Türk Futboluna Rehber Olmak ya da futbol kulüpleri nasıl yönetilmeli?

Tuğrul AKŞAR
Tuğrul AKŞAR EKO-SPOR taksar@gmail.com

Bu sütunlarda sürekli futbol kulüplerimizin iktisadi, mali ve idari yönetimlerine ilişkin makaleler yayımlıyoruz. Yazılarımızda mevcut yönetsel sıkıntı ve sorunlara yönelik çözüm arayışları içindeyiz. Çünkü her geçen gün büyüyen ve gelişen bir ekonominin en önemli aktörleri onlar. Hal böyle olunca, futbol kulüplerinin yönetsel yapılanışları, iktisadi ve mali durumlarını analiz etmeye çalışıyor, buradan hareketle futbol kulüplerinin yönetsel yapılanmalarına ilişkin model arayışlarına yöneliyoruz. Sanılmasın ki, bu sorun sadece ülkemizde mevcut. Eğer böyle olsaydı, dünyanın en önemli iş dergilerinden birisi olan BusinessWeek gibi bir dergi 2004 yılında "Can football be saved? (Futbol kurtarılabilir mi?) başlığıyla konuyu kapağına taşır mıydı?

Gerçekten de giderek endüstriyel bir karaktere bürünen ve yıllık yüz milyar dolarlara ulaşan bir katma değer yaratan bu ekonomi, artık günümüzde futbolu tamamen bir showbusiness'a dönüştürdü. Gösteri endüstrisinin yarattığı bu yeni ekonominin rakamları her geçen gün geometrik olarak artıyor. Daha geçen haftalarda yaşadığımız çok sıcak bir örnek olan yayın ihalesinin ulaştığı değer bile bize bu konunun önemini kendiliğinden ortaya çıkartıyor.

Ekonomi büyüyor ama kulüpler bir türlü krizlerden kurtulamıyor!

Futbolun ekonomisi büyük bir hızla büyürken, ne yazık ki futbol kendi sorunlarını bir türlü kendi başına aşmakta zorlanıyor. Futbol kulüpleri devasa bütçelere sahip olmalarına karşın, hala feodal tarzlarda ya da konvansiyonel yöntemlerle kendilerini yönetmeye çalışıyorlar. Futbolun parasal gelişimi, futbolun yönetsel gelişiminin önünde gidiyor. Bu nedenle de futbol kulüplerinin başı bir türlü göğe eremiyor, sorunlardan kurtulamıyor. Yani futboldaki parasal gelişim, futbolun toplumsal uyanışının önünde. Kulüplerimizin çoğu hala değişen ve gelişen koşullara ayak uydurma yerine, sorunu öteleyerek ya da palyatif çözümlerle günü kurtarmaya çalışıyorlar. Oysa sıradan bir işletmenin bile cirosu arttıkça, yönetim şekli de pazara uygun değişmeye başlar. Aksi halde o işletme rakipleriyle rekabet edemez, piyasadan çekilmek zorunda kalır.

İşte futbol kulüplerimizin de durumları da tıpkı böyle…

Bugün Süper lig yıllık yarattığı 725 milyon Euro'ya ulaşan bir değer ile aslında kulüpleri de bir şekilde kendilerine çeki düzen vermeye zorluyor. Çünkü, bu paranın kulüplere aktarımı tamamen UEFA kriterlerine uyumla ilgili olarak yapılmak durumunda. Aksi taktirde, kulüplerimizin gerekli kriterlere uyum sağlayamamaları onların yarış dışında kalmalarına neden olacak. Bu nedenle, bu paraların harcanması için bile kulüpler iktisadi, mali ve yönetsel yapılanışlarını gözden geçirmek, modern futbolun gerektirdiği örgütsel yapılara yönelmek durumundadırlar.

Kurumsal yönetim ve futbol endüstrisi

Artık günümüzde Kurumsal yönetim ilkelerinin halka açık şirketler kadar, aile şirketleri, kamu kuruluşları, siyasi partiler ve spor kulüplerinde, faaliyetlerin istikrarlı bir şekilde sürdürebilmesine doğrudan etkisi göz önüne alınarak uygulamaya alınması gündemde….

