Spor üzerine beyaz rapor (White Paper On Sport)

Bu sütunlarda bu konu üzerine daha hiç kimse yazıp çizmezken bizim dile getirdiğimiz bu olaydan bahsedilmesi beni ümitlendirdi ancak, tanıtım kitapçığında bu konuya ilişkin bir derinlik göremedim. Burada bir kez daha bahsetmekte yarar görüyorum. Bu konu üzerine yine bu sütunlarda derinlemesine bu konuyu ele almış ve bazı önermelerde bulunmuştum.

Hatırlanacağı üzere Mart 2007 de AB spor bakanlarının informal toplantısında White Paper ile ilgili temel beklentiler "Stutgrat Kararları" olarak yayınlandı. FIFA başkanı Sepp Blatter ile yakın ilişkiler içinde olan UEFA yeni başkanı Michel Platini için yeni bir aksiyon planı da bu şekilde gündeme gelmiş oldu.

Avrupa futbolu ile ilgili bütün bu tartışmalar 11 Temmuz 2007 tarihinde AB Komisyonu tarafından yayınlanan Spor Üzerine Beyaz Rapor (White Paper on Sport) ile bir sonuca ulaştı. Böylece 28 ülkeli Avrupa Birliği'nde sporun nasıl yönetileceği konusunda bir yasal zemin oluşmuş oldu. Raporun gelişimi Avrupa spor bakanları tarafından Kasım 2006 ve Mart 2007 de resmi olmayan bir toplantı ile tartışıldı. Her ne kadar bazı çevreler "Beyaz Rapor"un yasal olarak bağlayıcı olamayacağı yönünde bazı görüşler ileri sürüyorsa da, yayınlanan rapor ve eklerini okuyanlar bu yaklaşımın amacının, AB Komisyonu'nun spora müdahale edebilmesi için yasal olanakları ve zemini sağlayan bir rapor olduğunu görebilir. Rapor aslında profesyonel sporun bir yasal boşluğa doğru genişlemesine karşı bir reaksiyon gündeme gelmiş olmakla birlikte; Avrupa'da sporu yöneten organların bu konuda henüz beklenen aksiyonu almada yeterli noktaya da gelemediklerini de burada belirtelim.

TFF'nin stratejik planının "Kulüp yapıları / Organizasyon" başlıklı bölümümün altında yer alan bu konuya ilişkin çok kısa üç satırlık bir aksiyon planından, program ve projelerin altında bahsedilmiş. Bu konuya ilişkin tanıtım kitapçığında yazılanlar bu kadar. Ancak düzenlenen toplantıda bu konu ne kadar gündeme getirildi bilemiyorum. Daha doğrusu bu konuda basın tanıtımında onlarca yerli ve yabancı basının çağrıldığı belirtilmesine karşın, bu konularda dirsek çürüten ve bugüne kadar yayınlanmış dört kitabı bulunan ve başka kimsenin yeterli müktesebatının da olmadığı bir konuda benim toplantıya çağrılmayışımı da doğrusu anlayamadım. Sanırım yoğunluktan unutulmuş olsa gerek. Ancak sadece toplantı mı? Tanıtım kitapçığında üç yüze yakın konu uzmanından yararlanıldığı ifade ediliyor ama benim kapımı çalan olmadı…

"White Paper"(Beyaz Kitap)'da ne olduğunu çok fazla detaya dalmadan konu başlıklarıyla tekrar bir kez daha anımsatıp diğer konulara geçelim. Çünkü Beyaz Kitap gerçekten önemli ve TFF'na da kılavuz olabilecek bir rapor. Bu raporu ilk kez fesam.org sitesinde Türkçeye çevirip yayımladık. Daha sonra bu konuyu 2008'de yayımlanan "Futbol Yönetimi" isimli kitabımıza da taşıdık ve çok geniş bir bölüm ayırdık.

Beyaz Kitap'ta ne var?

Rapor sporun düzenleyici organlarının yetkilerine saygılı olunacağını vurguluyorsa da sporun ticarete dönüştüğü noktadan sonrasını AB rekabet hukukunun belirleyeceğini belirtiyor. Rapor; oyuncu ajanları, güvenlik, kulüp mülkiyeti, iş kanunları, sporun finansmanı ve doping gibi konularda ayrıntılı değerlendirmeler yapıyor.

Beyaz Kitap ve "Nice deklerasyonu"nda hemen hemen tüm raporlarda futbolun sportif, idari, iktisadi ve mali yönünün giderek büyümesi temel olarak aşağıdaki sorunlara çözüm arayışını da beraberinde getirdi. İşte tüm bu raporlar ve UEFA' da şimdi bu sorunlara çözüm arayışı içinde...

Plan'da olmayan konular!

TFF'nun bu çalışmasını tarihsel açıdan çok önemli bulmakla birlikte çoğu konuya değinilmemiş olması, biraz Plan'ın hızlı ve entelektüel derinlikten yoksun hazırlandığı görüntüsü veriyor. Bu bağlamda iyi niyetli ancak yeterli olmaktan uzak, aceleye getirilmiş bu çalışmada daha temel konularda daha farklı çözüm önerileri ve aksiyon planları yer alabilirdi. Belki de bu süreç içinde bu eksiklikler tamamlanabilecek…

Benim üzerinde durmak istediğim (ancak toplantıda olmadığım için kaçırmış olabilirim)konulara ilişkin birkaç konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Plan'da "Güçlü Bir Organizasyonla Türkiye'yi İleri Taşımak" bölümünde 11+1konunun 7. Durumundaki "Kurumsal Gelişim" bölümünde kurumsal yönetimde TFF'nin yeniden yapılandırılmasından bahsedilmesine karşın, kurumsal gelişim ve yapılanmaya ilişkin genel olarak kurumsal yönetimin şeffaflık, demokratlık ve iyi yönetişim gibi ilkelerinden bahsedilerek, kurumsal gelişimin belkemiğini oluşturacak konulardan söz edilmesine karşın, olay sadece Federasyon'un İnsan kaynakları süreçlerinin daha etkin hale getirilmesi ve buna bağlı olarak performansa dayalı bir sürecin başlatılmasına yönelik mevcut IT sistemlerinin ve online platformlarının geliştirilmesine; personel eğitiminin daha ileri boyutlarda gerçekleştirilmesine ve güvenilir performans ölçümleme sistemlerinin Federasyona ikame edilmesine indirgenmiş. Oysa konu başlığı ve içerik birbirinden o kadar farklı ki, alınan aksiyonların Federasyon'u kurumsal yönetim ve yönetişime götürmesi mümkün görünmüyor. Kurumsal yönetim ve yönetişim daha farklı konu ve içeriklere sahiptir oysa.

Futbol Ekonomisi'nin büyütülmesine ilişkin ilgili bölüme bakıldığında ise ekonomiyi büyütmek sadece bir temenni olarak kalmış. Futbol ekonomisinin büyütülmesi konusu da sadece "Tüm ulusal ve bölgesel ligler için isim sponsorluğu sağlanması" ve " TFF bütçesinin 2013 bütçesinin %40 büyütülmesine" endekslenmiş. Futbol ekonomisini oluşturan gelir kalemlerinin hangisinde ne tür aksiyonların alındığı ya da alınacağı hakkında plandan bir şey öğrenemiyoruz.

Kulüp yapıları ve Organizasyon konusunda da yine "tüm kulüplerin iyi yönetişim ilkeleri tatbik ve icra edilmek suretiyle, kulüplerin yüksek bir standartta faaliyet göstermeleri temin edilmelidir" gibi kulağa hoş gelen ancak operasyonel ve organizasyonel derinliği olmayan bir yaklaşım içinde konu sadece Türkcell Süper Lig ve 1.Lig kulüplerinin 2011-12 sezonundan itibaren UEFA Kulüp Lisanslama başvurusunun yapılmasına ve 2011-14 arasını kapsayan yıllık stratejik plan hazırlanmasına ve TFF bünyesindeki ulusal ve bölgesel ligler için kulüp lisanslama sisteminin tamamlanmasına" bağlanmış. Oysa kulüp yapılarının ve organizasyonlarının yeniden yapılandırılması salt UEFA kriterleriyle olabilecek bir iş değil. Evet UEFA kriterleri bu kapsamda önemli bir işleve sahip ancak tek başına kulüp yapılanmasını şekillendirmez. Sadece yol haritası verir. Kaldı ki, UEFA kulüp yapılarının yeniden yapılandırılmasına yönelik olarak ta çok somut bir seçime de kulüpleri zorlamaz. Ancak önerileri vardır. Bununla beraber kurumsal yönetişimin kulüplerde egemen örgüt modeli haline getirilmesi UEFA'da temel esastır.

Lisanslama konusunda ise benim hissettiğim kadarıyla TFF içinde olmakla birlikte, özerk bir örgütlenme olan Lisanslama komitesi ya da biriminin de kulüplere lisans vermede bazı sıkıntıları olduğunu sanıyorum.

Futbolcuların gelecekleri ve güvencelerine ilişkin planda tek maddenin yer almamasını ise büyük bir eksiklik olarak değerlendiriyorum. Bir yandan "Elit Oyuncu yetiştirme" konusunu plana taşırken; oyuncuların gelecek güvencelerinin es geçilmesi bana bir çelişki gibi geldi. Çok yetenekli futbolcuların bile sakatlanıp mesleklerinden olduklarını ve yaşamlarını devam ettirmelerinin ne kadar zor olduğunu ve çoğu futbolcunun yaşamlarını huzur evlerinde geçirmek durumunda kaldıkları hepimizin bilgisi dahilinde. Sonuçta tüm bu çalışmaların özü insan odaklıdır. Bu anlamda hem futbolcularımızın geleceklerini güven altına alacak hem de kulüplerimizin olası mali sıkıntılar karşısında zor duruma düşmelerini önleyecek ve devamlılıklarını sağlayacak yapısal önlemler paketinin bir an önce Plan'a dahil edilmesi gerekir.

Plan'da aşağıdaki konularda yeterli bilgi sahibi olamadım. Eğer Plan'ın master bir çalışması varsa ve Federasyon bu çalışmayı temin edebilme şansım olursa; şüphesi olmasınlar o konu üzerinde de gerekli yazıyı bu sütunlarda ele almaktan memnuniyet duyacağım.

· Kulüplerin mülkiyeti, kontrolü ve yönetimine ilişkin sorunlar nasıl çözümlenecek?

· Kulüp ruhsatlanması gibi yasal konularda mevcut sorunlar nasıl aşılacak?

· Oyuncu transfer sisteminde çok önemli açıklar ve sorunlar bulunuyor. Futbol kulüplerinin kaynakları verimli kullanmaları nasıl sağlanacak?

· Oyuncu temsilcilerinin ve maaş maliyet kontrollerinin düzenlenmesi nasıl olacak?

· TFF'nin kendisine ilişkin kurumsal yönetim konuları (hem ulusal hem de Avrupa seviyesinde) nasıl ve ne şekilde olacak? Bu konuda temel hareket planları ne olacak?

· Para aklama ve genç oyuncu ticareti de dahil olmak üzere futbol çevresindeki suç faaliyetleri konusunda neler yapılacak?

· Stadyumda sağlık ve güvenlik konularında Standartların yükseltilmesi tamamen parasal olanaklarla ilişkili. Bu konuda federasyon gerekli finansal kaynağı kulüplere nasıl ve ne şekilde sağlayacak? Bu konuda denetim ve takip nasıl yapılacak? (bu konuda sadece güvenlik kameralarından söz edilmiş!)

· Finansal fair play'in hayata geçirilmesinde 2012-13 sezonuna kadar kulüp bazında yapılması gereken çok önemli ödevler, yükümlülükler var. Bu konuda ne aksiyon alındı ya da alınacak?

· Oyuncuların ve kulüplerin gelecek güvencelerine ilişkin gerekli düzenlemeler ne zaman ve nasıl düzenlenecek?

· Kulüplerin gelir ve gider dengelerinin sağlanması, kontrol ve denetimlerine ilişkin federasyon kendisini ne ölçüde alt yapıda hazırladı ne tür aksiyonlar aldı?

Sonuçta

Federasyon'u bu çalışması nedeniyle tebrik ediyorum ve bu çalışmayı çok önemsiyorum. Çok doğaldır ki, her çalışmanın eksikliği olacaktır. Bu nedenle eleştiri ve özeleştiri mekanizmasının çalıştırılması tarihsel bir görevdir ve biz de bunu yapmaya çalışıyoruz. Tüm amacımız Türk futbolunu Avrupa'da ve Dünya'da hak ettiği yere taşımak…Bu konuda futbol otoritesine yardımcı olabilmek. Ancak ben mevcut çalışmayı iyi niyetle yapılmış ama önemli eksiklikleri olan gerekli ama yetersiz bir plan olarak görüyorum. Belki benim haberim olmadığı için toplantıya katılamadım, federasyon bu konularda gerekli açıklamaları yapmıştır. Bu açıklamalar yapılsa da ben yine elimdeki TFF kitapçığını baz alıyorum. Bu çalışmanın acilen tamlanması gereken yönlerine yönelik Federasyon'un üzerine daha eleştiri yapılabilecek bir çok alan var.

Bu kapsamda bu çalışmanın UEFA Kulüp Lisanslama Sistemi ile Finansal Fair Play'in, futbolun yürütme, saydamlık ve finansal dürüstlük konularının genel standartlarını iyileştirmek için inisiyatifi ele alacak bir çalışma olmasını bekliyor ve ümit ediyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar