Türk basınının Avrupa’ya açılması (2)

Garbis KEŞİŞOĞLU
Garbis KEŞİŞOĞLU DÜNYA'DA MEDYA [email protected]

Hürriyet'in 21. yıldönümünün kutlandığı 1 Mayıs 1969 günü Erol Bey, akrabası merhum Prof. Dr. Cihat Abaoğlu ve merhum Orhan Erkanlı ile birlikte Almanya'nın Baden Baden kaplıcalarında bulunuyordu. 27 Mayıs 1960 ihtilalinin güçlü simalarından Yarbay Orhan Erkanlı bir süre Hürriyet grubuna bağlı, o zamanki dağıtım kuruluşu Hürdağıtım'da çalışmış, Erol Bey'in de arzusuyla CHP'den parlamentoya girmişti.

Hürriyet'in yönetiminde Erkanlı dönemi ve charter seferleri

Erol Bey, Erkanlı'yı politikayı bırakarak Hürriyet'in genel idare müdürü olması ve gazetenin geleneğine uygun olarak yazıişlerine karışmaması konusunda ikna etmişti.
Erkanlı'nın Hürriyet Gazetesi'ne girmesi, Ferhan Devekuşoğlu ve yazıişlerini rahatsız etmişti.

Nitekim, Orhan Erkanlı'nın 13 Ocak 1970'de genel müdür olmasının ardından Yassı Ada komutanı Tarık Güryay'ın hatıralarını satın alarak gazetede yayınlanmasını sağlaması sonucu, 200 bini aşkın okuyucu kaybedildi... Hürriyet, ilk defa olarak, baş aşağı gitmeye başlamıştı. O sıralar işlerini Divan Oteli'nin barından yönetmeye çalışan Erol Simavi ise panikteydi...

Almanya cephesinde de epey değişiklikler vardı...

Münih Riem Havaalanı'nın tek pisti 1969 sonbaharında bakıma alındığında, alanın 6 hafta tüm uçuşlara kapatılması gerekti. Bu yüzden Münih baskısı durduruldu ve Türkiye'den getirilecek gazetelerin dağıtımı, havaalanı çok işlek olan Frankfurt'a kaydırıldı.

Dağıtım sorumlusu Faruk Arık da küçük bir büro kiralayarak bu kente taşındı.

Orhan Erkanlı, Almanya'daki şirketle yakından ilgileniyordu. Gazetenin gücüne dayanılarak, "Hürriyet Europa Zeitung - HEZ" adı altında charter uçak seferlerine başlandı. Uçak işlerini, daha önce Türkiye'de bir seyahat acentesinde çalışmış Bayan Linda Covo yönetiyordu. Pan International charter şirketinden kiralanan uçaklarla Frankfurt - İstanbul ve Münih'teki Kreutzer şirketinin işbirliğiyle de Münih - İstanbul seferlerine başlandı.
Hürriyet'in temel direklerinden merhum Tahsin Öztin, şirkete "HEZ'le giden, TEZ gider" sloganını bulmuştu. Şirket Frankfurt'ta istasyonun yakınındaki Weser Strasse'de, Lufthansa'nın eski Türkiye müdürü Sandmann'ın bürosunda faaliyet gösteriyordu.

HEZ kısa zamanda büyüdü ve Berlin ile Düsseldorf'tan İstanbul seferlerine başladı. Bugün büyük işadamı olan Vural Öger, o tarihlerde Erkanlı'nın acentelerinden biriydi ve deyim yerindeyse karşısında "esas duruşta" bekliyordu...

Süratli büyüme ve acentelerden zamanında tahsilat yapamayan HEZ, nakit sıkıntısına girdi ve seferler iptal edilmeye başladı. Uçak yolcuları ceplerinde dönüş bileti olduğu halde İstanbul'da kaldı... Vilayetin önünde gösteriler yapıldı ve dolayısıyla gazete de Almanya'da zarar gördü. Erkanlı, Almanya baskısının yönetimini elinde tuttuğu için, merhum Osman Torfilli'nin de yardımıyla bir büro kurarak, gazetenin haber akışını elinde bulundurmak istemişti. Gazeteyi de Frankfurt-Heddernheim'da kurulmuş olan Tercüman'ın ofset tesislerinde bastırmaya başlamıştı...

Nezih Demirkent ile Ege Gazetecilik Şirketi'ni kuruyoruz

Ben o tarihlerde sadece Hürriyet İstanbul'un Almanya temsilcisi olarak görev yapıyor, uçak işletmeciliğine karışmıyordum.

1970'lerde Tercüman Gazetesi'nin Frankfurt'ta modern bir ofset tesisi kurarak baskıya başlamasını da içimi çekerek seyrediyordum.

Nihayet o tarihlerde Hürriyet'in genel müdürü olan Nezih Bey'le bu ise bir çare bulabilmek için, Erol Simavi'nin bilgisi dahilinde Münih'te gizlice EGE -Türkische Zeitungs- und Druckerei GmbH'yi (EGE Türk Gazetecilik ve Matbaacılık Ltd. Şirketi) kurduk.

26 Temmuz 1971'de kurulan şirketin ortakları arasında Nezih Demirkent (yüzde 42,5), Hürriyet'in o günkü ticaret müdürü Refik Hammas (yüzde 42,5) ve ben (yüzde 5) bulunuyordum. Şirketin genel müdürlüğüne Erol Bey tarafından ben atandım.

İstanbul'un yetkilendirmesiyle yasal yoldan Hürriyet'in isim hakkını bir Alman icra memuruyla gidip, Erkanlı'dan devraldım.

Orhan Erkanlı bu durumdan fevkalade rahatsız olup, Erol Simavi'yi vefasızlıkla, verdiği sözleri tutmamakla suçladı...

Gazetenin isim hakkını aldıktan sonra, Ekim 1971'den itibaren Tercüman matbaası ile yeni bir baskı anlaşması yaparak, gazetenin devamlılığını sağladık.

HEZ Uçak Şirketi de bir süre sonra tasfiye edildi...

Şimdi burada tekrar bir parantez açmak durumundayız. Erol Bey, Orhan Erkanlı'dan "bıktığı" için, ondan kurtulma yollarını arıyordu. 1970 Eylül'ünün başında Erol Bey, ağabeyi Haldun Simavi ve eski başdanışmanı Prof. Memduh Yasa ile Divan Oteli'nin bir odasında buluşması sonucunda, yönetimi Haldun Simavi'ye bırakmayı kabul etti.

2 Eylül 1970 sabahı Haldun Bey, yanında Necati Zincirkıran ile Hürriyet Haber Ajansı'nın eski genel müdürü merhum Ahmet Uran Baran olduğu halde Hürriyet'e gelip yönetime el koydu. 4 Eylül günü Erol Simavi'nin ismi künyeden çıkarıldı. Haldun Simavi'nin yönetimi ele almasıyla Orhan Erkanlı istifa etti. Erol Simavi ani bir kararla Almanya'daki şirketi Erkanlı'ya bıraktı.

1970 Nisan'ında genel yayın müdürü olan Hürriyet'in Amerika muhabiri Muammer Kaylan, Haldun Bey'in gelişi üzerine gizlice önce Avusturya'ya, sonra da Amerika'ya gitmişti. Muammer Kaylan hâlâ Güney Florida'da, Bonita Springs'de oturuyor.

Fakat üzülerek belirtmeliyim ki Erol Bey, yıllarca Almanya'dan "bol" para aldığı halde oraya adeta "üvey evlat" gözüyle baktı ve yine yıllar sonra diğer bir başka genel müdüre bir süre için de olsa Hürriyet Almanya gibi bir kaleyi adeta "teselli mükafatı" olarak bırakmayı göze alabildi.

Haldun Simavi Ocak 1971'de Hürriyet'ten tekrar ayrıldı. Erol Simavi de gazeteye genel müdür olarak atandı. Genel idare müdürü olan merhum Nezih Demirkent, sonradan genel müdür olarak tayin edildi.

Halkla bütünleşme ve tiraj patlaması

EGE kurulduktan sonra, yine Nezih Bey'in kaptanlığında Frankfurt'un merkezindeki Kölner Strasse'da matbaa için de müsait bir bina kiraladık. Harris-Marinoni firmasından 5 üniteli, dört renkli baskı yapabilen bir V- 15A makine ısmarladık. Bu makinenin taksitleri muntazaman EGE tarafından ödendi.

Erol Simavi, EGE'ye çok ufak bir katkıda bulunmuştu. Buna karşılık 1983 yılına kadar kendisine milyonlarca mark ödedik...

Yazıişlerine İstanbul'dan Aydoğan Önol gönderildi. Sonradan spor servisinden Nezih Akkutay, rahmetli Orhan Şahin ve eşi Suphiye Şahin EGE'ye katıldılar. Muhasebeye ise Tercüman'dan ayrılmış olan merhum Cavit Cezalı'yı aldık.

Hürriyet'i Tercüman'da bastığımız günlerde, İstanbul'dan uçakla gönderilen filmlerde bir değişiklik yapamıyorduk. Tercüman ise gazeteyi her gün aktüel hale getirdiğinden, daha güncel bir gazeteyi piyasaya sürebiliyordu.

Tercüman'ın tirajı hayli yükselmiş, net satışı 18 bini bulmuştu. Hürriyet olarak ilan almamız da çok zordu. HEZ olayı henüz hafızalardan silinmemişti.

Hürriyet ise birkaç binlik tirajıyla, HEZ'in bıraktığı izleri silmeye çalışıyordu.Bu durum, makinenin kurulmasına kadar devam etti. 1972 sonbaharından sonra, yaptığımız kampanyalar, süratli bir tempo ile sürekli olarak tüm Almanya ve Hollanda'yı karış karış tarayıp vatandaşın yanında yer almamız, gündemi tayin etmemiz ve Kıbrıs Barış Harekatı'ndaki dinamik haberciliğimiz sayesinde, gün geldi Tercüman'ın tirajı çok gerilerde kaldı.

Bu arada Nezih Demirkent ile İstanbul'daki Almanya masasını yöneten sevgili arkadaşımız, Almanya konularındaki "tek" uzman Ertuğ Karakullukçu'nun gayretlerini de unutmamak gerekir. Kıbrıs Barış Harekatı'ndan sonra bize katılan, bugünün kıymetli tarih yazarı Murat Çulcu'nun da durmak bilmeyen gayretleriyle, Hürriyet artık Almanya'nın gündemini tayin etmeye başlamıştı.

Vatandaşla bütünleşmek için, Türkiye'nin o dönem en iyi hafız ve mevlithanlardan oluşan bir gruba, başlarında merhum Hacı Hafız ve Mevlithan Nusret Yeşilçay olmak üzere, Almanya, İsviçre, Hollanda ve Belçika'da 28 mevlit okuttuk.

Hürriyet'in Avrupa baskısı artık, Almanya, Avusturya, İsviçre, Danimarka, Belçika, Fransa ve Hollanda'da günü gününe dağıtılıyordu. 1983 Nisan'ında net satış 80 binleri geçmiş ve iade oranı yüzde 24,5 idi. Bugün ne yazık ki tiraj bu rakamın çok altında olup iade oranı da iki misline çıkmıştır... Hürriyet'in Amerika açılımını da Nezih Demirkent'in desteği ile gerçekleştirdim.

Hürriyet'in o günlerdeki Washington muhabiri Tuna Köprülü bu projeye sıcak bakmamıştı. Dr. Ata Erim'in desteğiyle epey adres toplayarak, Hürriyet'i 29 Ekim 1981'de New York'ta piyasaya çıkardık. Frankfurt'ta basılan gazete, Lufthansa'nın kargo uçağıyla her gece New York'a gönderiliyordu. Mahalli saatle sabah erken Kennedy Havaalanı'na varan gazete New York ve New Jersey eyaletlerinde satışa çıkıyordu. Bir miktar gazete de New York'tan Los Angeles ve Montreal'e ( Kanada) gönderiliyordu.

Hürriyet bugün Amerika'daki temsilci Doğan Uluç'un başarılı alışmalarıyla artık New York'ta basılıyor.

Böylelikle 1981'in Cumhuriyet Bayramı günü, Hürriyet'i üzerinde güneş batmayan gazete haline getirdik.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar