Turizmdeki gidişat yanıltmasın, Rusya olmasa yine artış yok
Turizm Bakanlığı'nın dün açıkladığı verilere göre mayıs ayında Türkiye'ye 2.9 milyon turist geldi. Geçen yılın aynı ayındaki 2.5 milyona göre yüzde 16'lık bir artış var.
İlk beş aydaki turist sayısı ise 8.8 milyonu buldu. Geçen yıl aynı dönemde 8.3 milyon turist gelmişti, böylece artışın oranı yüzde 5.5 oldu.
Turist sayısının nisandaki yüzde 18'den sonra mayısta da yüzde 16 artması ve beş ay toplamında yüzde 5.5'lik bir artışa ulaşılması turizm sektörünün, üstünde dolaşan kara bulutları dağıttığının bir işareti sayılabilir mi?
Eğer bu soruya "evet" yanıtı verirsek ya sayıları iyi irdelememişiz ya da kendimi kandırmayı tercih ediyoruz demektir.
Rusya olmasaydı...
Turist sayısındaki değişime oransal değil, mutlak değerler üstünden bakalım.
Mayıs ayında geçen yıldan 404 bin daha fazla turist geldi. Acaba bu artış ülkelere dengeli bir şekilde mi dağılıyor, yoksa bir ya da birkaç ülkede yoğunlaşma mı var?
Mayısta turist sayısı 404 bin kişi artarken, Rusya'dan gelenlerin sayısında 567 bin kişilik bir artış söz konusu. Yani Rusya dışındaki ülkelerden gelenlerin sayısında artış bir yana 163 bin kişilik bir azalma var.
Beş aylık döneme bakalım. Turist sayısındaki toplam artış 461 bin kişi. Rusya'dan gelenlerin sayısında kaydedilen artış ise tam 790 bin kişi. Yani Rusya dışında kalan ülkelerden gelenlerde 329 bin kişilik bir gerileme söz konusu.
Sorunu aşabilmiş değiliz
Rusya'dan gelenlerin sayısına bakıyoruz, müthiş bir artış var. Geçen yıl mayısta bu ülkeden 41 bin turisti ağırlamışız, sayı bu yıl 608 bine çıkmış.
Beş ayda gelen Rus turist sayısı da 138 binden 928 bine fırlamış.
Bunlar iyi güzel de, Türk turizmini yalnızca Rus vatandaşlarının ayakta tutması mümkün mü? Varsayalım mümkün... Böyle bir turizm yapılanması olabilir mi?
Uçak krizinden sonra yaşananlar zihnimizde tazeliğini koruyor. Bir kriz, koskoca bir sektörü çökme noktasına getirmedi mi?
Hem bakın Rusya sorununu geride bıraktık; ama geride bırakamadığımız sorunlar var. Avrupalı Türkiye'ye soğuk bakıyor, bu sayılara yansıyor işte. Biz Türkiye algısını düzeltmek zorundayız. Tek yapmamız gereken bu. Ne fiyatta bir dezavantaj söz konusu, ne sunduğumuz olanaklarda. Tek sorunumuz algı...
2015'in hala çok gerisindeyiz
Varsayalım ki bu yıl gelen turist sayısında gerçekleşen artış tek bir ülke sayesinde değil ve tüm ülkelere yayılıyor. Yani dengeli bir artış söz konusu.
Öyle olsa bile bir önceki yıla baktığımızda, yani bu yılla 2015 yılını kıyasladığımızda hala ciddi bir kayıp içinde olduğumuzu görürüz.
Bu yıl mayısta geçen yıla göre yüzde 16 artan turist sayısı, 2015'in mayısındaki sayının yüzde 24 altında bulunuyor.
Aynı şekilde bu yıl ocak-mayıs döneminde yüzde 5.5 artış gösteren sayı, 2015'in aynı döneminin yüzde 19 altında.
Yani biz geçen yıl kaybettiğimizi bu yıl biraz olsun yerine koyabildik. Dolayısıyla hala kaybımız var...
Avrupalı turist sırtını dönüyor
Rusya'dan gelenlerin sayısının artması iyi hoş ama bizim bir pazarı kazanırken, (aslında o da kazanmak sayılmaz, eski düzeyine getirirken) başka pazarları yitirmememiz gerekir. Kastettiğimiz tahmin edileceği gibi Avrupa pazarı. Avrupa'nın orta halli ve turizm için Türkiye'yi tercih edenleri, giderek uzaklaşıyorlar bizden. İşte sayılar:
Türk turizmi için Avrupa'daki en önemli ülke iki ülke Almanya ve İngiltere. Bu ülkelerden gelenlerin sayısında nasıl azalma olduğu yazımız ekindeki tabloda yer alıyor. Tabloda bulunmayan iki ülkenin turist sayısını aktaralım.
Hollanda'dan 2015 mayısında 180 bin kişi gelmişti. Hollandalı turist sayısı geçen yıl mayısta 100 bine, bu yıl ise 64 bine geriledi. Bu ülkeden beş ayda ise aynı yıl sırasıyla 375 bin, 292 bin ve 206 bin turist geldi.
Aynı durum Fransızlar için de geçerli. Fransız turist sayısı mayıs ayları itibariyle 87 bin, 45 bin ve 38 bin oldu. Sayı, ocak-mayıs dönemi itibariyle de 252 bin, 173 bin ve 145 bin olarak gerçekleşti.