Bu bağlamda İngiltere'de 2005 yılında hazırlanan "Governance: A Guide for football clubs" (Yönetim: Futbol Kulüpleri İçin Bir Rehber) çalışması spor kulüpleri için ortaya konan çalışmalara yön verecek nitelikte bir içerik sunuyor bizlere. Yönetim kurulu, risk yönetimi, denetim, yasalara uyum, şeffaflık, raporlama başlıkları altında futbol kulüplerinin ideal yönetim modeli konusunda kriterleri belirleyen bu çalışma bir rehber niteliğinde. Bu rehber temelde farklı yasal statülere, bütçelere, yönetim modellerine sahip kulüplerin kendi bünyelerine uygun sistemleri alarak belirli bir süreçte uygulamaya koymalarını bekliyor. Yine bu kapsamda halka açık şirket statüsündeki kulüplerin, kurumsal yönetim ilkeleri çerçevesinde oluşan yasal çerçeve ve farklı paydaş beklentileri de göz önüne alındığında, konunun aciliyeti ve önemi kendiliğinden ortaya çıkıyor.

Futbol endüstrisi:Yeni yapı, boyutlar ve kurumsal yönetim ihtiyacı

Futbolun özellikle 1990'lı yılların başından itibaren endüstriyel sürece doğru çevrilmesi, futbol kulüplerini sportif organizasyonlardan ekonomik organizasyonlara dönüştürdü. Futbol kulüpleri 100 milyon dolarlara ulaşan bütçeleri ve bu bütçeleri yöneten yapılarıyla yeni bir ekonomiyi oluşturdular. Bu dönemde gelirleri geometrik olarak artan futbol kulüpleri pastadan daha fazla pay alabilme adına şirketleşmeye ve sermaye piyasalarına açılmaya başladılar. Halka arzlar, kulüpleri çok ortaklı yapılar haline getirdi. Özellikle İngiltere'de şirket şeklinde örgütlenen futbol kulüpleri, mevcut klasik yöntemlerle yönetilemez duruma geldiler. Bu amaçla futbolun evrensel değişim ve gelişimi onu bir show-business'e dönüştürürken; diğer yandan da ortaya çıkan yenilikler karşısında rekabetçi gücünü artırmak isteyen kulüpler kurumsal yönetişime doğru yönlendiler.

Futbolda iyi kurumsal yönetim artık şart

Futbolun bugün lokal bir organizasyon olmaktan çıkıp, küresel ürün pazarlayan bir konuma geçmesi, "iyi kurumsal yönetim" (good corparate governance) uygulamalarını zorunlu hale getirdi. Duruma kulüpler açısından bakıldığında, kurumsal yönetim kalitesinin yüksek olması; kulüplere rekabet üstünlüğü getirmesi açısından, düşük maliyetli fon yaratabilme olanağını da beraberinde sağlamıştır. Bu bağlamda iyi yönetilen kulüpler, rakipleriyle aralarını giderek açmakta ve son 10 yılda muazzam oranda büyüterek yaratmış oldukları devasa bütçeler, büyük kulüplerin lehine haksız rekabeti ortaya çıkarmaktadır.

Deloitte'un en son çalışmasına göre 14,6 milyar Euro olan Avrupa futbol gelirlerinden daha fazla pay kapabilme mücadelesi, başta İngiliz kulüpleri olmak üzere diğer üst düzey Avrupa kulüplerini yeniden yapılanmaya zorluyor. Bu amaçla başta 5 büyük lig olmak üzere, tüm üst düzey futbol kulüpleri, ülkelerinde "kurumsal yönetim" uygulamalarını iyileştirmek amacıyla yeni bir arayış içine girmiş bulunuyorlar.

Kulüpler modern futbolun gereklerini yerine getirmek zorundalar!

Burada karşımıza UEFA'nın Futbol Lisans Kuralları ve "Finansal Fair Play" zorunlulukları çıkıyor. Bu uluslararası zorunlu kurallara uyum, UEFA'nın organizasyonlarına katılma hedefi olan kulüpler için artık bir zorunluluk. Rekabetin temelinde bu kurallara uyum koşulları yatıyor.

Ancak UEFA organizasyonlarına katılım için herhangi bir vizyon ve stratejisi bulunmayan kulüpler içinse durum lokal lisanslama sistemlerine uyumu gündeme getiriyor. Ne var ki, bu konuda daha önceden de bu sütunlarda belirttiğimiz gibi lisans alabilmek için Türkiye Futbol Federasyonu'na başvuran kulüp sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. O halde bundan sonra ne olacak?

Bu futbol kulüpleri nasıl yapılanacaklar? Rekabette geride kalmamak için nasıl bir örgütlenmeye yönelecekler? Kendilerine havuzdan gelecek paraları harcayabilmek için öncelikle ne tür aksiyonlar alacaklar?

Kısacası; Türk futbolu Avrupa ve Dünya futbolundan hak ettiği sportif ve iktisadi / mali payı alabilmek için nasıl bir yönetim anlayışına ve yönetsel yapıya sahip olacak? Uluslararası arenada rakipleriyle rekabette geride kalmamak için neler yapacak? Futbol kulüplerimiz içinde bulundukları sağlıklı olmayan yönetsel yapıların neden olduğu krizlerden kendilerini nasıl koruyacaklar? Sahip oldukları parasal büyüklüğün devamı ve istikrarlı olabilmesi için Türk futbolunu daha ileriye nasıl taşıyacaklar? Daha buna benzer bir çok soruyu peşi sıra sıralayabiliriz.

Öz itibariyle bugün artık bir iş kolu haline gelmiş olan futbolun artan gelir yapısından daha fazla pay alabilmek, kulüpleri endüstriyel bir örgütlenmeye zorluyor. Futbolun kendisini endüstriyel bir niteliğe çevrilirken; bu işin esas aktörü konumundaki kulüplerin bu gelişime seyirci kalmaları beklenemez. Onların da bu dönüşüm ve gelişime ayak uydurmaları, buna göre kendi örgütsel yapılanışlarını gözden geçirmeleri gerekiyor. Bu, artık endüstriyel bir zorunluluk olarak futbol kulüplerinin önünde duruyor.

İşte tüm bu sorulara verilecek yanıtların ortak paydasını "Kurumsal Yönetim ve Yönetişim" oluşturuyor.Giderek parasal temelde kurumsal bir niteliğe kavuşan futbolun, yönetimi de kurumsallaşmak zorunda. İşte bu konularda kafa patlatan ve çaba harcayan birisi olarak, sizlere Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği koordinasyonunda hazırlanan ve yaklaşık sekiz aylık bir çalışmanın sonucu olarak geçen hafta yayınlanan bir kitapçıktan daha doğrusu bir rehberden söz edeceğim bu hafta…

Kurumsal Yönetim İlkeleri Işığında Türk Futbol Kulüpleri Yönetim Rehberi

Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği, Futbol Endüstrisi Çalışma Grubu tarafından yazılan bu rehber tam sekiz ayda tamamlanabildi. Futbol kulüplerinin kurumsal yönetim ilkelerine uygun yönetilmesine; bu yolla gerek paydaşlarına gerekse futbol endüstrisinin gelişimine önemli katkılar sağlanmasına yönelik çalışmalar yapan bu grup üyeleriDr. Levent Bıçakcı, Ömer Tanrıöver, Ahmet Ünüvar, Mete İkiz, Burak Gürkan, Dorukhan Acar, Güray Karacarve Tuğrul Akşar uzun ve oldukça titiz bir çalışma sonunda Kurumsal Yönetim İlkeleri Işığında Türk Futbol Kulüpleri Yönetim Rehberi isimli 90 sayfalık bir başucu kitabını yazarak, Türk Futbol yönetimine armağan etti.

Rehber dört bölümden oluşuyor. İlk bölüm Futbolun endüstriyel gelişimi ile ticarileşmesinin kaçınılmaz bir sonucu olarak kurumsal yönetimin zorunluluğunu ve gereğini Avrupa kulüpleri rol modelleri kapsamında ele alıyor ve değerlendiriyor. Kurumsal yönetimin bir gereklilik olarak ortaya çıkmasında UEFA ve FIFA'nın konuya yaklaşımları da ayrıca irdeleniyor. Bu bölümdekien ilginç konulardan birisini de Futbolun paydaşları konusu oluşturuyor.

İkinci bölüm Avrupa Futbolunun Endüstrileşmeye giden süreçte tarihsel gelişimini ele alıyor. Dünya futbolunu domine eden Avrupa futbolunun endüstriyel gelişimi ve buna bağlı olarak ticarileşen yapısının özellikle futbolun beşiği olan İngiltere'de nasıl bir süreçten geçerek bugüne geldiği, çarpıcı örneklerle ortaya konuyor. Bu tarihsel süreçte futbol kulüplerinin nasıl şirketleştikleri, nasıl halka arz edildikleri ve bunların sonucunda ortaya çıkan şirket modelleri ve kurumsallaşma gereksinimleri Ligler ve ülkeler bazında karşılaştırmalı olarak değerlendiriliyor. Özellikle bu bölümde bugün Avrupa'nın en zengin ve başarılı kulüpleri haline gelmiş Manchester United, Real Madrid, Barcelona ve Ajax'ın tarihsel gelişim öykülerini okumak inanın ki çok ilginizi çekecek…

Üçüncü bölüm Türkiye'deki mevcut durumu anlatıyor ve Türk futbolunun sahip olduğu parasal büyüklüğün kaynaklarını sorguluyor.Türk futbol pastasının tarihsel gelişimi ile kulüplerimizin var olan örgütsel modellerinin ele alındığı kısım gerçekten tüm Türk futbolseverlerin ilgisini çekecek nitelikte. Türk futbol kulüplerinin Avrupalı kulüplerle gelir ve yönetsel yönden karşılaştırmasının yanı sıra kulüplerimizin UEFA kriterleri kapsamında genel değerlendirmesi de bu bölümün ilgi çeken kısımlarını oluşturuyor.

Dördüncü ve son bölüm ise tüm çalışmanın teorisinin pratiğe aktarımını sağlıyor. İlk üç bölümde futbolun somut koşullarının analizi yapılarak, temel saptamalar belirlenirken; son bölüm ise ilk üç bölümün teori yoğun halinin pratiğe indirgenmesini oluşturuyor. Bu bölüm tüm çalışmanın özünü oluşturuyor. Tüm bilgilerin damıtılarak, kulüplere bir başucu kitabı haline getirildiği bu bölümde, kurumsallık ve kurumsal yönetim felsefesi temelinde bazı tavsiye edilen ilkeler estetik olarak kulüplerin emrine sunuluyor.

Bu bölümde kulüplere rehber olarak önerilen ilkeler ya da tavsiyeler topluluğu, temel de üç gereklilik kipiyle kulüp yöneticilerine iletiliyor. İlk gereklilik şartı aynı zamanda bir zorunluluk olarak ortaya konuluyor. Yani uygulanması tüm kulüplere önemle tavsiye edilen ilkeler; ikinci gereklilik koşulları ise uygulanmaları halinde kulüplere olumlu yararlar sağlayabilecek ilkeler ve tavsiyelerden oluşuyor. Tabi ki, bu tavsiyeler, eğer kulübün yapısına uygun ise değerlendirilmesi gereken ilkeler olarak vurgulanıyor. Son gereklilik ya da yeterlik ilke ve tavsiyeleri ise uygulanması sadece üst düzey kulüplere yönelik tavsiye ve ilkelerden oluşuyor.

Rehber bu ilke ve tavsiyeleri profesyonel kulüpler için ele alıyor ve değerlendiriyor.

Türk futbol kulüpleri yönetimi için bazı kritik ip uçları

Bu rehber, Türkiye'deki bütün profesyonel futbol kulüplerinin kullanımı için tasarlandı. Bütün kulüpler için uygulanması önemle tavsiye edilen ilkeler, üst düzey kulüplere uygulanması tavsiye edilen ilkelerden ayrıştırılarak, rehberin en üst düzeyde fayda sağlaması amaçlandı. Öz olarak bu rehberde kulüplerin uygulamaları gereken ilkelere kendi yapılarına göre karar vermeleri gerektiği özellikle vurgulanıyor.

Bu rehberdeki tavsiye niteliğindeki ilke ve öneriler ile temel olarak, kulüplerin yönetimlerinde iyileştirmelerin sağlanmasının yanı sıra, varlıklarını devam ettirebilmelerin teminen tüm paydaşlarının haklarını eşit düzeyde koruyabilmek için bir yol haritası oluşturmak amaçlanıyor.

Rehberi uygularken, 6 ana bolümde tavsiyelerde bulunuluyor. Bunlar;

1. Temel felsefede,

2. Paydaşlar konusunda,

3. Yönetim kurulu yapısı ve sorumluluklarında,

4. Risk yönetimi ve kontrolde,

5. Şeffaflıkta ve

6. Yasal Uyumda ele alınması gereken ilke ve tavsiyelerden oluşuyor.

Biz burada her konu başlığının altında olmazsa olmaz niteliğindeki tavsiye ve ilkeleri buraya alarak yazımızı sonlandıralım.

İyi ve sağlıklı bir kulüp yönetimi için kritik tavsiye ve ilkeler:

1.  Temel felsefede;

· Kulüp ve yönetim kurulu kendi çıkarları kadar paydaşlarının ve kamunun çıkarlarını da gözetmelidir.

· Bu çıkarlar temel düzeyde sportif tesisleşme, gençlere spor imkanı tanıma, oyuncu yetiştirme, bölgeye ekonomik katkı sağlama ve bunun sürdürülebilirliğini sağlamak olmalıdır.

· Sürdürülebilirlik için kurumsal yönetim ilkeleri uygulamaya alınmalıdır.

2. Paydaşlar konusunda;

· Kulüp bütün paydaşlarını ve onların haklarını tanımlamalıdır.

· Bu paydaşlar içinde genel kurul üyeleri, taraftarlar, sporcular, kulüp çalışanları ve tedarikçiler mutlaka yer almalıdır.

· Genel kurul üyeleri kulüple ilgili bilgi ve dokümanları zamanında ve düzenli olarak alabilmelidir.

· Genel kurul üyeleri kolaylıkla yönetim kurulu üyelerini seçebilmeli veya çoğunlukça karar verildiğinde görevden alabilmelidir. Bunun için yönetim kurulu secim sureleri ve olağanüstü genel kurul şartları net olarak tanımlanmalıdır.

· Tüm genel kurul üyeleri, kulübün ana faaliyetleri konusunda temel stratejik değişimler ile ilgili yeterli ve gerekli bilgiye sahibi olabilmelidir.

3. Yönetim kurulu yapısı ve sorumluluklarında,

· Kulüpte kararlar alınırken yönetim kurulu üyelerine tam ve yeterli bilgi verilir.

· Yönetim kurulları, kuruldaki tek kişinin kararından bağımsız olmalıdır.

· Yönetim kurulunun görevi icra olmamalıdır.

Yönetim kurulu temel işlevleri aşağıdaki çerçevede odaklanmalıdır:

· Kurumsal stratejiyi gözden geçirme ve yönlendirme, temel uygulama planları, risk politikası, yıllık bütçeler ve iş planları, performans hedefleri belirleme, kurumsal performansı ve uygulamayı izleme, temel sermaye harcamaları, devralmalar ve tasfiyeleri idare etmek

· Kilit yöneticileri seçmek, tazmin etmek, izlemek ve gerektiğinde yenisi ile değiştirmek ve değişim planını idare etmek

· Kilit yöneticilerin ve kurulun kazançlarını, şirketin ve ortakların uzun vadede çıkarları ile uyumlu hale getirme

· Bağımsız denetim dahil şirketin muhasebe ve finansal raporlama sistemlerinin doğruluğunuve özellikle risk yönetimi, finansal ve operasyonel kontrol sistemleri başta olmak üzere uygun kontrol sistemlerini, yasalara ve ilintili standartlara uygunluğunu garanti etmek.

4.Risk yönetimi ve kontrolde,

· İcra kurulu, her hesap döneminin başlangıcından öncesini de içerecek şekilde, en azından yıllık olarak, kulübün performansına ve finansal, operasyonel ve uygunluk amaçlarına ulaşmasına engel olabilecek temel tehditleri göz önünde bulundurmalıdır. Her tehdit, kulübü soktuğu riskin etkisi ve oluşma olasılığına bağlı olarak değerlendirilmelidir. Riskin seviyesi yüksek, orta ve düşük etkili ya da olasılıklı olarak değerlendirilebilir.

· Kulübün mevcut borçları genel kurulca bilinmelidir. Ayrıca yeni ihtiyaç duyulan borçlar için de şartlar net olarak genel kurul onayına sunulmalıdır. Normalde yeni borç için şu bilgiler sunulmalıdır.

5. Şeffaflık konusunda,

· Kulübün yıllık faaliyet raporu her yıl basılmalı ve internet sitesinde yer almalıdır.

· İsteyen herkes yıllık faaliyet raporlarına ulaşabilmelidir.

6. Yasal uyum konusunda;

· Kulüpler UEFA, TFF ve ilgili ülke kanunlarına uymakla yükümlüdür. Bu uyumda bir sorun çıktığı takdirde ilgili yöneticilere kulüp içi ek cezalar tanımlanmalıdır.

· Kulüplerin yıllık hesapları bağımsız, uygun şekilde kalifiye denetçiler tarafından denetlenebilir. Hesaplar,denetçi yok ise, kalifiye, bağımsız bir muhasebecinin raporu ile denetlenmelidir.

· Yıllık hesaplar, uygun düzenlemelerde tanımlanmış zaman cetveli içinde ilgili taraflara bildirilmelidir (TFF, vergi otoriteleri,…)

· Hisse/üye kayıtları güncel tutulmalıdır, incelemelerde hazır bulundurulmalıdır ve talep olursa temin edilmelidir.

Sonuç

Sonuçta bu rehber Türkiye kurumsal yönetim derneği gibi bir sivil kitle örgütlenmesinin koordinasyonunda, gönüllülük temelinde bir araya gelmiş, konusunda uzman ve özverili üyelerinin ortak çalışması sonucunda ortaya çıkmış, İngiltere'den sonra Avrupa'da ikinci kez yayımlanmış, Türk futbolu için tarihsel önemi bulunan bir dokümandır. Bu çalışmanın önemi önümüzdeki günlerde daha iyi anlaşılacaktır.

Gelişen ve değişen yapısıyla günümüzde futbol kulüplerinde kurumsal yönetim artık ülkemiz için çok önemli hale gelmiş durumda. Ülkemizde futbolun geldiği ekonomik boyutun yanı sıra futbolun sürüklediği milyonlarca taraftar için bu konuda gelişime ihtiyaç bulunuyor. Bu gelişim, hem finansal hem de sportif olarak kulüplerimizin ve milli takımlarımızın başarısını daha sürdürülebilir hale getirecektir.

Bundan sonraki adım, tavsiye edilen rehberin kulüpler tarafından kendi doğruları doğrultusunda ancak ana mesajlardan sapmadan uygulanmaya yönelmeleridir. Bu rehber bütün profesyonel futbol kulüplerine tavsiye niteliğinde olmakla birlikte; bağlayıcılığı olmasa da orta ve uzun vadede uygulanması zorunlu maddeleri içeriyor olması ona tarihsel bir görev atfediyor.

Umarım ve dilerim ki, Türk futboluna yararlı olur…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar